BÖLÜM 8 | KALPTE ÖLEN, ZİHNE GÖMÜLÜ CESET

28 8 8
                                    

Oy vermeyi ve yorum bırakmayı unutmayın.🤍🤍

15.02.2015

Soğuk hava kalın montundan içeriye sızmamış olsa bile üşüdüğünü hissetti on beş yaşlarındaki Ezgi. Evden çıkarken atkısını almadığına pişman olmuştu fakat daha da pişman olduğu şey babasının odasındaki atkısını gece almamış olmasıydı. Sabah ise onun odasına girememişti çünkü babası ona o kadar kötü bakıyordu ki o bakışlarla karşılaşmak kalbini kırıyordu.

Metro durağında beklemeye başlarken bakışlarını yorgunca gökyüzüne kaldırdı. Bulutlar lacivert rengini almış gökyüzünü kapatırken bu detaya takılmamaya çalıştı. Lacivert ona unutamadığı korkularını hatırlatıyordu. Sırf bu yüzden gökyüzüne bakmaktan pek hoşlanmazdı.

Gözlerini lacivertten alınca lapa lapa yağan kara baktı. Her biri gökyüzünde istediği tarafa savruluyor ve istediği yere düşüyordu. Bir gün bu kadar özgür olabilmeyi diledi içinden. Gelecekte daha da tutsak olacağını bilmeden.

Yağmur bulutların akıttığı gözyaşları ise karlar neydi? Karlar da bulutların kaybettiği kanlar mıydı? Bulutlar kanar mıydı? Kan kaybından ölmenin mümkün olduğunu biliyordu fakat cesetlerin soğuk olduğunu ve kış aylarının da ölüm getirdiği için bu kadar dondurucu olduğunu bilmiyordu. Bunu da yakın bir gelecekte öğreneceğinden habersizdi.

Bakışlarını cebindeki titreşimden dolayı gökyüzünden çekti ve telefonuna baktı. Liseye başlayalı bir yıl bile olmamıştı fakat şimdiden arkadaşlar edinmişti. Yıllardır sadece iki tane arkadaşı olduğu için- ki bunlar Atlas ve Nur oluyor- bu durumu garipsese de hoşuna gitmiyor değildi. Nazlı koyu kumral saçları ve yeşil gözleri olan tatlı biriydi. Tanışır tanışmaz birbirlerine güvenmiş ve sırlar vermişlerdi. Nazlı, Atlas'tan hoşlandığını ilk ona söylemişti. Ezgi hâlâ buna inanamıyordu. Nazlı sevecen, şefkatli ve saf biriydi. Akla çiçekleri, kitapları, kurabiyeleri ve piknikleri getiren türden bir kızdı. Atlas ise huysuz, katı ve mizah anlayışı düşük biriydi. Gürültüden hiç hoşlanmazdı ama Nazlı yürüyen gürültünün ta kendisiydi. İkisini bir arada asla düşünemezdiniz.

Hatice ise ağırbaşlı, sessiz, agresif ve korumacı biriydi. Çikolata kahvesi gözleri ve aynı renk uzun saçları vardı. Ortamda onun varlığını hissedemezdiniz çünkü o konuşmak yerine gözlem yapmakla meşgul olurdu. İleride Milli Savunma Üniversitesine gitmek istediği için şimdiden sürekli antrenman yapıyordu. Yine de okuldan sonra onlarla buluşmak için vakit yaratabiliyordu.

Herkes ona bu yaşlardaki arkadaşlıkların kalıcı olmadığını söylese de o hep tam tersini düşünüyordu. Ezgi'nin içinde Hatice'nin de Nazlı'nın da her zaman hayatında var olacağını dair bir his vardı. O zamanlar Gülsüm ile tanışmamıştı fakat onunla tanışınca da aynı şeyleri hissedecekti.

Düşüncelerini uzaklaştırdı ve mesajları okudu.

ALO AHLAK ŞUBE

Nazlı: KIZLAAAAR BİLİN BAKALIM NE OLDU?!¿

Hatice: Yine kime aşık oldun?

Ezgi: Adı ne?

Nazlı: Ayıp ayıp. Ben Atlas'a sadığım.

Hatice: Atlas'ın bundan haberi var mı peki?

Nazlı: Yarın Ankara'ya gidiyorum. Ablamın yanınaaa.

Hatice: Mesajimı görmezden geldiğini kaçırmadım.

Ezgi: @Hatice yarın müsaitsin, değil mi?

Hatice: Akraba ziyaretine gidecekmişiz, bebek.

Ezgi: Tamamdır, ikinize de iyi eğlenceler.♡

SONDAN VEYA SONSUZLUKTAN SONRA (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin