5.BÖLÜM: ''KIRILGAN''
--------------------------------
Sabah alarmın sesiyle uyandım. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra dolabımdan eşorfmanlarımı çıkarıp giydim. Yatağımı düzenleyip mutfağa geçtim. Jocelyn ile beraber kahvaltı yapacaktık. Kahvaltılıkları hemen yanımda olan masaya bırakıp tezgaha geri döndüm.
Tabak, çatal ve bardakları masaya yerleştirdim. Tam o sırada kapı çaldı. Kapıyı açtığımda çiçekler gözüme girecek mesafedeydi. Çiçekleri elinden alıp kapıyı arkasından kapattım.
''Günaydın!'' dediğimdeyse cevap bile vermedi.
Odun!
Çiçekleri bir vazoya koyup salona geçtim.
''Kahvaltı mutfakta, burada değil. ''
''Ben de bakınıyorum, daha hazırlamamışsın zannetmiştim. ''
''Sen öyle san ! '' diyerek yayıldığı koltuktan kalkmasına yardımcı oldum.
''Vay, vay, vay ! Kızımız pek de hamaratmış .'' dedi masayı görünce.
''Abartma Joce! Alt tarafı salatalık domates. ''
''Reçel ve kruvasan sever misin? '' diye ekledim o bir şey demeyince.
''Tüm Fransızlar sever Azura. Kahve yapmayı da unutma.''
''Tamam.'' diyerek buzdolabından reçel, dolaptan da kruvasan çıkarıp masaya yerleştirdim.
French Press makinemi dolaptan çıkarıp kahveyi hazırladım. Kahveleri kuplara doldurup masaya oturdum.
''Beğenmezsen kendin yaparsın.''
''Beğenmeyeceğimi zannetmiyorum, ufaklık. ''
O sımsıcacık kahvesini yudumlarken ben de tereyağı kruvasana sürüp ağzıma attım. Çok lezzetliydi. Bu tadı çok fazla seviyordum, hayatımın bir parçasıymış gibi.
''Abartma diyorsun ama gerçekten de hamaratsın Azura. ''
Omuz silkmekle yetindim. Keşke Anna ve David -anne ve babam- de böyle düşünselerdi. David, bana karşı soğuktu. Nedenini hala çözememiştim, bir nedeni vardır herhalde kızına karşı soğuk olmasının.
''Bugün ne yapmayı düşünüyorsun? '' diye sorduğunda kahvemi yudumluyordum.
''Kursum var. ''
''Ne kursuymuş bu? Yoksa bale kursuna gitmeye mi karar verdin? ''
Sesinden alay geçtiği belli oluyordu. Hem erkeklerin baleyle ne sorunları vardı ki? Her kız baleye gidecek diye bir kural yok ortada.
''Hııı. Evet, baleye gidiyorum. ''
''Sana tütü çok yakışırdı, seni öyle görmek isterim. ''
Baleye gitmiş olsam bu cümlesine karşı sinrlenirdim fakat ben dövüş kursuna gidiyordum. Kendimi tutamayıp kahkaha atmama karşı kaşlarını çatarak bakması beni daha da güldürmüştü.
''Ah benim zavallım! İnandın mı hemen? '' diye sorduğumda kahvesini elinden bırakıp arkasına yaslandı.
''Oyun mu oynuyoruz Azura? ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AZURA
ChickLitHayat her zaman normal temposuyla ilerlemiyordu. İnişler ve çıkışlar hiç beklemediğiniz bir anda hiç beklemediğiniz mekanlarda gerçekleşiyordu.Her zaman hayata basit bakan insanlardan olmuştum.Doğup,büyüyüp,ölecektik. En azından hayatımın belirli bi...