Ona dokunamadığı her saniye tayfaya olan tutumu daha da sert bir hale geliyordu. Öncesinde de acımasız olan korsan, şimdilerde neredeyse terör estiriyordu.
Onunla konuşan kişi, her kim olursa olsun -tabii ki Lucas hariç fakat o da kendisiyle konuşmaya tenezzül etmiyordu- sağlam bir azar yemeden lafını söyleyemiyordu.
Ric, bunun düzeltilmesi gerektiğini düşündü ve Aaron'un yanına gitti. Son birkaç gündür olduğu gibi çatık kaşları ile dümeni sıkıca tutmuş gemiyi idare ediyordu.
Lucas ile beraber uyuyamıyordu bile. Onu kendine çekip zorla sarılması bile işe yaramıyordu çünkü Lucas Aaron uyuduğu gibi kollarından çıkıp yerde uyuyordu Bu sebeple Aaron, kamaranın diğer bölmesindeki yatakta uyuyordu.
"Kaptan," Dedi, Ric tereddütle. Aaron ona dönüp başını salladığında, sıkıntıyla konuştu. "Son birkaç gündür, sence de tayfanın üzerine fazla gitmiyor musun?"
Aaron, başını iki yana sallayıp yeniden ufka döndü. "Delirdin mi Ric? Verdiğim görevleri bile eksik yapıyorlar."
"Kaptan, ondan yelkenlerin yıkanmasını istedin."
Aaron, bir an durakladı fakat ardından başını iki yana salladı. "Kural dışı hareket ediyorlar, farkında değil misin?"
"Evan sadece çöpleri ayıklıyordu."
Aaron, alnını okşamaya başladı. Evet, hareketleri normal değildi ama ne yapabilirdi ki? Aklı yerinde değildi bir kere.
Ric, ona sıcak bir tebessümle bakarken omzunu sıktı, babacan bir tavırla. "O kadar dert etme, kaptan. Elbet konuşursunuz."
Aaron, saçlarını çekiştirip geriye yatırdı. "Yemek de yemiyor, günlerdir."
Ric, Aaron'un Lucas'a değer verdiğini biliyordu ama bu kadarı da fazlaydı, canım.
"Benim konuşmamı ister misin?"
Aaron, derin bir nefes aldı ve başını salladı. Kendisi başaramamıştı ve bu şekilde devam ederse, o aptal açlıktan ölecekti.
Ric, Aaron'dan izin aldığı gibi ufak bir tebessüm edip kamaraya ilerledi. Kapıyı bir kez tıklattı ve 'Gelme' sesini duymadığı için içeri girdi. Lucas yine yatakta uzanmış sırtı kapıya dönük bir biçimde duruyordu.
Aaron'un gelmiş olacağını düşünmüş olacak ki tepki vermedi. Ric, "Evlat," Diyene kadar.
Başını kaldırıp göz ucuyla Ric'e baktı ama ona da sinirli sayılırdı. Hadi Aaron saçma sapan hareketlerde bulunuyordu, vaftiz babası, yani ona karıştığında zarar görmeyecek bu adam, neden engel olmuyordu.
Lucas, oturur pozisyona gelip sırtını yatak başlığına yasladı. Gözleri, kucağındaki ellerindeydi ve konuşmak istiyor gibi durmuyordu.
Ric, anlayışlı bir ifade ile yaklaşıp onun tarafına geçti ve yatağa oturdu. Lucas dizlerini kendine çektiğinde ise biraz daha geriye oturmuştu.
"Nasılsın, bugün?"
Lucas, başını iki yana sallayıp dizlerine sarıldı. Sence nasıldı? Mutlu mu gözüküyordu veya heyecanlı? Üzgündü işte!
Ric, cevap vermeyeceğine emin olunca dudaklarını araladı. "Babana yaptığı hareket doğru değildi, kabul ediyorum. Ama eğer seni de alıp götürmeseydik yeni bir askeri birlik gelecekti ve o zaman oluşabilecek katliamı hayal edebiliyor musun? Aaron seni orada bırakmazdı. Ki bunu istese de yapamazdı. Nedenini biliyorsun." Dedi, eliyle kolyeyi, kısa bir an, göstererek.
Lucas, kaşları çatık dursa da gözleri azar azar doluyordu. Kaç gündür sürekli babasının öldüğü kabuslar görüp duruyordu. Her boş vakitte kötü senaryolar kuruyordu kafasında ve ona neredeyse zarar vereceğini düşünmekten aklını kaybedecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORSANIN ESİRİ -GAY
MaceraLucas kadın olsaydı ne olurdu acaba? Muhtemelen çoktan bir lord ile evlendirilmişti. Erkek olduğunda ne değişmişti? Aaron kendisini kadın sandığı için erkek olduğunda ne değiştiğini bilemedi. 🌊🌊🌊 +18 olduğunu düşünüyorum ki yetişkin kutucuğu da...