BÖLÜM 20 YÜZLEŞME

40 7 6
                                    

Alan istemeyerek söze girdi.

- Şeyma, Jake'i fbi yok edecek. Özür dilerim. Sana ne mezarını ne de külünü verebiliyorum. Oysaki tek isteğin buydu.

- Alan farkındaysan ben bu işe Jake için giriştim. Bana söz verdin. Jake'in bedenini kurtaracaktık fbiın elinden. Farkındaysan bir suçlunun eline düşmek üzereydim. Canımı hiçe sayıp yardım etmeyi kabul ettim. Bunun için senden tek istediğim şey vardı. Bunu yapamayacaksan neden beni kurtardınız? Ben ölmeyi kabullenmiştim.

- Üzgünüm. Jake'i ordan almam imkansız. Ama kanunen cesedin birinci derece akrabaları, onun bedenini alabiliyor. Ama Jake için böyle bir durum söz konusu değil.

- Tamam Alan ben anladım anlayacağımı.

Bunu dedikten sonra Alan'ın yanından ayrıldım. Ben Jake'i ordan kurtaracağım. Tek canı yanan ben olmayacağım. Herkes yaptıklarınun bedelini ödeyecek. Yeter bugüne kadar güldükleri. En çok çabalayan bizdik ama en çok üzülen de biz olduk. Jake ve ben bunları hak etmedik.
Kaç gündür kullanmadığım arabamı tekrar Duskwood'a gitmek için kullanacaktım. Bindiğim andan itibaren son gaz Duskwood yoluna sürdüm.

Yaklaşık on beş dakika sonra Duskwood'daydım. Arabayı bir yere bıraktıktan sonra kararlı adımlarla o evin önüne geldim. Kapıyı son gücümle yumrukladım ve açmalarını bekledim. Kapıyı Lilly açtı. Beni gördüğüne şaşırmıştı. Ama birazdan diyeceklerim bu şaşkınlığının yanında hiç kalırdı. İçeri girdim. Hannah da evdeydi o da şaşırdı. Ama benim hedefim oydu. NATHAN DONFORT. Oturma odasında oturuyordu. Karısı da yanında.

- Merhabalar Nathan Donfort. Keyfiniz yerindedir umarım. Şahsen benim hiç yerinde değil.

Adam şaşkın gözlerle bana bakıyordu. Lilly, Hannah ve Bayan Donfort da anlam vermemişti. Söze devam ettim.

- Ah pardon siz beni tanımıyorsunuz. Ben sizin kızınızın bulunmasında büyük katkıları olan kişiyim.

Adamın yüzünde bir gülümseme oldu tam ayağa kalkıp teşekkür edecekken araya girdim:

- Bana teşekkür etmeye kalkışmayın lütfen. Ben bu işi tek başıma başarmadım. Biri daha vardı.

Lilly susturmaya çalıştı. Anlamıştı ne söyleyeceğimi.

- Lilly bırak beni. Benim yerimde olsan delirirdin hiçbir şey bilmiyorsun ama öğreneceksin.
O biri olmasa belki Hannah güvenle yanınızda olmayabilirdi. O adamı Hannah daha önceden tanıyordu. Lilly ise o günlerde tanıdı. Ama siz, siz onu tanımak istemediniz. Bırakıp gittiniz. Bi düşünün öyle biri tanıyor musunuz?? Durun ben, canı pahasına Hannah'a yardım eden ve sizin aile birliğiniz bozulmasın diye uğraşan kişiyi tanımanıza yardımcı olayım. Adı Jake. Tanıdık geldi mi?? Belki geçmişlerden?

Adamın gözleri büyüdü.

- Jake senin oğlundu, Nathan Donfort!
O senin yıllar önce terk ettiğin ortada bıraktığın öz çocuğun! Bir heves uğruna mahvettiğin iki kişiden biri! Asla sahiplenmediğin, yardımcı olmadığın! Ve o şimdi be halde biliyor musun? Hiçbiriniz ona ne olduğunu bilmiyor şuan. Sen Hannah, biliyor musun o nerde napıyor? Seni kurtarmak için yaptığı onca şeyi biliyor musun? BİLMİYORSUN. HİÇ BİRİNİZ ONA NE OLDUĞUNU BİLMİYOR! AMA BEN BİLİYORUM! JAKE ÖLDÜ! JAKE O GÜN HANNAH'I KURTARMAK İÇİN GİTTİĞİ O MADENDE ÖLDÜ! SİZİN YÜZÜNÜZDEN. SEN YILLAR ÖNCE ONU TERK ETTİĞİN İÇİN NATHAN DONFORT, SEN KÜÇÜKKEN İŞLEDİĞİN SUÇU KABULLENMEDİĞİN VE BOZUK PSİKOLOJİYE SAHİP OLDUĞUN İÇİN HANNAH DONFORT VE SEN, BİZ ABLAN İÇİN DELİCE UĞRAŞIRKEN BİZİ HER YERDE YAYINLADIĞIN VE SENİN YÜZÜNDEN FBI ONUN YERİNİ ÖĞRENDİĞİ İÇİN, VE ONU MADENE GÖNDERDİĞİNİZ İÇİN LILLY DONFORT. HEPİNİZ SUÇLUSUNUZ!

Bayan Donfort olayın şokunu atlatamamıştı. Aynı şekilde Nathan Donfort'da. Lilly ve Hannah ağlıyordu. Lilly bana dönüp:

- Şeyma, Jake gerçekten öldü mü? Hayır bu olamaz.

- Neden kabullenemiyorsun. El birliğiyle hayatını mahvettiniz onun. Ama artık izin vermeyeceğim. Nathan Donfort! Jake'i sahipleneceksin artık. Bunu yapacaksın! Jake'in bedeni şuan fbi elinde ve ben hiçbir şey yapamıyorum. Gidip onun bedenini oradan alıp defnedeceksin. Bu senin babalık görevin. Hayatı boyunca ona bir baba olmadın ama ölüsünün olacaksın! Yoksa o yok olacak orada. Ben buna izin vermeyeceğim. Sana son bir şans Nathan Donfort GİT VE OĞLUNU AL! EĞER YAPMAZSAN SONUN OLURUM!

FIND THE TRUTH (DUSKWOOD) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin