Multimedia'da Öykü var :)
Ateş kafasını kaldırıp yüzüme baktı. Söylediğim şarkı onu etkilemiş gibi görünüyordu. Sonra sıkıntıyla iç geçirdi ve "Seni okula bırakayım,"dedi.
"Ayaklarım var. Ama yine de nazik teklifin için teşekkürler."deyip ona selam verdim. Önünden geçerek yürümeye başladım. Onunla aramızdaki mesafe bayağı açılmıştı. Karanlık sokakta yürümekten ürpersem de kollarımı göğsümde kavuşturdum ve yürümeye devam ettim. Karşıdan gelen iki üç serseriyi fark etmem uzun sürmemişti. Muhtemelen sarhoşlardı.
"Gece gece sokaklarda dolaşan güzel ve etekli bir kız..."dedi içlerinden birisi.
"Birincisi saat 12 yani gece sayılmaz. Ve ikincisi..."
"İkincisi ne?"dediğinde yüzünün ortasına bir yumruk geçirdim. Ama diğer ikisi beni iki kolumdan tutarak duvara yapıştırdı. Rahattım çünkü Ateş beni bulacak ve kurtaracaktı. Ama yine de benden en az 5 yaş büyük olan bu adamlar karşısında korkmamak elde değildi.
"Demek bana vurdun?"dedi sol gözünü tutarak.
"Evet vurdum."
"Korkmuyor musun? Sana burada neler yapabileceğimizi düşün bakalım."dedi kolumu tutanlardan birisi.
"Korkuyorum. Hadi bırakın da gideyim. Okula yetişmem lazım."
"Okula yetişmesi lazımmış ya tüh! Başka bir zamana o zaman."dedi birisi ve pis kahkahaları boş sokağı inletti. Önümde duran adam elindeki içki şişesini yere bıraktı ve çenemi kavradı. "Bana bak vahşi... Uslu duracaksın."dedi tane tane.
Sonra bir anda dudakları boynumda gezinmeye başladı. Ateş neredesin? Hadi gel artık. Bu iş çok uzadı... Tamam sokakta yürürsün anlarım da Alya. En tenha sokaklar neden tercihin? Anlatsana biraz...
Bir anda gömleğimi çekip yırttı resmen. Gömleğin düğmeleri birer birer yere düşmüştü. Acı bir çığlık attım. "Ateş!"diye bağırdım. Adamlardan birisi eliyle ağzımı kapattı. Öndeki adam ellerini vücudumun her yerinde gezdirdi. Ağzımı kapatan eli ısırmayı başardım. "Ateş!"diye var gücümle bağırdım.
Yoktu. Nereye gitmişti. En ufak bir fikrim yoktu ama gitmişti işte. Adamların elleri bir an bile gevşemedi ve kaçmaya hiç imkanım kalmadı. Adamlar beni soğuk kaldırıma yatırdılar. Birisinin eli ağzımı kapatıyor, diğeri eteğimi sıyırıyor, ötekisi ise açıkta kalan yerlerimi öpmeye çalışıyordu. Adamın elinin ağzımda olmasına aldırmadan ardı ardına çığlıklar atıyordum. Ayaktakinin eli kemerine gitti. Bitmişti. Benim için her şey bitmişti artık.
Bir anda polis sireni duyuldu. Adamlar küfür ederek toparlandılar. Hep önde olan ve yumruk attığım adam sertçe çenemi tuttu ve kulağıma eğildi. "Seni bulacağım vahşi..."dedikten sonra diğerlerinin peşinden koşarak uzaklaştı. Polis arabası tam da önümde durmuştu. Arabadan inen yaşlı bir polis yanıma eğildi.
"Yavrum iyi misin?"diye bağırdı. Muhtemelen şok geçiriyordum. Ağzımı açamadım ve sadece gözlerimi pörtleterek olanları izledim. Kadın bir polis geldi ve bana sarıldı. "Geçti."dedi saçımı okşayarak.
Yarım saat kadar sonra kendimi karakolda bulmuştum. Üstümde bir battaniye ve elimde sıcak bir kahve vardı. Hala tek kelime etmemiştim. "Artık ifade vermen gerekiyor. Onları yakalamamız için..."dedi ve elimi tuttu aynı kadın polis.
"B-ben... Onlar... Üç kişiydi. Bana dokundular. Oysa Ateş arkamdaydı. Ateş neden bana yardım etmedi? Boş sokaktaki çığlığımı duyamadı mı yoksa? Beni neden yalnız bıraktı?"
"Ateş kim?"diye sorduğunda telefonumu çıkardım. "Beni 72 kez aramış."dedim.
"Benim konuşmamı ister misin?"dedi ve gülümsedi polis. Kafamı aşağı yukarı salladım ve telefonu ona uzattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çöplük [ c.d ]
Teen FictionAslında sevmezdim okulumu. Hem de hiç sevmezdim. O ortam o karakterler midemi bulandırırdı. Tam bir çöplüktü benim için. Ama onla tanıştım. Onun yanındayken ne o lanet çöplük ne de nefret ettiğim insanlar umrumdaydı. Tamam durmadan kavga ediyoruz...