Arkadaşlar vakit bulduğum zamanlar yazdım. Tekrardan bulursam yine yazarım. Yeni bir hikayenin konusu aklıma geldi onun da kapağını hazırlayıp tanıtımını yazdım. Ona da bakarsanız sevinirim.Iyi veya kötü yorum yazarsanız sevinirim. Iyi okumalar =)
------------------------------------------------
Sabah kapının ziliyle uyanmıştım. Bu saatte kim gelebilirdi ki? Daelan olamazdı herhalde. Büyük ihtimalle Evelyn yardım için gelmişti. Uyku sersemliğimle yanıbaşımdaki lambayı yere düşürdüm. Onu umursamadan aşağıya inip kapıyı açtım. Karşımda duran kişi Daelan mıydı yoksa ben mi yanlış görüyorum? Gözlerimi ovaladıktan sonra gördüğümün yanlış olmadığını farkettim. Daelan üzerimdekileri süzünce istemsiz olarak üzerimdekilere baktım. Askılı bir tişört ve şort vardı. Bu tür kıyafetleri dışarıda giyiyor olsam da kızarmıştım.
''Girsene içeri. '' diyerek içeri davet ettim.
''Bugün çok şıksın Azura.'' Sırıtmasını görmezlikten gelmek en iyisiydi.
''O senin şıklığın. '' diyerek yukarı çıktım. Nasıl olsa evin yolunu biliyordu. Arkama doğru dönüp baktığımda peşimden geliyordu. Merdivenin koluna yaslanıp iç geçirdim.
''Daelan, nereye? ''
''Bana yol göstermiyor musun?''
''Evi bilmiyor musun?''
''Evden kastın senin odansa gayet iyi biliyorum.''
''Bak direk şu karşısı salon. Tamam mı Daelan? ''
Arkasına dönüp salonun olduğu yere baktı. Omuz silkerek ''Orası uzak geldi senin odan daha yakın.'' dediğinde zıplayarak saçımı yolmak istedim.
''Daelan, giyineceğim gidersen.''
''Bence bu halin gayet güzel .'' diyerek göz kırptı. Odama doğru koşarak kilitledim. Dolaptan siyah beyaz renkli etek, beyaz da dar askılı tişört çıkardım. Onları hemen hızlıca giyip altına da bordo renk topuklu ayakkabımı giydim.Kapıyı açtığım anda Daelan ile burun burunaydık. Bir süre gözlerinin içine baktıktan sonra geri gitmeyi akıl ettim. Sabahkinden daha yavaş bir şekilde baştan aşağı süzdü.
"İnelim mi artık?" diye sorunca kafasını sallayarak aşağı indi. Insan biraz centilmen olur. Tabi burda insandan bahsediyoruz Daelan'ı insan kategorisine sokmak zor. Salondan içeri girdiğimde sanki burda misafir benmişim gibi yayılmıştı. Hayır yani niye kendi evi gibi görüyor ki? Yoksa tüm gittiği evlerde mi böyle?
"Azura ben açım."
"Ben değilim, git başka yerde ye."
"Beni kovuyor musun?" diye sordu başını yana yatırarak. Bu hareketi tıpkı bir köpek yavrusu gibiydi.
"Maalesef ki kovamıyorum." diyerek kendimi oturduğu koltuğa attım. Gözleri anında eteğime kayınca kalkıp düzgünce oturdum. Daelan'ın beni dürtmesiyle uzun bir nefes verdim.
''Yine ne var ?''
''Kahvaltı! ''
''Ya sanki burda misafir benim. Git sen hazırla madem böyle davranıyorsun. Yoksa misafir gibi davran Daelan. ''
Sadece başını hafiften sallamakla yetindi. Sinirli bir şekilde kalkarak mutfağa gittim. Kahveleri yapmaya başladığımda Daelan içeri girmişti.
''Yardım edebilir miyim?''
''Krep yapabilirsin istersen. ''
''Nasıl yapıldığını bilmiyorum genelde hizmetçiler yapıyor. ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AZURA
ChickLitHayat her zaman normal temposuyla ilerlemiyordu. İnişler ve çıkışlar hiç beklemediğiniz bir anda hiç beklemediğiniz mekanlarda gerçekleşiyordu.Her zaman hayata basit bakan insanlardan olmuştum.Doğup,büyüyüp,ölecektik. En azından hayatımın belirli bi...