"Bugün işim yok, seni ben bırakayım mı okula?" Jeongin'in sözlerine Rawoon dalgın bir şekilde kafa sallamıştı.
"Bebeğim senin bi sorunun mu var? Çok dalgınsın şu aralar." Kahvaltı masasında karşı karşıya oturuyorlardı. Rawoon, babasının sorusuna iç çekmişti.
"Var bir şeyler ama ne tepki vereceğini bilmiyorum." Jeongin oğlunu asla yargılamazdı.
"Bana her şeyi anlatabilirsin, ne zaman sana düşüncelerin yüzünden kızdım?"
"Biliyorum ama... Of baba ne bileyim."
"Hadi anlat bana ne oldu?" Rawoon derin bir nefes aldıktan sonra konuşmaya başlamıştı.
"Ben birinden hoşlanıyorum ve hoşlandığım kişi bir erkek, ama o benimle sadece arkadaş ve etrafında bir sürü kız var. Kızlarla ilgileniyor, kız görünce beni umursamıyor." Bu Jeongin'in gülümsemesine neden olmuştu.
"Demek birinden hoşlanıyorsun?"
"Kızdın mı?"
"Hayır neden kızayım ki, bu çok normal bir şey. Liseye geçip birinden hoşlanman kadar normal bir şey yok."
"Peki onun bir erkek olmasına kızdın mı?"
"Eğer eşcinselleri desteklemeseydim en yakın arkadaşlarım Changbin ve Felix olmazdı. Bir insanın yönelimi ve cinsiyeti kimseyi alâkadar etmemeli. Sen benim oğlum olsan bile karışmaya hakkım yok." Rawoon babasına gülümsemişti.
"Ee nasıl biri bu çocuk anlat bakalım, hem kim bilir belki ilerde o da senden hoşlanır."
"Sanmıyorum baba ya, o gerçekten kızlarla ilgileniyor."
"Bende kendimi kızlarla ilgileniyor sanıyordum, ama sonradan bir erkek girmişti hayatıma." Rawoon babasının eşcinsel olduğunu bilmiyordu.
"Erkeklerden mi hoşlanıyorsun?"
"Hoşlanıyordum. Artık ilgimi çeken kimse yok."
"Niye ki ya?"
"Rawoon konu senin hoşlandığın kişi, konuya bana getirme şimdi." Jeongin geçiştiriyordu.
"Hep kaç zaten sen, neyse. Onun adı Jooyeon, uzun saçları var ona çok yakışıyor. Boyuda benden uzun, teması çok sevmediğini söylüyor ama biz yanyana sırada otururken hep temas içerisinde."
Aynı onun gibi diye düşündü Jeongin. Bu kalbinin acımasına neden olurken görmezden gelmeye ve dikkatle oğlunu dinlemeye devam etmişti.
"Yakın arkadaşız, yani o beni yakın arkadaşı olarak görüyor. Ama ben ondan çok hoşlanıyorum. Baba o da beni sever mi sence?"
"Seni sevmeyen ölsün, benim oğlundan daha iyisini mi bulacak sever tabi." Rawoon kahkaha atmıştı. "Ya dalga geçme."
"Dalga geçmiyorum ki, sen çok güzelsin ve eminim o okulda sana aşık olan bir sürü kişi vardır." Rawoon gülmüştü. Böyle bir şeye ihtimal vermese de babasının övmesi hoşuna gidiyordu.
"Hadi okula gidelim, geç kalacağım derse."
"Gidelim, ve çocuğu banada göster." Jeongin göz kırparak ayağa kalktığında Rawoon yan sandalyedeki çantasını almıştı. Birlikte evden çıkarken ikisi gayet mutlu bir şekilde okula gelmişlerdi.
Rawoon evlatlık olduğunu biliyordu. Ama bu onun için önemli değildi çünkü Jeongin'den başka birisi ona bu kadar güzel babalık yapamazdı.
Annesi kim bilmiyordu. Jeongin onu tek başına mı almıştı bilmiyordu. Tek bildiği babasının Jeongin olduğuydu.
_
"Hangisi hangisi?" Jeongin merakla etrafa bakarken Rawoon uzaktan ona el sallayan çocuğu görmüş ve babasına göstermişti.
"Bize doğru geliyor bak." O sırada Jooyeon yanlarına ulaşmıştı.
"Nerde kaldın Rawoon gelmedin sandım. Ah merhaba." Jooyeon önce koştuğu için nefes nefese Rawoon'a soru sorarken sonra yanındaki babasını görmüş ve selam vermişti.
"Merhaba sen Jooyeon'sun değil mi?"
"Evet efendim, sizde Rawoon'un babasısınız sanırım."
"Hmm öyleyim." Jooyeon, Jeongin'in duyduğunu bilerek gelip Rawoon'un kulağına "Baban çok yakışıklıymış." Diye fısıldamıştı.
İkiside buna gülerken Jeongin oğlunun iki yanağını öptükten sonra okula göndermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Untold || Hyunin
Fanfiction"Biz bu çocuğu birlikte büyütme hayalleri ile evlat edindik, ama sen gittin."