-29

571 38 4
                                    

Bir şişe daha açıp içmeye başladığımda hâlâ yanıma gelmesi gereken kişiyi bekliyordum.

Elimi kulaklığıma attım ve basarak konuştum. "Karan kimse gelmiyor"

"Bekle... Karga bekletmeyi sever"

Sıçarım kargasına.

Bekleye bekleye kaçıncı şişeyi açtığımı saymayı bırakmıştım. Sarhoş olmazsam iyiydi.

Sonunda yanımda ki bar taburesine biri oturduğunda bakışlarım yavaşça adama yöneldi.

Adam barmene bir baş işareti yaptı ve barmen önüne bir şişe bıraktı.

"Bekletmeyi sevdiğini duymuştum ama, bekletilmeyi sevmediğimi de duymuş olman lazımdı"

"Bilgi istiyorsan sabretmen lazım güzelim"

Kulaklık açık değildi dimi?

"Güzelim?!" Diye bir ses geldiğinde açık olduğunu anladım.

"Eğer bilgiyi karşılıksız verseydin tamam ama" diyerek cebimde ki bir deste parayı onun önüne ittirdim.

"Durum buyken beklemek hiç benlik değil"

Elimde ki para karga isminde ki adam için oldukça büyük bir meblağ idi. Karan'ın hesabı içinse yalnızca bir elektrik faturasıydı.

Zengin koca bulduk desene 💅

Adam parayı aldı ve göz attı. Ardından ceketinin iç kısmına sakladığı dosya ve resimleri tezgaha koydu.

"İmparator"

"Yalnızca Pegasus"

"İmparatoriçe"

"Yalnızca Orkide"

Adam söylediğim şeylerden memnun olmuş gibi dosyaları bana doğru sürükledi.

Ben dosyayı aldıktan sonra da anında kayboldu.

"Aldım" dedim Karan'a.

"Otoparktayım" diye kısaca konuştu.

Dosyaları alıp insanların arasından geçerek otoparka ilerledim.

Otoparkta bir arabaya yaslanmış, ellerini göğsünde bağlamış beni bekleyen Karan'ı gördüm.

"Şu iş bitsin Karga'ya güzeli göstereceğim ben"

"Ona az önce gördüğünden daha güzelini göstermen zor olacak" diyerek kendimi kast ettim ve egolu bir bakış attım.

"Allah Allah" dedi kaşlarını kaldırarak ve sırıtarak.

Ardından elini açtı ve dosyayı vermemi kast etti.

Dosyayı arkama sakladım ve "Bilgi istiyorsan bir karşılığı olmalı yakışıklım" dedim Karga denen adamı taklit ederek.

Birkaç adım attım ve Karan'a yaklaştım.

"Ne gibi bir karşılık bu?" Diye sordu. Burnu az kaldı burnume değecekti fakat bu onun için geri planda gibiydi.

"İmparator, imparatoriçe? Kim bunlar?"

Karan birkaç saniye yüzüme baktı ve ardından arabanın arka kapısına doğru ilerledi.

"Kirli işlerin döndüğü bu dünyanın yöneticisi sayılabilecek kişilere diyorlar."

Arka kapıyı açtı. Karşımda şuanki kılığımın tıpa tıp aynısı olan bir kadın vardı. "bugün yerine geçtiğin kadın. Jane imparatorun bilgi için gönderdiği kuşlardan biri"

"Babam imparatora karşı çıkan, isyan eden kişilerden biriydi. İmparatora isyan eden çoğu kişi ölümle cezalandırılsa da babamı öldürmeye güçleri yetmedi."

Ardından derin bir nefes aldı.

"Fakat onların otoritesini sarsan hareketlerde bulunuyorlardı. Babam ve baban."

Karan'ın söyleyeceği şeylerin beni huzursuz edeceğini düşünsem de devam etmesine izin verdim.

"Senin babanı eskiden çalıştığın karakol öldürmedi Deva. Yani evet onlar öldürdü ama küçük bir karakolun babanın karanlık Dünya da bir rolü olduğunu öğrenmesi imkansızdı."

Kaşlarım çatıldı.

"Babam imparatora çok fazla karşı çıkıp onlarla alay edercesine oynadığında imparator fazla sinirlendi ve babanın çalıştığı karakolu devreye soktu. Ona kimden geldiği bilinmeyen mektuplar ve resimler gönderdi. Babanın resimleri"

Bu sefer ben konuştum.

"Senin babana güçleri yetmediği için onun sağ kolunu öldürmek istediler fakat sürekli yan yana gezdikleri için bu imkansızdı. Babamı gündüz hayatında öldürmeleri lazımdı bu yüzden karakola babamın onlara ihanet ettiğine dair mektuplar gönderdi ve karakol babamı öldürdü."

Kanım donmuştu. Babamın ölümünün bu kadar... Bu kadar içinde olmak beni korkutuyordu.

Sonum onun gibi olsun istemiyordum. Diğer yandan intikam ateşi kanımı kaynatmaya başlamıştı bile.

Gözlerim duvara kitlenmiş şekilde dururken Karan gözüme doğru elini salladı ve dikkati kendi üzerine çekti.

"Ve biz şimdi intikam almaya gidiyoruz" diyerek benim elimi tuttu.

"Ne için?" Diye sordum. Kaşlarımı çatıp.

"Ne demek ne için?"

"Sırf sevgilinin babasını öldürdü diye koca bir imparatoru karşına alacak kadar salak mısın Karan? Ben belki bugün varım yarın yokum. Her an karakola geri dönebilirim. Sen neden yapıyorsun bunu?"

Söylediklerim onun canını yakmış gibiydi. Ellerimi bıraktı ve bir adım geri çıktı.

Karakola gitmeyi düşünmem bile onu kırmıştı.

"İmparator ve imparatoriçe ayağıma çok dolanıyor. Onları ortadan kaldırmalı ve gücü  elime almalıyım"

"Sen imparator mu olmak istiyorsun!?" Dedim hayretle.

"Evet. Fakat imparatoriçe belli değil. Onu imparator olunca düşünürüm"

Sinirlerim tepeme çıkarken kaşlarımı çattım.

"Git gelecekte ki imrapatoriçenle plan yap o zaman" dedim ve kollarımı göğsümde bağladım.

Bana gülerek birkaç adım attı ve önüme geldi. Üzerime doğru eğildi ve saçımın bir tutamını kulağımın arkasına attı.

"Eğer o da isterse, onunla yapıyorum zaten"

Bakışlarım ona döndüğünde pis pis sırıttığını gördüm.

"Şimdi gidelim ve üstünü değiştir. Böyle başka bir kadına yürüyormuşum gibi hissediyorum. Seni aldatmak istemiyorum"

Onun bu dediğine büyük bir kahkaha attım.

Eve gittiğimizde Jane kılığından çıktım ve eski halime döndüm.

Bugün öğrendiklerim omuzlarımda büyük bir yük gibiydi.

Bunları öğrenmeden önce, Karan birşey dese, sinirlensem ya da ayrılsak. Çekip evime gidebilirdim.

Fakat artık bu intikam isteği omuzlarımdaydı. Babamın intikamını almadan gitmek istemiyordum.

Bu yüzden salona döndüm ve Karan ile beraber imparatoru nasıl devireceğimiz hakkında plan yapmaya başladık.

Daha çok o söyledi ben onayladım. Sonuçta bu işlerde yeniydim.

"Bu tür toplantıları korumalarınla falan yapman gerekmiyor mu?" Diye sordum.

"Onlara daha sonra da anlatırım. Hanımdan bir onay alalım da" diyerek bana göz kırptı.

Ee nikah ne zaman?

Seeeelaaamm bölümlerin arasında çok fazla boşluk olduğunun farkındayım ama çok büyük tıkanma yazıyorum yazıcak birşey bulamıyorumm bana da acıyın!

Mafyalar Kapatılsın!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin