BÖLÜM 8 HACK

74 7 3
                                    

Arabanın içinde nereye gideceğimizi bilmeden gidiyorduk. Ben hiç konuşmuyordum ama Jessy, Richy ve Dan ne yapacakları hakkında konuşuyordu. Birden araya girip beni Grove Springs'teki motelime bırakmalarını istedim. Eğer diğerleri bir şey sorarsa da bir şeyler uydurursunuz dedim. Birkaç dakika sonra arabadan indim. Jessy benim içib endişeleniyordu. Bana onunla kalmam için ısrar etti ama tek olmak istediğimi söyledim.

Odaya girdiğimde üstümde kocaman bir ağırlık vardı. Kaldıramayacağım kadar ağırdı. Çantamdan Jake'in telefonu olduğunu düşündüğüm telefonu aldım ve şarja koydum. Hala içimde umut vardı Jake olmadığına dair. Bilgisayarı da çıkarttım. Belki şarjı vardır diye çalıştırmaya çalıştım ama olmadı. Hemen resepsiyona inip bir şarj aleti istedim. Ona uyan bir şarj aletini prize taktım. Şarj olmasını beklemeden açtım. Şifre isteyecek miydi çok merak ediyordum. Ekran kilit yerine geldi. Entera bastım şaşırtıcı bir şekilde şifre istemeden direkt ekran açıldı. Jake bunu madende zaman kaybetmemek için yapmış olmalıydı. Dikkatlice ekrana baktığım an tüm kaynar sular başımdan aşağı döküldü. Daha önce Jake benimle ekranını paylaştığı için duvar kağıdını biliyordum. Ve bu o duvar kağıdının aynısıydı. O an gerçekten onu kaybettiğimi anladım. Jake bilgisayarını bu kadar önemli bilgiler içeriyorken asla bırakmazdı. Ayrıca hoodie, siyah saçları... Nefes alamadım sanki gözyaşlarım beni öldürüyor gibiydi. Yere düştüm ne elim hareket edebildi ne ayağım. Hepsi sanki felçli gibiydi. Kendimi hissedemedim.

Orada hiç hareket etmeden kaç saat geçirdiğim hakkında bir fikrim yok. Ama biraz olsun kendime gelmiş gibiydim. Saate baktığımda gece 2yi gösteriyordu. Bilgisayar ekranı hala açıktı. Belki Jake'in fotoğrafı vardır diye tekrar bakmak istedim. Onun her şeyini merak ediyordum. Ama bilgisayara baktığımda sadece anlamadığım hack uygulamaları vardı. Bir de son yaptığı madendeki kamera kayıtları. Kayıtları tek tek izledim ama sadece Alan ve Richy vardı. Aklıma bir an telefon geldi. Çoktan şarj olmuştur. Belki onun da şifresi yoktur. Telefonu açmadan önce biraz inceledim. Onun parmaklarındaydı bu telefon. Benimle konuşuyordu. Onun kokusu vardı onun teni onun sıcaklığı... Telefonun açma tuşuna basıp beklemeye başladım. Ekranda çatlaklar vardı. Umarım çalışır diye Allah'a dua ediyorum. Kilit sayfasına geldiğinde bu sefer kilit istedi. Jake'in basit bir şey koymadığına adım kadar emindim ama yine de 2 kere rastgele şifre denedim. İkisi de olmadı. Sonra aklıma Jake'in Hannah'nın telefonunun şifresini kırdığı geldi. Acaba bilgisayarda bu kodları bulabilir miydim?

Tekrar daha detaylı araştırmaya başladım. Bir yer buldum tahminimce burdan yapmıştı. Nasıl kullanıldığını öğrenmek için yaklaşık 2 saat her yerde araştırdım. Eğer beceremezsem Jake ile ilgili hiçbir şey öğrenemeyecektim. Bir gayretle başladım. Telefonu bilgisayara bağladım. Kaç saat uğraştığım hakkında bir fikrim yoktu. Sonra bir anda telefon yeniden kapanıp açıldı. Evet bu sefer şifre yoktu. Başarmıştım ama sanki telefondaki her şey silinmiş gibiydi.

FIND THE TRUTH (DUSKWOOD) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin