𝐃𝐚𝐯𝐞

133 15 4
                                    

Klaus, Hazel ve Cha-Cha'dan kaçmayı başardı. Bir minibüse bindi.

Koltuklardan birinde oturuyordu, bulduğu çantayı para olmasını dileyerek açtı.

Birden mavi bir ışık patlaması oldu ve bum. Çanta ile birlikte ışınlandı.

Ve sabah olduktan sonra tekrar minibüsin içine ışınlandı.

Elleri kanlı üstü başı toprak içindeydi. Askeri üniforma tarzı bir şey vardı üzerinde. Kolları yırtılmıştı. Üzüntü ve şaşkındı, kalp kırıklığı yaşamış gibi bir yüz ifadesi vardı. Etrafa dolu gözlerle baktı. Ağlamaya başladı. İndiği ilk saniye çantayı parçaladı. Sertçe bir kaç kez önünde duran banka vurdu ardından fırlattı. Çanta patladı. Klaus ise ağladı.

1968 yılında olan savaşta gazi olmuştu.

Klaus duşa girmişti küvetin içindeydi. Hâlâ etkisinden çıkamadığı geçmişindeydi.

"Dave. Dave. Dave. Dave"


Ürperdi ve küvetin içinde dikeldi. Kafasını diğer tarafa doğru eğip elleri ile küveti tuttu nefes nefeseydi.

"İyi misin?"

"Evet, sadece..."

"Sadece ne?"

"Uzun bir geceydi."

"Tek bir gece değildi galiba."

"Evet."

"Künye taktığını hatırlamıyorum."

"Evet, bir arkadaşındı."

"Adı Dave miydi?"

"Ne?"

"Zihnin."

"Ya yeni dövmen?"

"Yaptırdığımı bile tam hatırlamıyorum. Dedim ya uzun bir geceydi."

"Yaptın, değil mi?"

"Neden bahsediyorsun?"

"Semptomları fark edebiliyorum Klaus."

"Neyin semptomlarını."

"Jet lag. Vucütta kaşıntı. Biri burnundan beynine bir kutu pamuk sokmuş gibi hissettiren baş ağrısı."

"Kısaca zamanda yolculuk."

"Anlatacak mısın?"

"Kankaların eve girip seni bulamadıklarında beni rehin aldılar."

"Sen de çantalarını çaldın."

"Evet. İçinde para vardır ya da rehin bırakırım falan diye düşündüm. Sonra çantayı açtım."

"Sonra bir bakmışsın neredeydin? Hangi zamandaydın mı demeliyim?"

"Ne fark eder?"

𝐌𝐄𝐋𝐎𝐃𝐥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin