KORSANIN ESİRİ -GAY

24. "Aşık"

❤️

"Ric, bence benimle alay ediyorlar."

Elindeki dürbünü kenara koyup Lucas'a baktı ama onun yırtıcı hayvanlara benzeyen bakışı biraz ürkütmüştü. Oysa bu bakışları gören Aaron kesinlikle tatlı derdi.

"Neden böyle düşünüyorsun?"

"Ne zaman dümene geçsem gülüyorlar."

Ric, kısa bir an elinde aşırı eğerti duran dümene bir de huysuz Lucas'a baktı. Geçen günlerde yönleri bilmediğini belli ettiği için tayfa onu kâle almıyordu.

Haksız sayılmazlardı çünkü şu an bile kuzeye gitmeleri gerekirken Lucas durmadan sola kırıp batıya çeviriyordu dümeni.

Zaten Aaron da bu sebeple Ric'i Lucas ile bırakmıştı.

"Yönleri karıştırıyorsun."

Kırk yaşında adam hanım evladına karşı kibar konuşunca garip hissediyordu ama maalesef ki yetki yaşla gelmiyordu.

"Bu bir sebep değil, bir de şu adam!" Gözleriyle birini gösterdi. "Dalga geçtiği aşırı belli."

Ric, gösterdiği kişiye baktı ama önemsiz bulduğu için çok takılmadı. "Önemli değil, gemiden attırmamı ister misin?"

Lucas, duyduğu ile gözlerini belertti. "Ama okyanusun ortasındayız."

"Bu da önemli değil."

İç çekip başını iki yana salladı ve Ric'in yönlendirmesi ile tekrar sağa kırarak kuzeye döndü. Aşırı saçmaydı şu yön işi. Dümdüz gidip kara bulsalar ne olurdu ki?

"Aaron nerede?"

"Senin bilmen gerekmiyor mu?"

Lucas dudak büktü. "Sabahtan beri yok. Sen getirdin ya beni de buraya."

Ric başını salladı. "Tamam, ben kontrol edeceğim." Gözleri kısa bir an tayfada dolaştı ve eliyle birini işaret etti. "Frank! Buraya gel!"

Bahsedilen adam elindeki çakıyı geminin korkuluklarına saplayıp ağır adımlarla yaklaştı.

Ric, Frank geldiği gibi omuzunu sıkıp onu Lucas'a yönlendirdi. "Nereye gideceğimiz haritada belli, yol göster. Ben kaptanın yanına uğrayacağım."

Frank bir şey demeden başını salladı. Lucas kısa bir an ikilide göz gezdirip ufuğa bakmıştı. Gün ortasıydı ve tepesindeki güneş halüsinasyon görmesine sebep olacak kadar sıcaktı.

Birden elindeki dümen sağa yattığında kaşlarını çatarak yanına baktı. Frank ona bakmadan haritada göz gezdirip dümeni oynatıyordu.

"Ne yapıyorsun sen?"

Frank, kendisine anlayaman gözlerle bakan Lucas'a kısa bir an bakıp önüne döndü. "Yanlış yöndeydi."

Lucas dudaklarını birbirine bastırıp başını salladı. Hiç mi hiç anlamıyordu bu dümen işinden. Aaron neden her seferinde onu buraya bırakıp gidiyordu ki?

Dudakları büzülmüş dalgın gözlerle denizi izlerken tekrar batıya kırdığı için Frank yine düzeltmişti. "Of!" Dedi Lucas.

"Sabitlemek için bir şey yok mu? Sürekli Kuzey'e gideceksek sabitleyelim gitsin."

Frank, içi boş gözlerle Lucas'a döndü. Lucas kısa bir an irkildi ancak çaktırmadı. Burada güvende olduğunu biliyordu, en nihayetinde.

"Karaya çok yakınız, ne olur ne olmaz kontrol etmemiz gerekiyor."

Lucas'ın yanakları şişti sıkıntıyla ancak başını sallayıp önüne dönmüştü.

Uzunca bir süre beraber dümeni kontrol etmişlerdi ve açıkçası Frank patlamak üzereydi.