Finali de yazdım, umarım beğenirsiniz. Düşüncelerinizi yazarsanız sevinirim. İyi okumalar :)
---------
Neler yapacağım hakkında herhangi bir fikrim yoktu. Ama ona çok büyük bir ders verecektim. Korkmasını, üzülmesini, kahrolmasını istiyordum. Evelyn ile birlikte düşünecek, en iyi intikamı alacaktık. Çok da beceremeyecektim belki ama denemeden bilemezdim. Evelyn'in evine geldiğimde kapıyı Evelyn açtı. Telefonda haber verdiğim için yolumu gözlüyor olmalıydı."Gel gel, çabuk." diyerek odasına çıktık. Kapıyı kilitleyip yatağına oturduk.
"Anlat bakalım en baştan."
"Günlüğünü buldum. Bir kızla bir sürü fotoğrafı vardı, ölen sevgilisi. En sonunda da benimle intikam için çıktığını yazmış. Beni sevmiyordu bile Eve."
"Neyin intikamı olduğunu da yazmış mı?"
"Tam olarak bir nedeni yok. Ama Francois ile ilgili bir olay. Ona sinir oluyor."
"Tamam, bu durumu kullanacağız. Seni seviyor, Azura."
"Koşu yarışmasını da kaybetti zaten, akşam yemeği sözü var."
"Çok güzel. Ben de kullan at telefonlarından bir tane alırım, Daelan'a gideceğiniz yerin mesajını atarım."
"Bir arayıp bakalım Francois kabul edecek mi?"
Telefonumu alarak Francois'i aradım. İlk çaldığında açmadı. Tekrar aradığımda açmıştı.
"Efendim?"
"Francois, ben şey diyecektim senin akşam yemeği sözün vardı ya. Bugün gidebilir miyiz?"
"Senin sevgilin yok muydu Azura? O niye çıkarmıyor?"
Evet, bunu hiç düşünmemiştim.
"Francois, biz bildiğin çıkmak için çıkıyoruz gibi bir şey. Pek fazla konuşmuyoruz bile. Ayrılma mesajı attım ama daha görmedi sanırım. "
"Anladım, tamam akşam seni 8 gibi alırım."
"Tamam görüşürüz, dikkat et kendine."
"Sen de." diyerek telefonu kapattı. Şimdi eve gidip elbise bakacaktım. Beni almasına dört saat vardı.
"Evelyn, ben eve gidiyorum sonuçta hazırlanmam lazım."
"Tamam birtanem, görüşürüz." diyerek sarıldıktan sonra evinden çıkıp evime gittim.
Bugün mükemmel olmalıydım. Güzel ve seksi olmalıydım. Dolabı açıp elbiselere baktım. Birkaç tane elbise çıkarıp bazılarını eledim. Geriye kalan iki seçenek için de Eve'ye başvurdum. Üstü beyaz askılı altı da siyah mini bir etek olan elbiseyi giymemi istedi. Güzel seçim. Şimdiden giyinmeme gerek yoktu. Ayakkabıyı da kemer altın rengi olduğu için altın rengi kalın topuklu seçtim. Kırmızı ruj süreceğim için güzel olacaktı. Siyah da çanta buldum mu tamamdır. Siyah çantayı da kıyafetlerin yanına koydum. Evet olmuştu. Banyo yapsam geriye iki saat kalacaktı. O zamanlarda da hazırlanırdım.
Banyo yaptıktan sonra bornozumla salonda oturarak televizyon izledim. Hem kurulanıyordum hem de zaman geçiyordu. Gelmesine bir buçuk saat kalmıştı. Hızlıca yukarı çıkıp ilk önce saçımı kuruttum. Elbisemi giydikten sonra kolye taktım. Ayakkabıyı giyerek aynada kendime baktım, güzel ve seksiydim. Ama eksik bir şeylet vardı. Makyaj ve saç. Saçıma maşa yapıp doğal bir hal almasını bekledim. Makyajımı da siyah tonlarında yaptım. Ruju sürmedem dişlerimi fırçaladım. Ruju dikkatli sürerek ayni renkte dudak kalemimi de hafiften sürdüm. Artık hazırdım. Francois de birazdan gelirdi tahminimce. Parfümümü sıktığım anda zil çaldı. Gelmişti. Aşağı hızlı adımlarla inerek kapıyı açtım. Francois'in arkası dönüktü. Önünü döndüğü anda şaşkınlıktan nutku tutuldu. Ona da takım elbise çok yakışmıştı. İyi ki daha uzun bir topuklu giymemiştim yoksa onu geçebilirdim. Francois cidden yakışıklı çocuktu. Aşık olunacak biriydi. Beni de seviyordu, bir şans vermeliydim belki ilişkimize.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AZURA
ChickLitHayat her zaman normal temposuyla ilerlemiyordu. İnişler ve çıkışlar hiç beklemediğiniz bir anda hiç beklemediğiniz mekanlarda gerçekleşiyordu.Her zaman hayata basit bakan insanlardan olmuştum.Doğup,büyüyüp,ölecektik. En azından hayatımın belirli bi...