Hyunjin
Nerdesin
Bu saatte gelecegini soylemistin
Parkta seni bekliyorumJeongin
Geldim ama yanina gelecek cesaretim yok
Kotu hissediyorum çünkü
Uzun zaman sonra karsinda normal konusacak olmak beni geriyorHyunjin
Jeongin lütfen gelJeongin
Hyunjin anlamiyorsunHyunjin
Anliyorum güzelim yemin ederim anliyorum ama
Konusmadan yapamayiz
Lutfen gel yanima hadiJeongin
Tamam geliyorum__
Jeongin gergince arabasından inmiş ve her zamanki gibi boş olan parkta, banklardan birine oturan Hyunjin'e doğru ilerlemeye başlamıştı.
"Sakin ol Jeongin, sadece konuşacaksınız. Sakin ol ve kalbini kırmamaya çalış, o da zor zamanlar geçirdi ve bugün sana bunları anlatacak." Jeongin içinden kendi kendisine sakin olmasını söylerken Hyunjin'in yanına gelmişti.
Bankta yanına oturmak istemiyordu, neden karşılıklı oturacakları yere oturmamıştı ki?
El mecbur yanına otururken ikiside sessiz kalmıştı."Seni affetmem için bana geçerli bir sebep söyle." İkiside tam karşıya bakıyordu, Jeongin ruhsuzca konuşmuştu.
"Bunları beni affetmen için değil, neler yaşadığımı bilmen için anlatacağım." Hyunjin kafasını ona çevirdiğinde Jeongin'de birkaç saniye ona dönmüş ve gözlerindeki kırgınlığı görerek 'Anlat' dercesine kafasını sallamıştı.
"Babamın peşinde olan kişiler, hatta kişi diyelim. Gerçekten büyük bir adamdı, babam bana gelip korkuyla bizi öldürecekler dediğinde hiçbir şey düşünemiyordum. Ona nasıl yardım edeceğim bir türlü aklıma gelmiyordu. Bizden de haberleri varmış, oğlumdan, senden, benden. Babamın canını yakmak için ilk önce bizi öldüreceklerini falan söylemişler. Babamda bizim onlarla hiçbir iletişimimiz yok, gay bir erkek benim oğlum değil diyerek rol yapmış." Jeongin derin bir nefes almıştı. Hikayenin devamını merak ediyordu, yalan söylemediğini ise gözlerinden anlayabiliyordu.
"Babam bunları söyledikten sonra gizli bir telefonla bana ulaştı, onlar için çalışıp kendimi onlara sevdirmem gerektiğini, bu süre içerisinde de kendisinin annemle saklanacağını söyledi. Ben bırak silah kullanmayı, lisede bile kavga edemezdim. Ama bir şeylerin olması için gitmek zorunda kaldım. Çünkü eğer gitmesem inanmayacaklardı. Sana da zarar gelecekti, bana da, oğlumuza da, aileme de." Hyunjin'in gözleri dolmaya başlamıştı.
"Aldılar beni ve Fransa'ya götürdüler, gittiğim ilk gün o adamın karşısına çıktım. Bana asla güvenmediğini söyledi. Yaşamam için çabalamam gerekiyormuş, çabaladım. Hiçbir şey bilmiyordum, silah kullanamazdım, bana silah kullanmayı öğretirken ateş ettiler. Omzumdan vuruldum."
Bu Jeongin'in içini titretmişti. "Gerçekten mi?"
Hyunjin burukça gülümsedi. "Gerçekten." Diye fısıldayabildi sadece.
"Omzum sargıda olmasına rağmen üç gün içerisinde bana silah kullanmayı öğretmeye devam ettiler, sanki film sahnesi gibi değil mi? Gerçek gibi durmuyor. Ama ben çok zorlandım. Bana güvenmelerini sağlayamadım. Her gün dövüldüm bu yüzden, her gün gelip resmen işkence ettiler bana."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Untold || Hyunin
Fanfiction"Biz bu çocuğu birlikte büyütme hayalleri ile evlat edindik, ama sen gittin."