AZURA

4.BÖLÜM: ''GÜZELİM''

 4.BÖLÜM : ''GÜZELİM''

------------------------------------

  Anladığım kadarıyla onlar da daha yeni başlamışlardı. Yanımdaki çocuk büyük bir ilgiyle izliyordu, oysa ben sıkılmıştım. İzlemek yerine dövüşmek daha eğlenceliydi. Hocaları iki öğrenciyi dövüşürken bırakıp yanımıza geldi.

''Ne düşünüyorsunuz gençler , kayıt olacak mısınız? ''

O da benim gibi izleyip kayıt olmak için gelmişti. 

''Ben katılacaktım zaten de sadece ...''

''Evet.'' diyerek sözümü kesti . İngiliz aksanıyla konuşuyordu. Aksanı bile konuşmasına ayrı bir hava katıyordu. 

Piskopat!

''Sen de başka bir ülkeden mi geldin Azura? '' 

''Sen de mi? '' dediğine göre yanımdaki uyuz çocuk başka bir ülkeden gelmişti. Bu da onu üç gündür koşuda görmemi açıklardı. 

''Hayır. Buralıyım. ''

''Arkadaş İngiltere'den gelmiş. Fransızcası iyi ama bizim kadar değil. İngiliz aksanı var biraz. Biz ikinci haftadayız, bize yetişmeniz için ek ders  vereceğim. Haftada üç gün dersimiz oluyor. Cumartesi, pazar, çarşamba. Yarın ve cuma günü saat 16.30 da burada olun ek dersimiz iki gün olacak ama yetişmezse de devam ederiz. ''

''Teşekkürler.'' dedik ikimizde. 

Öğrencilerine dönüp devam etti.

"Evet gençler zamanımız doldu. Çıkabilirsiniz!" dediğinde kapıdan ilk çıkan yanımdaki çocuk olmuştu. Bende onun arkasından ilerliyordum. Kolumu biri tuttuğunda onum benden uzaklaşmasına izin verdim.

"Selam yeni kız." dedi salonda gördüğüm sarışın.

"Selam."

''Nereye böyle aceleyle? ''

''Kayıt yaptırmaya. ''

''Ben de bir yere gidelim mi diyecektim de hafta sonuna kaldı artık. Kayıt yaptırman daha önemli.'' 

Bir şey demeden ihtiyara doğru ilerledim, görmeyeli özlemiştim onu. 

''Selam ihtiyar ! ''

''Selam! Kayıt mı?''

''Evet. '' diyerek parayı uzattım.

 Eve doğru yürürken o çocuk görünürde mi diye bakınıyordum. Sen Nehri'ne çıkan yola döndüm. Orada bir çocuk vardı, benziyordu da. Tam o sırada taşa takıldım. Düşeceğim sırada bir el kolumdan tutup düşmemi engelleyince başımı ona doğru çevirdim. Buz mavisi gözler bana bakıyordu, o kadar güzellerdi ki. Bu o çocuktu. Koşarken, salonda gördüğüm çocuk. 

''Teşekkür ederim.'' 

 Elini kolumdan çekip pantolonunun cebinden sigarasını çıkarıp ağzına götürdü. Sigarasını yaktığındaysa yavaş yavaş benden uzaklaşıyordu. Çocuğun sert ve ulaşılmaz garantisini veren görüntüsü kesinlikle kızları kendisinin peşine takmasına neden oluyordu. Kim böyle biriyle beraber olmak istemezdi ki.