-3

1.7K 99 7
                                    

"Hoşgeldiniz kimliğinizi kontrol edebilir miyim?" Dedi bir salonun girişinde ki güvenlik.

Kimliğimi çıkardım ve ona gösterdim. Davetli listesinden adımı kontrol etti ve içeri girmeme izin verdi.

İçeri ama hangi içeri Deva? Senin bizi nereye götürdüğün hakkın da bir fikrin var mı!?

Yok! Nereye gittiğim hakkın da en ufak bir fikrim yok!

Bir de ortalık da ajanım diye dolanıyorsun...

Kes sesini!

Salondan içeri girdim ve karşıma çıkan sandalyelerden bir tanesine yerleştim.

Bir koruma yanıma doğru yaklaşınca gerilmeye başladım.

Allah'ım! İnşallah farketmemişlerdir! Ölmek için çok mükemmelim!

"Danla hanım kusura bakmayın ama orası Yeliz hanım için ayırtılmış bir sandalye. Kendisi Karan Beyin özel konuğudur"

Başımı sallayıp "kusura bakmayın" diyerek kalktım "fakat hangi Yelizden söz ettiğinizi anlayamadım?"

"Yeliz karakuş, Karan Beyin nişanlısı"

Teşekkür eder gibi gülümsedim ve kafamı sallayarak başka bir sandalyeye yerleştim.

Yeliz Karakuş... adam bana istemeden büyük bir açık vermişti.

Eğer o kadını esir alabilirsek eminim Karan beyi çok içten yaralayabilirdik.

Aa beyni varmış ya ayol bunun!

Kendine sinirlenerek kendini öldüren ilk insan olarak tarihe geçmeme ramak kalmış olmalıydı.

Yavaş yavaş Tesisin içerisinde ki tüm insanlar bu salona toplandı. Ve neredeyse tüm korumalar da bu salondaydı.

Tesisin içerisin de 120 koruma olduğu söylenmişti.

Girmeden önce saydığıma göre dışarı da tam 35 ve içeri de 60 koruma vardı.

Bazı korumalar misafirlerin arasına karışmıştı ve oradan bir açık ve ya tehlike olup olmadığını gözetliyorlardı.

Ama hâlâ 20 korumayı göremiyordum.

İçeri bir insan sürüsü girince bakışlarımı oraya çevirdim.

Sapsarı saçlı, mavi gözlü beyaz bir takım elbise ile salona giren bir kadın ve arkasında ki 20 koruma.

"Hoşgeldiniz Yeliz hanım buyrun!" Dedi korumalardan birisi az önce oturduğum koltuğu kadına göstererek.

Program başladığın da bunun yeni projeleri ortaklara sunulmak amaçlı yapılan bir program olduğunu anladım ve tüm sunumu ses kaydına almaya başladım.

Sonrasın da sırası ile ortakların ismi okundu ve imza atmaları istendi.

Hızlıca ayağa kalktım ve benim ismim,

Kılığına girdiğin ve bayılttığın kadının ismi*

Okunmadan salondan çıktım.

Korumalar beni durdurdu ve ne olduğunu sorar gibi baktılar.

"Çok acil lavaboya gitmem lazım imza törenine yetişicem merak etmeyin!" Dedim ve aralarından sıvışarak lavaboya doğru ilerledim.

Çok geçmeden iki korumanın arkamdan geldiğini fark ettim.

Lavaboya girdim ve burdan kaçabileceğim bir yer aradım.

Orda bir havalandırma deliği vardı fakat ben buraya sığar mıydım hiç bilmiyordum.

Biz sığmayız oraya şişkoyuz biz geç orayı.

Bence sığarım!

Havalandırma deliğine en yakın lavabo tezgahının üstüne çıktım ve havalandırma kapağını sökmeye çalıştım.

Fakat vidayı sökmek için ince bir şeye ihtiyacım vardı.

Ve şansıma burda ve ya üstüm de asla ince uçlu bir şey yoktu.

En sonunda bir tel toka kadar ince olmasa da ayakkabım ile o vidayı açmayı denedim ve zoraki de olsa açabildim.

"Danla hanım imza töreni başlamak üzere acele edin!"

"Geliyorum! Fakat Ped'e ihtiyacım var, lütfen bana ped bulabilir misiniz!" Bu onları birkaç saniye oyalardı.

Adamlar bir kaç saniye dona kalsalar da sonunda birisi kısık bir sesle "tabi" dedi.

Diğerinin hâlâ burda olduğunu biliyordum bu yüzden oldukça sessiz olmaya çalışarak havalandırmanın içine girmeye çalıştım.

Bir ayağımı oraya attım ve tutunarak bedenimi sokmaya çalıştım fakat biraz fazla ses çıkarmış olmalıydım ki diğer koruma "danla hanım!" Diye bağırdı.

"Özür dilerim!" Dedim başımı havalandırmadan çıkararak.

Ardından tüm bedenimi hızla havalandırmaya soktum ve topuklularımı ses çıkarmaması için çıkararak hızlı hızlı ilerledim.

Burası hiç filmlerde ki gibi temiz falan değildi. Her taraf leş gibiydi.

Elimde bir kroki olmadığı için geçtiğim tüm odaların havalandırmasından aşağı bakmıştım fakat hiç biri Karan Çakılın çalışma odası değildi.

Hatta çoğu boştu.

Bir sonra ki havalandırma deliğinden aşağı baktığım da...

SAKIN BUNU ANLATMAYA DEVAM ETME! KİMSE BİR PATRON VE ASİSTANIN...

Her neyse sonunda Karan Beyin odasını bulmuştum fakat havalandırmanın sonundan sesler geliyordu.

"Danla hanım istediğiniz şeyi buldum!"

Şimdi sıçtık işte.

Üstelik şey değil ped.

Her neyse. Havalandırmayı hızlıca indirdim ve bu daha fazla ses yaptı.

Tüm çekmeceleri ve dosyaları indirdim her şeyi indirdim! Bu neredeyse 3 dakika 42 saniyemi çalmıştı. Fakat sonunda Mehmet Bey'in istediği belgeyi buldum.

Her taraf da adamlar vardı büyük ihtimalle o havalandırmadan geri çıkamazdım çünkü oraya bile girdiklerine emindim.

En iyisi koşmaktı.

Elim silahım da kapıyı açtım ve etrafı kolaçan ettim.

Ve anında kapıyı geri kapattın...

Hayır koştum!

Zaten senaryoyu ben yazmış olsaydım ölücek olmazdık!

Çoğu adamı peşime takmıştım ama yapıcak birşey yoktu artık.

Nereye gittiğim hakkın da en ufak bir fikrim yoktu. Yalnızca koşuyordum öylece.

En sonun da ikinci katın çatısına kadar gelmiştim.

Şimdi ne bok yiyeceksin?

Doğru ya ben sizinle uzun süredir konuşuyorum fakat hâlâ kendimi tanıtmadım değil mi?

Ne kadar da görgüzüsüm.

"Koşun! Kaçıyor!"

"Bu sefer Karan bey bizi kesinlikle gebertecek!"

Selam! Ben Deva, Deva Keçici. İstihbahrat koordinasyon da acemi ajanlık yapıyorum.

Şu ana kadar pek önemli bir göreve çıktığım söylenemez fakat bu ilk olanı!

Ve bu oldukça heyecanlı olabilirdi eğer arkamda beni kovalayan bir insan sürüsü olmasaydı.

"Sıkıştın, artık bir yere kaçamazsın!" dedi adamlardan biri.

Bir önümde ki insan sürüsüne bir de aşağı, çatının altından geçen yola baktım. Ve yoldan geçen motora.

Tamam sanırım atlayabilirim... Umarım yani.

Mafyalar Kapatılsın!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin