12. "Tehdit"

986 91 23
                                    

Lucas, gözleri alabildiğince manzarayı seyrederken yanına gelen adama kısa bir bakış attı. "Ne zaman karaya çıkarız?"

"Birazdan ama söyleyeceklerim var."

Lucas, Aaron ciddi bir ses ile konuşunca ona döndü. Az öncesine kadar heyecanlıydı fakat Aaron sanki kötü bir şey söyleyecekmiş gibi bakıyordu. "Ne oldu?"

"Olmadı ama olursa diye söylüyorum: Eğer baban seni yanında tutmak isterse canı yanabilir. Unutma; özgürlüğün için benim canım ve bunu kabul etmem mümkün değil. Onu ya ikna et ya da ona güvende olduğunu kanıtla. Sen bilirsin fakat gece çöker çökmez yola çıkacağımız için de acele et."

Lucas, Aaron'un kurduğu ilk cümle için kaşları çatılmış babası için endişelenirken en sonunda iç çekerek bakışlarını düşürmüştü. "Peki, hallederim ben."

Aaron, onun üzüldüğünü görebiliyordu fakat elden bir şey gelmezdi. Hem kraliyet ile bağlantılı bir adamın yanına gidecekti hem de saraya yakınlardı. Tedbiri elden bırakamazdı.

Lucas, gemi demir bıraktığı anda Aaron'a baktı ve izin verdiği gibi koşarak iskeleye atılan tahta parçasına ilerledi. Peşinde iki iyi görünümlü korsan ile. Aaron özellikle düzgün giyinmelerini söylemişti. Ne olur ne olmaz.

"Kaptan, sence bu güvenli mi?"

Ric, elleri önünde birleştirilmiş halde baktı, Aaron'a. Yüzü endişe içeriyordu. Kaşları bükülmüş alabileceği tepkiler için tereddütlüydü.

"Ona güvenmediğim için peşinden tayfa gönderdim, zaten." Düz bakışlarını, artık gözden kaybolan Lucas'tan ayırıp Ric'e baktı. "Ölürse, yapabilecek bir şey yok. Biliyorsun-"

Ric başını salladı. "Başkası tarafından öldürülürse, kolye sahibini değiştirebilirsin."

Aaron, elleri cebinde limanı izlerken başını salladı. Şimdiye kadar bunu Lucas'a söylememesinin tek sebebi; kendine güvenmesini istemesiydi. Onun, kendisine bir şey yapmayacağını düşünerek attığı adımlardan hoşnut duyduğu için önüne geçmemişti.

Bir noktada doğruydu tabii söyledikleri; kendisi ona karışamazdı, ihanet söz konusu olmadıkça. Ancak başka biri, tayfa ve kendisi dışında, ona zarar verirse; yapılabilecek pek bir şey yoktu. En nihayetinde; onun izni olmadan olmuştu.

"Pekâlâ, ben tüccarlar ile konuşayım. Bu arada tayfa meyhaneye gitmek istiyor."

"Tamam, akşam olduğu gibi geri dönsünler. Hiçbiri bile gelmezse tek başıma dönerim."

Ric, Aaron'un otoriter sesi ile kurduğu sonrası başını sallayarak güverteye gitti. Aaron'un izin verdiğini söylediğinde ise mürettebat, gürültü çıkararak karaya çıkmıştı.

Bu sırada, peşindeki korsanlara ters bakışlar atan Lucas, göz deviriyordu. Ne demeye bu herifleri peşine takmıştı ki o kaptan bozuntusu?! Hayır, güvenmiyorsa kendi gelsindi. Bu adamlara ne hacetti be?

Yanaklarını şişirerek evine geldiğinde, görünüşte pek bir şey değişmediğini fark edip iç çekti. Sadece saksılardaki çiçeklerin birkaçı solmuştu.

Kapının demir kilidini kaldırıp içeri girdiğinde, arkasındaki adamlar da peşi sıra geldiler fakat evin giriş kapısının hemen solunda durmuşlardı.

Belli ki daha fazla gelmeyeceklerini belirtiyorlardı. Lucas teşekkür etti içinden. Bir de nihayet demişti, tabii.

Asma tokmağı birkaç kez vurup bir adım geri çekildi. İçeriden birkaç topuk sesi geldiğinde, yüzünde istemsiz bir tebessüm oluşmuştu. Son ayların bütün özlemini taşıyordu.

KORSANIN ESİRİ -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin