18. "İtiraf"

670 71 9
                                    

❤️

Kısık gözleri, gördüğü ten için birkaç kez kırparken derin bir nefes alıp bulunduğu konumu sorguladı. Gözleri odanın içerisinde dolaştı ve Aaron ile uyuduğu fark edip nefesini bıraktı. Gördüğü kavruk ten de ona aitti demek ki.

Derin bir nefes alıp gözlerini yumdu. Çok yorgun hissediyordu, sebebi de yoktu ama sanki bütün vücuduna ağırlık çökmüş gibiydi.

Lucas tekrar uyuduktan dakikalar sonra Aaron uyanmıştı. Kolları arasındaki çıplak bedene bakmış, gülüşünü tutamamıştı. Gülümseyerek eğilip alnına uzunca bir öpücük bıraktı.

Uyku uyanıklık arasında gidip gelen Lucas, huysuzca burnunu kırıştırıp yanağını daha sert bastırdı Aaron'un göğsüne. Bu davranış için sırıtan Aaron, pek uykulu sayılmazdı. Eskiden geceleri Lucas'ı izlerdi. Elinde olmadan her ayrıntısını inceler kendi kendine Lucas'a hayran olurdu.

Bu sebeple de genellikle uykusuz kalıp sabahları uyurdu. Şimdi böyle bir durum olmadığı, istediği her an gözlerini ona diktiği için rahatça uyumuştu. Hem gözlerini kapattığı gibi önüne geliyordu, Lucas'ın sureti.

Eğilip bir kez daha öptü Lucas'ı ve yavaşça kolunu çekip doğruldu. Çok az uyuşmuştu ama değerdi. Yüzünde, anlamlı ve huzurlu bir gülümseme varken Lucas'a son kez bakıp kamaradan ayrıldı.

Dümen kısmına geçecekti ki fark ettiği hareketlilik ile kaşlarını çattı. Gözleri güverteye giderken koşturup duran tayfaya baktı. Bir an sonra yanında beliren Ric'e sordu. "Neler oluyor?"

"Kaptanlar birliğinden Seth," Dedi sıkıntlı bir sesle. Aaron ilgisini tamamen ona verdiğinde mırıldandı. "Yakalanmış. Fransa'da, hapse atmışlar. Kurtarmak için birkaç kaptan beraber çalışacakmışız. En geç bir haftaya kadar kurtulmalı. İdam emri var."

Aaron, sıkıntılı bir solukla başını salladı. O dallamanın böyle bir saçmalık yapacağı belliydi. Fransız hükümeti oldukça katıydı. Korsanlar kolay kolay limanlarına yaklaşmaz, baskınlarını gece yapardı. Bu dangalark neyine güveniyordu ki?

"Tamam, kiminle gideceğiz? Ayrıca olabildiğince hızlı gittiğimizden emin ol. Karaya yaklaşınca bayrağı indirsinler."

Ric, başını salladı ve bildiklerini anlatmaya başladı. "Wilma, Shelly, Stuart ve Zed gelecek bizimle. Geriye kalanlar şehirde olacak, destek gerekirse müdahale edecekler."

Aaron, saçlarını karıştırırken başını salladı. "Limanda güvenlik önlemi alınmışsa demir atı kayıkla gideceğiz. Yaklaşmak yok. O işe yaramaz herif için gemimi tehlikeye atamam."

Ric tekrar başını salladı ve emirlerini iletmek için tayfanın yanına gitti. Aaron, dümeni Fransız topraklarına çeviriyordu. Ondan başkasının geminin rotasında söz hakkı yoktu bu yüzden onu beklerken bu kadar telaşlanmış olmalıydılar. Korsanlar birliğinin emirlerine uymamaktan korkuyor olmalıydılar.

Gerçi eğer burada Lucas olsa, o da istediği şekilde kullanabilirdi de Aaron olmadan yataktan çıkması yasaktı.

Derin bir nefes aldı kaptan ve pusula ile rüzgarın yönüne göre dümeni çevirmeye başladı. Ertesi sabaha varmış olurlardı. Bunun için haber yollamalı mı diye düşündü ve kendi güvercinini Lucas'ın babasına yolladığını hatırladı. Hâlâ orada olmalıydı zira kendisi uyun bir kara bulana kadar geri göndermemesini de söylemişti.

Lucas, babasından alacağı ikinci bir haber için emindi ki çok mutlu olacaktı ve bu yüzden böyle bir olaya izin vermişti ama elinde başka güvercin yoktu. Hem olsa bile güvercin gidip gelene kadar çok yol katetmiş olacaktı. Onu tekrar bulması biraz zordu.

KORSANIN ESİRİ -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin