Multimedia'da Fred ve Cass var :)
Sonunda evin önüne gelmiştik. Ateş yol boyunca benimle doğru düzgün hiç konuşmamıştı. Kullandığı iki ya da üç kelimeyi geçmezdi. Arabadan inerken Ateş'e baktım. Kaşları çatıktı ve önüne bakıyordu. Kafasını çevirip bana bakmasını o kadar çok istedim ki... Ama yapmadı.
Eğilip yanağını öptüm. Bu yaptığım yüzsüzlüktü ama yapmasam içimde kalırdı. En sonunda kafasını bana çevirdiğinde ona el salladım. Tepki vermemişti. Hira'ya sarılıp abimle birlikte evin kapısına doğru yürümeye başladık. Ateş'in arabası çoktan uzaklaşmıştı.
Annem nihayet kapıyı açtığında bir çığlık attı.
"Kızım bu ne hal böyle?"diye bağırmıştı.
"Anne yolculuk işte ya... Gel öpeyim seni."dedim ve ona sarıldım.
Abimle annem de sarıldıktan sonra eve geçtik. Çok özlemiştim burayı... İki katlı bahçeli bir evimiz vardı. Etrafımızda buna benzer bir sürü ev vardı. Ama çoğu yazlık görevindeydi. Sadece karşımızdaki evde Nuray Teyzeler oturuyordu. Ve yakışıklı oğulları Berk ile cadaloz kızları Selin'i unutmamak gerekir tabii. Berk Nuray Teyze'nin kocasının eski eşindendi yani Selin ve Berk öz kardeş değillerdi. Bu Selin'in durmadan Berk'e yürümesi için tek nedendi bence.
Koltukta oturan babamın üstüne atladım resmen. Yüzümü görünce korktu ama bana sarılıp kökümü içine çekti.
"Kızımm Almanya'daki teyzenin oğlu ve kızı da buradalar. Yukarıda senin odandalar."dedi annem.
"Neyy? Anne sen ne diyorsun? Onlar türkçe de konuşmaz şimdi ya! Of anne of!"diye söylenerek odama çıktım.
Odama girdiğimde yatakta uzanan bir erkek ve masamda tırnaklarını törpüleyen sarışın bir kız gördüm. Çocuk kafasını telefonundan kaldırıp beni süzdü.
"Tecavüze mi uğradın?"dedi sadece. Muhtemelen benim yaşımdalardı. Konuşmalarında bir bozukluk yoktu.
"Ay evet!"diye ciyakladı kız.
"Kapayın çenenizi. Zaten yorgunum. Hem sen neden benim yatağımda yatıyorsun? Kalksana!"diye bağırdım.
"Sakin ol güzelim."dedi çocuk pişkin pişkin sırıtarak.
"Abii!"diye bağırdığımda abim odama daldı.
"Şunları odamdan alır mısın? Yoksa ağzımı bozmak zorunda kalacağım!"diye ciyakladım.
"Hadi gençler gelin siz. Alya bugün iyi gününde değil."dediğinde çocuk ayağa kalktı. Kız da oturduğu yerden kalkıp kapıya yöneldi.
Çocuk kulağıma eğildi ve "Sonra görüşürüz Ay-la!"diye fısıldadı.
"Hey benim adım Ayla değil!"diye bağırdığımda arkasını döndü ve sırıttı. "Biliyorum."dedi ve gülümsedi.
Aslında bayağı yakışıklıydı ama yakışıklı olduğu kadar da gıcıktı galiba. Onlar çıktıktan sonra banyoya girip yüzümü iyice yıkadım. Sonra üstüme Ateş'in tişörtünü ve şortumu giyinip aşağı indim. Aşağı inerken merdivende yine o çocukla karşılaştım.
"Oha!"dedi yüzüme bakarak.
"Bir şey mi var?"diye sorduğumda "Ç-çok güze- yani ne kadar kötü kaşların var. Aldırmayı denesene bir ara."dedi.
"Gerçekten kötü mü duruyor? Yani çoğu kişi böyle güzel durduğunu söylemişti."diye mırıldandım.
"Hayır aslında bayağı güzel de... Her neyse martı. Sevgili annen senin odana çıkmamızı söyledi. Hadi Cass!"dedi. Adının Cass olduğunu öğrendiğim kız merdivenlere koşturdu ve üçümüz birden benim odama girdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çöplük [ c.d ]
Teen FictionAslında sevmezdim okulumu. Hem de hiç sevmezdim. O ortam o karakterler midemi bulandırırdı. Tam bir çöplüktü benim için. Ama onla tanıştım. Onun yanındayken ne o lanet çöplük ne de nefret ettiğim insanlar umrumdaydı. Tamam durmadan kavga ediyoruz...