Yorumlarınız çok önemli benim yazma isteğim için sizin beğendiğiniz şekilde yazabilmem için.
•
•
•"Güzelim sen iyi misin?" Gözlerim kapanmadan son hatırladığım şeydi.
Uyandığımda yatağımdaydım gözlerimi açıp hiç seslenmedim karşı taraftaki masada bana doğru oturmuş kahramanım gözlerini dinlendirirken uyuya kalmıştı. Sessizce doğruldum kahramanımı uyandırmak istemiyordum.
Odamı inceledim belki son kez bakıyordum odama. Beyaz ve vizon döşenmiş odam. Banyo ve giyinme odasının kapısı sütlü kahve ve beyazdı. Çalışma masasının üstünde diz üstü bilgisayarım vardı üstüne kulaklığım duruyordu masanın kenarında küçük bir kağıt çöpü vardı.
Hafize abla sayesinde her zaman topluydu odam. Balkon kapısına yöneldim büyük bir sessizlikle balkon kapısını açıp balkona çıktım üzerimde şortum ve askılı bluzum vardı. Kahramanım giydirmiş olmalıydı. Daha önce sarhoş olduğum zamanlarda yapardı bunu. Şimdi sarhoş değildim ama kafam da kendinde sayılmazdı havuza açılan bahçeye bakıyordum ne güzel anılarımız vardı kahramanım ve kardeşim dolu.
Toprak ve ben her zaman için limonata içerdik ama o limontayı benim yapmam lazımdı başka biri yapınca içmezdi kahramanım. Berk ise tam bir vişne suyu canavarıydı. Hayatımız boyunca hep üçümüzdük bütün bu olanlar arkadaşlığımıza zarar verirse...
Bunu düşünmek bile ölmek demekti benim için. Hafifçe gülümseyerek izledim bahçedeki anılarımıza baktım. Hatırlıyorum da Toprak'la arkadaşlığımız bile bu bahçede başlamıştı.
(İren ve Toprak'ın arkadaşlığının başlaması)
O günden sonra okulda Toprak ve Berk aşırı yakınlaşmışlardı ve bu benim hiç hoşuma gitmiyordu Berk sadece benimdi ve biz sonsuza denk hep ikimiz olarak kalacaktık kimdi bu sarı çocuk. Benim ne yapıp ne edip ikisinin arasını açmam gerekiyordu ama nasıl yapacaktım.
Aklıma bir plan geldi ama yaptığım zaman kardeşim çok üzülürdü. Ben onun küçük şeytanı olabilirim ama benim şeytanlıklarım Berk için geçerli değildi. Ya Berk'i benim elimden sonsuza kadar alırsa. O zaman ne yapacaktım. Başka çarem yoktu.
Beden eğitimi dersinde erkekler üstünü değiştirdikten sonra hepsi soyunma odasından çıktılar. Berk'in dolabından babasının ona giderken anı olarak kalsın diye bıraktığı bilekliği alıp Toprak'ın dolabına koydum. Girerken yaptığım gibi çıkarken de Nehir'den aldığım kapşonlunun kapşonunu kafama geçirdim ve çıktım. Berk yine Toprak'ın yanındaydı.
"İren hoşgeldin" "Hoşbuldum Toprak sakıncası yoksa kardeşimle yanınızda oturmaya geldim."
"Benim için hiç bir sorun yok Berk zaten sürekli senden bahsediyor gerçekten savunma dersleri mi alıyorsun?" "Evet sert olmayı seviyorum diyelim."
"Ya bu arada bu ara Berk beni okula alıştırmaya çalıştığı için seninle daha az görüşüyor bu yüzden kendimi biraz kötü hissediyorum umarım yanlış anlamıyorsundur."
Ne kadar yalancı bir çocuk Berk benle ilgilenmiyormuş o yüzden kendini kötü hissediyormuş. Biraz önce yaptıklarım sayesinde Berk bir daha seninle görüşecek mi? "Yok canım ne yanlış anlaması. Kardeşim benim hayatımda hep vardı hepte var olacak."
Berk hevesli bir şekilde. "Biz üçlü mü takılsak hem böylelikle ben bölünmüş olmam." "Gerek yok kardeşim ben hayatımda senden başka kimseyi istemiyorum ayrı ayrı görüşüyoruz işte."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son papatyam (+18)
Roman pour AdolescentsDaha kaç son papatyam olacaksın... Hani bazı anlar vardır hepimizi baştan başlatan bazı anlar. Kırılma noktası deniyor, kırılma noktası hayatınızın değiştiği noktadır. Benim kırılma noktam hangisi bilmiyorum. Babamın batması mı? Arkadaşımı kaybetmek...