-21

928 65 30
                                    

Sabah erken saatler de uyandıktan sonra uyuduğum uykudan hiç birşey anlamadığım için kendimi tekrar yatağa bıraktım.

Gözlerimi kapattığımda gözümün önüne Karan'ın 'Siktir git!' Deyişi geliyordu ve bu beni öfkelendiriyordu.

Sinirle bir nefes verdim ve doğrulup yataktan çıktım.

Bu gece bu evde uyumam bile anlamsızdı. Karan bana o sözleri söyledikten sonra arkama bakmadan çekip gitmeliydim.

Ne üzerimi değiştirdim ne de birşeyler yedim.

Dün gece Karan'ın uyuduğundan emin olduktan sonra odasından aldığım silahı çelmeceden çıkardım ve merdivenlerden inerek evin kapısına ulaştım.

Kapıyı açınca hâlâ gece vardiyasından kalan korumaların kapının önünde olduğunu gördüm.

Bu yüzden gözleri kanlanmış ve vücutları bitkin haldeydi.

Onlara birşey demeden aralarından geçmeye çalışmıştım ki bir koruma kolunu yoluma uzatarak geçmemi engelledi.

"Üzgünüm Deva hanım, dışarı çıkmanız yasak"

Adamın eline bir bakış attım ve hiç düşünmeden sertçe kenara ittim.

"Dün patronunuz beni kovarak yasağı kaldırdı, merak etmeyin" dedim yüksek ses ile.

Çünkü odasının camından beni izlediğinin farkındaydım.

Gözlerim cama değdiğinde bir çift kahverengi göz bana bakıyordu.

O kahverengi harelerin içerisinde ki duyguları okuyamıyordum. Karışıktı.

"Patron bize böyle bir şey bildirmedi efendim"

Adama birşey demeden bir bakış attım ve yürümeye devam ettim.

Bu sefer başka bir koruma önüme geçti.

Elimde ki silahı kafasına dayadığımda yutkunduğunu, hareket eden adem elmasından anladım.

Diğer korumalar bana silah çekince gözlerim tekrar pencereye kaydı. Bu sefer gözlerinde ki duyguyu okuyabiliyordum.

Şaşkındı. Çok şaşkındı.

Normalde bırakın silah çekmeyi az önce yaptığım gibi korumanın kolunu dahi itemeyecek ben bu denli çıldırmış durumdaydım.

Öğrendiğim şeyler, Karan'ın tepkileri ve birden aldığım ilan-ı aşk.

Resmen beni delirtmek için evren üzerime oynuyordu.

Hayatıma giren çıkan herkesin sahte olduğunu öğrenmiştim, hepsi yüzüme gülen fakat arkamdan iş çeviren insanlardı.

Annemden bile şüphe edecek hale gelmiştim.

Babamın aslında bir polis değil de hain olduğunu eminim biliyordu. Fakat küçüklüğümden beri babama olan hayrınlığımı dile getiren bana ağzını açıp tek kelime etmemişti.

Çocukken birşey dememesini anlıyordum ama ben artık büyümüştüm, çocuk değildim. Açıklamaları hak edecek yaştaydım.

Ben her gün onun karşısına geçip babama olan hayranlığımı ve onun mesleğini yapmanın gururunu ona anlatırken onun bana gülümsemesi, beni desteklemesi ve gerçeği benden gizlemesi canımı yakıyordu.

Fakat Allah'tan dileğim annemin bu olaydan haberi olmamasıydı. Beni bile bile kandırmıyor olmasıydı.

Bunu benden gizlemiyor olmasıydı.

Gözlerim tekrar bana silah çeken korumalar da dolandı.

8 kişilerdi. Eğer ellerinde silah olmasaydı onları rahatlıkla yenebilirdim fakat silahları vardı.

Mafyalar Kapatılsın!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin