-22

973 66 62
                                    

"Deva!" Bağıran ses ile bakışlarım boyadığım sindrelladan patronun oğluna döndü.

Ağlaya ağlaya koşarak yanıma geliyordu.

Gözlerimi devirerek sindrellayı boyamaya devam ettim.

Bu kız da sakarlığından, bir ayakkabıyı düşürdü diye prensle evlenmişti iyi mi.

Bende çok sakardım ama hiç bir prensle karşılaşmıyordum!

"Deva!" Dedi burnundan akan sümüğü kazağının koluna silerken.

"Gene kimden dayak yedin?" Diye sordum bıkkınca.

"Şişko" dedi başını aşağı eğip burnunu çekerek.

Açıkçası ona tekrar birilerinin önünde ağladığı için kızmak istiyordum ama kızamıyordum aptala.

Aptal dediğimi babama söylemeyin çok kızıyor sonra.

"Gel benle" dedim ve beyaz elbiseme dikkat ederek ayağa kalktım.

Elinden tutup onu binanın önüne getirdim. Kaşlarımı çatıp babamın patronu gibi sinirli ve korkutucu görünmeye çalıştım.

"Şişko!" Diye bağırdım sinirle. "Seni kaç kere uyaracağım bir daha arkadaşıma dokunma diye!"

"O da çok savunmasız baksana bir kızın arkasına saklanıyor!"

Patronun oğlu bu sözlerle iyice arkama geçti. Bu çocuktan gerçekten korkuyordu.

"Bir kızdan dayak yemek istemiyorsan sus şişko"

Şişko Mert ve arkadaşları büyük kahkahalar attı.

"Sen mi beni dövüceksin!?"

"Yoo" dedim rahat şekilde. "Ama seni zayıflatmaya çalışan annene bu hafta tüm paranı okula değil de abur cubur harcadığını söylersem o seni dövebilir"

Şişkonun annesi çok zalimdi bu yüzden sürekli dövüyordu şişkoyu.

Çoğu zaman ona acıyordum ve annesinin elinden kurtardığım bile oluyordu. Ama daha fazla arkadaşıma vurmalarına izin vermedim! Çok canını yakıyorlardı!

Şişkonun gözleri irileşirken çoktan dolmaya başlamıştı.

"Bir daha arkadaşıma baktığını bile görmiyim şişko!"

"Söyleyecek misin anneme?" Dedi titreyen dudakları ile. Birazdan oturur ağlardı bu.

"Eğer tekrar arkadaşıma zarar verirsen söylerim" dedim sert sesim ile. Tam babamın patronuna benziyordum şuan.

"Vermeyeceğim" dedi şişko korku ile.

"Aferim" dedim ve patronun oğlunun elinden tutup onu eve geri çıkardım.

"Ne yapacağız" diye sordu.

"Ben boyama yapıyordum, yapmak ister misin?"

"Hayır o kız boyaması"

"Az önce seni de bir kız savundu lalnız!" Dedim sinirle.

Şu kelimeyi bir türlü söyleyemiyorum zaten.

"Lalnız değil, yalnız yalnız"

"Lalnız lalnız lalnız!"

...

Rüyam da gördüğüm tatlı anıyla kendimi gülümseyerek uyanırken buldum.

Karan'ın patronun oğlu olduğuna hâlâ inanamıyordum.

Mafyalar Kapatılsın!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin