1.BÖLÜM (YIKILIŞ)

267 53 309
                                    

Fikirlerinizi belirtmeniz beni çok mutlu eder umarım beğenirsiniz.



Güneş odamın içinden yavaş yavaş süzülmeye başlamıştı. Telefonumdan yükselen alarmla birlikte kalkıp odamdaki banyoya yöneldim. Bir an önce üstümdekileri çıkarıp kendimi suyun altına attım su üzerimden aktıkça daha fazla rahatlıyordum. Elime şampuanı sıktım ve uçlarından dibine doğru saçlarımı yıkadım. Daha sonra yurtdışından özel getirttiğim badem sütlü sabunu vücuduma sürdüm daha sonra özel yumuşak lifi ile kendimi iyice temizledim. Tamamen durulandıktan sonra çıktım. Havlumu giyip aynanın karşısına geçip yüz maskemi yaptım maske yüzümdeyken giyinme odama yönelip iç çamaşırlarımı giyindim daha sonra üstüme geçirdiğim ince hırka ile banyoya tekrar yöneldim ve yüzümdeki maskeyi temizledim sonra yüzüme makyaj alerji yapmasın diye yüz vitamin serumumu sürdüm ardından yüz kremimi yüzümün kuru bölgelerine sürdüm elime aldığım fondöteni az bir şey elimin üstüne damlattıktan sonra makyaj süngeri ile yüzüme uyguladım ardından fondöten fırçam ile dağılmayan yerlerini dağıttım. Elime aldığım fardan toprak tonu olana far fırçasını dokundurdum fazlalığını çırpıp göz kapağıma hafif dokundurarak sürdüm. Eyelinerı alıp kısa ama yeşil gözlerimi ortaya çıkaracak bir eyeliner çektim uzun kirpiklerime maskara sürdükten sonra, kiremit rengi dudak kalemi ile dudağıma çerçeve çizdim aynı tonda likit rujumuda dudağıma yavaş yavaş sürdüm. Allık fırçamı alıp yanağıma çok az bir pembelik yaptıktan sonra göz kenarlarıma parlaklık verip kendime aynada bir baktım fena gözükmüyordum. Saçlarımdaki havluyu çıkartıp hemen saçlarımı taradım saçlarımdaki grileri daha iki gün önce yenilettiğim için aşırı güzel gözüküyorlardı saçımı saç kurutma makinesi ile kurulayıp elime elektriklenmesi için banyo sonrası saç kremim ile ellerimi saçlarımın arasında gezdirdim. Saç düzleştiricimi fişe takıp beş dakika ısınmasını bekledikten sonra saçlarıma hafif dalgalar yaptım. Odama geçip siyah minik papatyalarla dolu salaş crop tişörtü geçirdim önüne küçük bir bağ atıp altıma buz mavisi jean pantolonu geçirdim. Saçlarımı bozmadan siyah kep şapkamı geçirdim. İşte hazırdım. Kahramanım ve kardeşimle her zaman yaptığımız gibi önce kahvaltı yapıp ardından İstanbul'da gezilmedik yer bırakmayacaktık. Odamdan çıkıp merdivene doğru yürüdüm bir yandan çantama şarj aletimi ve cüzdanımı sığdırmaya çalışıyordum bir yandan da spor ayakkabımı ayağıma geçiriyordum. Az kalsın düşecekken Hafize abla beni tutup.

"İren dikkat et ne acelen var." Dedi. "Geç kalmış olabilirim Hafize abla kaç saattir hazırlanıyorum. Gerçi kardeşim daha hazırlanmamıştır." "Desene Berk yine şaşırtmadı. Toprak acaba ikinize nasıl katlanıyor." "O bana katlanır Hafize abla o bir kahraman unutma."

Diyerek gülerek merdivenleri büyük bir hızla indim annem ve babam kahvaltı ediyorlardı babam hafif gergin duruyordu tabii gergin olurdu yanında annem (Biyolojik olarak) vardı. Annemin yanında herkes gergin olurdu. Babam beni fark edip çatalını ve bıçağını tabağının yanına koyup ağzını peçeteyle sildi.

"Nereye İren?" " Kahramanım ve kardeşimle birlikte kahvaltı yapacağız babacığım." "Tamam kızım fazla geç kalma."

Babamın yanına gidip ona kocaman bir öpücük verip anneme el sallayıp dışarı çıktım tam tahmin ettiğim gibi Berk daha hala çıkmamıştı. Toprak'ı aradım ona Berk'i beklediğimi söyleyip kapattım.

Toprak bizden bir yaş büyüktü ben ve Berk'in arasında on gün vardı. On gün ben büyüktüm. O yüzden o benim her zaman kardeşimdi bense onun küçük şeytanı. Toprak ise bizim hayatımıza beşinci sınıfa giderken katılmıştı. İki sene Amerika'da teyzesiyle beraber yaşadıktan sonra ailesini çok özlediği için tekrardan Türkiye'ye gelip bizim okula kaydolmuştu.

Son papatyam (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin