Ateş'in eli yanağına giderken alkışlar durmuştu. Şaşkınlıkla ağzımı kapattım. Neden tokat atmıştım ki? Sarılmam gerekmez miydi? Reflekstendi herhalde. Ya ne kadar mal bir insanım ben!
Ateş göz ucuyla bana baktığında tüm kanım çekilmiş gibi hissettim. Kötü bakıyordu, çok kötü... Yanıma geldi ve gözlerime baktı. "Derdin ne senin? Neden bu kadar-"
Lafını dudaklarımla böldüm. Dudaklarımla!
Ellerimi ensesinin iki yanından koymuştum ve açıkçası sıcak dudakları beni heyecanlandırıyordu. Dün o gece klübünde onu öpmüştüm ama asla bunun gibi olamazdı. Şimdikinde de ben öpüyordum o sadece dudaklarını aralıyordu. Şokun etkisinden çıktığında alt dudağımı emmeye başlamıştı.
Ayrıldığımızda ona gülümsedim. "Ben... Refleksle yaptım."
"Hangisini?"diye fısıldadı. "Tokadı. Kesinlikle tokadı."
"Alya, seni seviyorum,"diye mırıldandığında kafamı salladım. "Biliyorum. Ben de seni seviyorum."
Etrafıma bakındım. Herkes buradaydı. Pamir Ayşem'in beline kollarını dolamış birlikte bizi izliyorlardı, Kayra Eslem'in omzuna kolunu atmıştı, Eslem ise Kayra'nın belini tutuyordu. Kaya her zamanki gibi saptı ve duvara yaslanmış bize bakıyordu. Ozan da saptı, Yağız ve Cassie, Fred ve Yeşim birlikteydi. Sertab bir şeye sinirlenmiş gibiydi. Kuzey'in yanında duruyordu ama birbirlerine dokunmuyorlardı. Çağatay ve Hira da birbirlerine sarılmıştı. Topunuzu ben yaptım lan. Murat da buradaydı. Kısacası herkes buradaydı.
"Hadi millet eğlence bitti."dedi Ateş. "Ya birlikte bir yerlere gidelim hazır herkes toplanmış, hem senin doğum gününü kutlarız."dediğimde gülümsedi. "İkimiz için bir yerde rezervasyon yaptım ama..."
"Nerde?"
"Gidince görürsün?"
"Peki."
Sırasıyla herkesi öptüm. Yaklaşık 15 kişiydik. Sonra Ateş'le el ele sinemadan çıktık. O kadar mutlu etmişti ki beni... İlk başta tokat attığım aklıma gelince gülümsedim. "Ne kadar mal bir insanım ya,"dediğimde bana bakıp "Affettiğin için mi?"dedi.
"Yoo yoo hayır. Tokat attım ya sana,"deyip güldüm. O da güldü.
"Şu gideceğimiz yer şık bir yer mi?"dediğimde kafasını iki yana salladı. "Pek değil,"
"Köfte ekmek mi yoksa?"dedim heyecanla. "Yok o kadar da değil,"dediğinde yüzüm asıldı. "Nasıl da canım çekmişti..."
"Alırız."
"Yemek?"
"Rezervasyon yaptırdığım yer sahilde. Her neyse gidince göreceksin zaten."
"Peki. Şey... Ateş?"
"Efendim canım?"
"Biz yeniden sevgili olduk değil mi?"dediğimde gülümsedi. "Olduk sanırım ha?"
"Olduk bence. Hadi beni arabaya kadar taşı!"dediğimde kaşlarını çattı. "Neden?"
"Sevgilimsin. Taşı."dedim gülerek. Beni sırtına aldı. "Boynumu sıkma!"diye bağırdı.
"Tutunuyorum aptal."
"Bacaklarını dolasana!"
"Doladım ya zaten!"
"Çok ağırsın, gıdıklanıyorum boynumu tutmasana!"dediğinde etrafıma baktım. Birkaç çocuğun bize bakarak güldüğünü gördüm. Kendinize gülün lan, altı üstü Ateş şaapamadı beni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çöplük [ c.d ]
JugendliteraturAslında sevmezdim okulumu. Hem de hiç sevmezdim. O ortam o karakterler midemi bulandırırdı. Tam bir çöplüktü benim için. Ama onla tanıştım. Onun yanındayken ne o lanet çöplük ne de nefret ettiğim insanlar umrumdaydı. Tamam durmadan kavga ediyoruz...