Hastaneye geldiğimde hızlıca arabadan indim ve hastaneye girdim. Danışmadan asel in hangi katta olduğunu öğrenip asansörü beklemeye başladım. Asansörden inince yavuz abiyi koridorda beklerken gördüm yanına gittim
"Abi asel kızım nasıl o iyimi "
"Doktor hala çıkmadı "
"Noldu peki "
"Ateşi vardı ve sürekli ağlıyordu"
Biraz sonra doktor çıktı.
"Kızımın nesi var doktor bey"
"Sadece ateşi vardı. Bir ateş düşürücü verdik anne sütü içemeyen bebeklerde görülür"
Doktor bunları söyledikten sonra gitmişti. Bende kızımın yanına gittim. Eline parmağımı koyunca direk o minicik parmalarıyla sımsıkı tutmuştu. Yavuz abi karşıma gelip oturmuştu.
"Albay dan senin için 1 ay daha izin aldım. Kızın ile kaynaşman için"
"Sağol abi"
Yavuz abi bir süre sonra karargaha dönmüştü. Doktor gözetim amaçlı 1 gece daha durmamız gerektiğini söylemişti. Kızımı inceleyince aynı Derya gibi gözleri olduğunu farkettim. Burnu ve dudak yapısı ise bana benziyordu. Kızımız ikimizden de en güzel genleri almıştı. Acaba huy olarak kime benzicekti. Kızım tıpkı ismi gibi bal gibiydi. Göz rengi yemyeşil di. Kızımın mis gibi kokusuyla gözlerimi kapatmıştım.
Sabah yüzümdeki eller ile uyanmıştım. Ve bu uyku Derya nın ölmesinden sonraki en huzurlu uykuydu. Kızım uyanmış ve ellerini yüzümde gezdiriyordu. Yavaş ve dikkatli bir şekilde asel i kucağıma alıp ayağa kalktım. Burnuma gelen kokuyla asel in altını kontrol ettim bezini doldurmuştu nasıl değiştirildiğini bilmediğim için bir hemşire çağırdım ve bana nasıl yapıldığını öğretti. Birkaç dakika sonra doktor gelip çıkabileceğimizi riskli bir durumun olmadığını söyledi.