12.BÖLÜM

121 15 7
                                    

Uzun bir sürenin ardından bu bölümü paylaşıyorum sonunda. Sizleri çok beklettiğim için özür diliyorum. Yazım yanlışları varsa söyleyin lütfen telefondan yazdığım için olabilir birkaç hata. YEMİN hikayesini de okumayı unutmayın. Şimdiden size iyi okumalar =)

-------------------------------------------

"Ben çıkıyorum canım." diyerek odasının kapısına doğru yürüyüp onu bekledim.

"Aşağı gelmemi bekleme Azura. "

  Ona döndüğümde ellerini beline koymuş bekliyordu. Yanına doğru gidip yanağından öptüm. "Görüşürüz sersem!" diyerek aşağı indim. Kahkahalarını şimdiden duymaya başlamıştım. Kesin Aleron ile konuşuyordu. Kapıda bekleyen yeni hizmetçiyi görünce kıza acıdım.

"Beni beklemene gerek yok."

"Peki Azura Hanım."

"Senin adın ne?"

"Sztella,efendim."

"Görüşürüz Sztella." deyip evden çıktım. Salonda beni bekleyen uyuz bir Daelan vardı. Eğer o uyuzsa ben daha da uyuzdum. İstediğini ona vermeyeceğim. Salonun giriş kapısında bekliyordu manyak. Ona aldırmadan içeri geçerken kolumu tuttuğu gibi kendisine doğru çekti. Bedenlerimiz birbirine yapışık bir şekilde, dudaklarımız neredeyse birbirine kenetlenecek kadar yakındık.

"Bıraksana beni ya!" diyerek ondan uzaklaşmaya çalıştım.

"Sana bir mesaj attım."

"Ben de cevabımı verdim. Bırak şimdi!"

"Benimle geliyorsun dedim Azura! Geleceksin de."

"Hayır Daelan gelmeyeceğim! Kolumu bırak acıtıyorsun!"

   Kolumu bırakmak yerine daha fazla sıkınca çığlık attım.

"Kızı duydun, bırak onu!"

   Kolumu bırakınca ovuşturmaya başladım. Kimin araya girdiğini bakmaya vaktim olmamıştı fakat ses tonu tanıdıktı.

"İstediğimi yaparım. Hem sen onun neyisin ki bana karışıyorsun Troy?"

  Troy adını duyduğumda gözlerimi kolumdan ayırıp ona baktım. Troy beni mi kurtardı şimdi? Troy da bana baktığında neler olduğunu az çok tahmin edebilmiştim.

"O benim sevgilim. " dediğinde Daelan o öfkeli gözlerini bana doğru çevirdi. Ben de ona doğru baktığımda öfkesinin dindiğini, yerini ise hüznün aldığını gördüm.

"Bu doğru mu?" diye sorduğunda istemsizce Troy'a baktım. Bana sırıtıyor muydu o? Görürsün o sırıtmayı sen. Bak o sırıtmayı sana nasıl yediriyorum.

"Hayır! Troy'la ben mi? Gülünç olmayın lütfen. "

   Bunu Troy'a bakarak söylemiştim. Yüzündeki ani değişim keyfimi yerine getirmişti. Gülmemek için de dişlerimi sıkıyordum.

"Sen onun hakkında nasıl yalan söylersin?" diyerek Troy'un üzerine doğru yürüyordu. Ben de bundan faydalanıp içeri girdim. İhtiyarı görünce onu ne kadar özlediğimi fark ettim.

"İhtiyar!" diye koşarak sarıldım.

"Canım kızım, nasılsın?"

AZURAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin