16. "Çift"

752 92 10
                                    

Lucas, yüzünde huzurlu bir ifade ile dümeni çeviren korsana bakarken son derece huzursuzdu. Tırnaklarını kemiriyor, oturduğu iskele tarafı korkuluklardan düşme pahasına bacaklarını sallıyordu. İçi içini yiyordu kısaca ve dalgalı gözleri, Aaron'un bakış açısındaki denize oranla onu boğacak gibiydi.

Tırnaklarında vazgeçip dudaklarını kemirmeye başlayınca iki eli ile korkuluklara tutundu. Eğer yeterli gücü olsaydı, bu tahta parçalar unufak olmuştu bile.

Tanrı aşkına! İki gündür Aaron onunla tek bir konuşma yapmamıştı. Yani tabii ki özlediğini söylüyor ve klasik sabah-öğle-akşam sohbetlerini kuruyorlardı ama kesinlikle o konuda konuşmamışlardı.

Gözlerini sertçe yumup açtı, Lucas. Dişlerini sıkmaya başladı. Aaron'u cezalandırmak için çıktığı bu yolda tek cezalı, artık kendisiydi. Nasıl olur da bu hale gelirdi, aklı almıyordu!

Bu halde durmanın kendisine iyi gelmediğini fark edince derin bir nefes alıp tahta zemine atladı. Ellerini, üzerindeki kumaş pantolona sürterek- daha çok terlediğini gizlemek için yapmıştı, birkaç adım attı.

Hemen durdu, sonrasında. Yanına gidip de ne diyecekti? Neden beni istemiyorsun gibi mi? Kesinlikle olmazdı! Katiyen ve asla!

Kaşları çatık Aaron'un yüzüne bakarken kaptan, en sonunda onu gördü ve şaşırtıcı biçimde yumuşak bir gülümseme ile baktı. "Buraya gel."

Lucas, oldukça sakin çıkan ses için kısa bir an şaşırdı. Ona mı böyle geliyordu yoksa Aaron, biraz olsun kibarlaşmış mıydı? Bu kadar kibar davrandığı son seferde, ne idüğü belirsiz bir motelde, normalden yumuşak bir yatakta çıplak uyanmıştı, gerçi.

Aklına gelen anıları yok etmek için gözlerini sertçe yumup açtı ve başını sallayarak ona doğru yaklaştı. Tırmandığı merdivenler bir sona ulaştığında Aaron, gözlerini bir an olsun Lucas'tan ayırmamıştı. Her hareketini özenle takip ederken mavilerin nasıl heyecanlandığını fark edemiyordu.

Lucas, kaptanın kendisine uzanan koluna izin verdi. Çabucak beline dolanıp kendisine çekmiş, sırtını göğsüne verip önüne çekmişti. Lucas, Aaron'dan o kadar da kısa değildi. Yine de Aaron, Lucas'ın ardından bütün gemiyi ve ufuğu görebildiği için kısa kabul ediyordu.

Lucas, sırtında hissettiği kalp atışlarının sakinleştirici etkisiyle kendi kendine tebessüm etti. Az önceki sinir ve öfkesi azalmış hatta kaybolmuş sayılırdı. Elleri, Aaron'un kollarını örterken başını geriye yaslayıp Aaron'un omuzuna bıraktı. Huzurlu hissediyordu.

"Az önce öldürecekmiş gibi bakıyordun."

Aaron'un kısık sesi, kurduğu cümleden çok uzak bir sakinlik barındırırken Lucas, haline gülmek istedi. Nedense komik gelmişti. Anlamsızdı ama belli ki gülmek için bir neden arıyordu.

Sessizce güldükten sonra da başını çok az çevirip Aaron'la göz göze geldi. Sarhoş bir gülüş dudaklarında asılı kalmıştı. Neden bilmiyordu, gerçekten anlamsızdı.

"Gözlerin bozulmaya başlamış, kaptan."

Aaron, onun bu haline gülümserken başını eğip göz temasını kesti. Boynuna ufak bir öpücük bırakırken dudaklarını ardındaki tende yarattığı titreşimden habersizdi. Sadece ufak bir öpücük bırakmıştı kendi nezdinde ancak belli ki Lucas pek öyle düşünmüyordu.

Bir öpücükle bile dağılması onu ürkütmüyor değildi. Eğer tekrar birlikte olacakları bir vakit olursa ne hissedeceğini ne derece dağılacağını kestiremiyordu. Gözleri Aaron'un çenesindeyken neden bir atak yapmadığını düşünüyor, düşündüğü için de dudaklarını büzüyordu.

KORSANIN ESİRİ -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin