Bölüm şarkısı # The Troubles # U2
*
Gözlerimi Giray'ınkilerden ayırıp kafamı kaldırdığımda karşımda Ateş'i görmek, bekleyeceğim ve olmasını isteyeceğim en son şeydi. Ona aldırmadan Giray'ı yerden kaldırıp oturur konuma getirdim. Bu sırada Ateş'in bize doğru koştuğunu gördüm. Yanımıza ulaştığında beni çektiği gibi ayağa kaldırdı. Elini sıkıca belime yerleştirdikten sonra ayağıyla Giray'ın göğsüne tekme attı ve Giray tekrar yere serildi. Tiz bir çığlık döküldü dudaklarımdan. Ateş'in ayağı Giray'ın yüzündeydi. Ayakkabısını Giray'ın yüzüne tüm gücüyle bastırıyordu. Çığlık atmayı durduramıyordum. Bu sırada bahçeye giren biri Ateş'i geri çekti. Bu Berk'di. Ateş o sinirle Berk'e de bir yumruk attı ve beni de çekiştirdiği gibi arabaya tıktı.
Her şey o kadar hızlı gelişmişti ki... Hiçbir şey anlamamıştım. Tek anladığım şey, Ateş'in kızgın olduğuydu. Ateş'in gereğinden fazla kızgın olduğu... Sürücü koltuğuna yerleştikten sonra arabayı son hızda sürmeye başladı. Korkudan titriyordum yanında. Her an bana da vuracakmış gibiydi. Gözlerini bir noktaya sabitlemiş, kırpmadan bakıyordu.
"Ateş-"
"Sakın!" Eliyle direksiyona vurdu. "Tek kelime daha edersen yüzümü sonsuza dek bir daha asla göremezsin! Anladın mı?" Bu Ateş değildi. Ateş'in bedenine girmiş başka bir ruhtu. Ateş bu kadar sinirlenmezdi. Ateş asla bu kadar sinirlenmezdi. Araba bir anda durduğunda burnum torpido gözüne çarptı. Bu sefer kanamağı için şanslıydım sanırım. Ateş arabadan indiğinde ben de inmek yerine arabada bekledim. Sessiz sakin bir yerdeydik. Bu sessiz sakin yer eve uzaktı. Ateş arabanın tekerleklerini tekmelemeye başladı. Sonrasında arabaya ardı ardına bir sürü yumruk attı. Korkumdan ağlamaya başlamıştım. Tek duyulan, küçük hıçkırıklarım ve Ateş'in bağırışlarıydı. Bir anda kapım açılınca refleks olarak geriye doğru gittim. Kolumu tuttuğu gibi beni dışarı doğru fırlattı. Evet, bildiğiniz fırlattı. Ateş ilk defa bana şiddet uygulamıştı, ben ilk kez Ateş tarafından az da olsa fiziksel acıya mahrus kalmıştım. Yerden destek alarak ayağa kalktım ve karşısına dikildim. "Derdin ne senin?"diye bağırdım tüm gücümle.
"Ne yaptığını sanıyorsun!?" Hafifçe gülümsedikten sonra bana baktı. Sırtım arabayla birleşti bir anda. "Sana veda ediyorum." Dudaklarını boynumda hissettim. Bedenim tir tir titrerken, kalbimin göğsümü delip Ateş'in yüzüne yapışmasından endişeliydim. Leş gibi içki kokmuştu. Hangi ara bu kadar çok içmişti? Sarhoş değildi. Ateş'in sarhoş halini bilirdim. Gayet kafası yerindeydi. Onu kırmıştım. Kalbini paramparça etmiştim. Hepsi, planlamadığım şekilde gelişmişti. Giray'ın aslında ölmemiş olması omuzlarımdan öyle büyük bir yük atmıştı ki bir an boşluğa düşmüştüm. Giray'a dört kolla sarılmıştım, bunu Ateş'in gözleri önünde yapmıştım. Yetmezmiş gibi onunla her şeyi bırakıp gidecektim. Saçmalık. Ateş buradayken benim onunla buralardan kaçıp gitmem sadece onun için bir rüya olurdu. Peki neden olur, demiştim? Korkuyordum çünkü. Giray'ın intihar etme olasılığı beni öldürüyordu. Böyle bir şey olursa tek suçlusu ben olurdum ve ömrüm boyunca kendimi affetmezdim.
Tabi bunların yanında Ateş'i üzmüştüm. Üzgün ve kalbi kırık bir adam olarak şuan boynumu emmekle meşguldü. Bir dakika... Boynumu emmek mi?
"Ateş kendine gel!" Onu üstümden attıktan sonra arabayla bedeni arasından sıyrılıp ondan uzaklaştım. "Benden korkuyor musun yoksa?" Gülümseyerek söylemişti bunu. Sarhoş halini bilirim, diyordum da... Sahi, sarhoş olabilir miydi?
"Ateş bak, ben mantıklı düşünemedim! Seni bırakıp hiçbir yere gitmem." Güçlü bir kahkaha attıktan sonra ciddileşti. "Giray'ın geri döndüğüne sevinmedin mi Ateş? Ateş sadece şımarık biri oysa Giray beni gerçekten seviyor... Giray'la burdan kaçar giderim, ama aklım Ateş'te kalır. Of ne yapsam bilemedim ki... Ateş mi Giray mı? Aman neyse ikisi de olmazsa başka birine cilve yaparım boş kalmam. İşler sende böyle yürüyor değil mi Alya?" Beni arabaya ittirdi ve bedeniyle arasına sıkıştırdı. Gözlerim dolmuştu ve yaşlar birer birer süzülüyordu. Dedikleri yenilir yutulur cinsten değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çöplük [ c.d ]
Dla nastolatkówAslında sevmezdim okulumu. Hem de hiç sevmezdim. O ortam o karakterler midemi bulandırırdı. Tam bir çöplüktü benim için. Ama onla tanıştım. Onun yanındayken ne o lanet çöplük ne de nefret ettiğim insanlar umrumdaydı. Tamam durmadan kavga ediyoruz...