"Baba bugün giderken benide okulun oraya bırakır mısın?" Ne Rawoon Hyunjin'le buluşacağını söylemişti, ne de Jeongin sormuştu.
"Bırakırım bebeğim, ne yapacaksın?"
"Hyunjin hyung ile buluşacağım." Bu Jeongin'i kahvaltı masasında birkaç saniye duraklatsa da bir şey dememiş ve sadece kafasını sallamıştı.
Normalde şen şakrak geçen kahvaltıları sessizlik içinde geçiyordu bu sefer.
"Hazırlan hadi, çıkacağım ben." Rawoon kafasını sallayıp koşarak odasına gitmişti. Üzerini değiştirdikten sonra telefonunu, sarj aletini ve kulaklığını alarak kapıdan çıkan babasının yanına gitmişti.
Aralarında hiçbir zaman olmayan bir sessizlik vardı ve bu ikisininde canını çok acıtmıştı.
"Hyunjin hyung orda... Beni burda indir baba." Jeongin arabayı durdurduğunda Rawoon derin bir nefes almış ve babasına dönmüştü.
"Baba bana böyle bakma, istemediğini biliyorum ama... Ben onunla konuşmak istiyorum. Senden uzaklaşacağımı ya da başka bir şey düşünme. Sadece konuşacağız." Jeongin oğlunun iki yanağından öptükten sonra Rawoon'da onu öpmüş ve arabadan inmişti.
Hyunjin ise onları dolu gözler ile izliyordu.
Rawoon arabadan indiğinde ise gözlerini hemen silmişti.
Rawoon çekingen bir şekilde ilerlerken Jeongin arabayı biraz ileri sürmüş ve merakına yenik düşerek onları izlemeye başlamıştı. Başta gidecekti ama oğlu ve Hyunjin'in karşılıklı oturmasından gözlerini alamadığı için sonuna dek onları izlemişti.
Rawoon, Hyunjin'in yanına adımladğında karşılıklı banklara oturmuşlardı.
Birkaç saniye sessizlik oluştuğunda Hyunjin boğazını temizleyerek konuşmaya başlamıştı. "Merhaba Rawoon, nasılsın?"
"Teşekkür ederim hyung." Sen nasılsın diye sormamıştı çünkü içinde bir yanı ona karşı sinirliydi. Kendisini bırakıp gitmişti, babasının her gece ağlamalarını duymasına neden olmuştu.
"Ben aslında... Ah ne sormak istiyorsan sorabilirsin." Hyunjin ne diyeceğini bilemiyordu. Yıllardır bu anı düşünüyordu oysa.
"Neden bıraktın beni? Babamı?" Hyunjin bunu ona nasıl anlatacaktı ki?
"Zorunda kaldım. Evet Jeongin'e haber vermem gerekiyordu ama o zamanki aklımla bunu yapamadım."
"Bizi neden bıraktın?" Rawoon bu sefer sert bir şekilde sormuştu. Hyunjin nasıl anlatacağını düşünürken Jeongin ilerde saklanmış ne konuştuklarını duymadığı için stresten tırnaklarını yemeye başlamıştı.
"Ailemin ölmesi ya da sizi terk etmem gibi bir seçenek vardı. Aileme çok bağlı birisiyim ve onlarsız yapamazdım."
"Yaşım belki küçük ama neyin ne olduğunu anlayabilecek birisiyim. Bana her şeyi anlatmanızı istiyorum lütfen." Hyunjin sıkıntı ile nefesini vermişti.
14 yaşındaki bir çocuğa nasıl anlatacaktı? Üstelik bu çocuk ona kendisini affettirmeye çalıştığı oğluydu.
"Rawoon-"
"Eğer anlatmayacaksanız gideceğim." Hyunjin bununla birlikte üstü kapalı bir şekilde -ne kadar yapabilirse- her şeyi anlatmıştı.
Rawoon anlayışlı ve birazda saf biriydi. İçindeki sinir yok olmuş gibiydi.
"Aklım almıyor babamı çok seviyorsan neden haber vermedin? Ben seninde oğlunmuşum, birlikte büyütme hayalleri ile evlat edinmişsiniz beni. Ama... Hyung bu çok kırıcı."
"Korktum... Gerçekten çok korktum çünkü.
Bilmiyorum, evet haksızım ama geriye dönüp bu anları tekrar yaşasam, yine giderdim. Sadece haber verirdim ama ailemin ölmesine katlanamam.""Bizi kaybetmeye katlandın."
"Nasıl iğrenç bir hayat yaşadığımı ikinizde bilmiyorsunuz." Hyunjin'in de çok büyük kırgınlıkları vardı. Ona orda çok boktan davranılmıştı. Evet hatalıydı ama kimse onun tarafından da bakmak istemiyordu.
"Bana anlatırsan ben senin tarafından bakarım. Kızdığım nokta gitmen değil, babamın bu kadar üzülmesi. Gitmen için bir sebebin vardı, ve bunun için kızmıyorum işte." Hyunjin'e dokunsan saatlerce ağlayabilirdi. Rawoon onu anlıyordu.
"Çok kötüydü Rawoon. Çok kötüydü." Hyunjin anlatmaya başlamıştı ve anlattıkça da ikisi birlikte ağlamaya.
Yaşadıklarını tekrar hatırlamak ona zor gelmişti. Rawoon'a ise duymak.
"Çok üzgünüm. Böyle şeyler asla aklıma gelmemişti." Rawoon'un sesi de çaresiz çıkıyordu. Uzaktan onları izleyen Jeongin'de kendisini sıkıyordu.
"Sizi görmek bile bana iyi geliyor, artık o kadar acıtmıyor." Hyunjin oğluna sarılmak istiyordu.
"Hyung... Eğer istersen. Sarılalım mı?" Duydukları şeylerin ardından Rawoon Hyunjin'i affetmişti. Ona olan tek kırgınlığı babasının üzülmesiydi.
Bu Hyunjin'in daha fazla ağlamasına neden olurken oturduğu yerden kalkarak oğlunun yanına gelmiş ve kollarını sıkıca ona sararak saçlarını öpmeye, koklamaya başlamıştı.
Yıllardır bunun hayali ile yaşıyordu. Gerçek olmuştu. Rawoon çok güzel kokuyordu hep sarılsın istedi Hyunjin.
Uzaktan onları izleyen Jeongin'de eli ile ağzını kapatmış ve ağlamamak için kendisini sıkabildiği kadar sıkmaya başlamıştı. Bu görüntüyü görmeyi en başından isterdi. Bu şekilde değil...
Ne kadar süre sarılarak öyle kaldılar Hyunjin bilmiyordu ama Rawoon kendisini geri çekmişti. Hyunjin hiç çekilmemesini isterdi. Jeongin'e sarıldığında ki hissettiği şeyler kadar yoğundu şu an duyguları.
"Çok üzgünüm... Babam eminim bu yaşadıklarını-"
"Jeongin'e anlatma olur mu Rawoon?"
"Ama neden?"
"Çünkü seni ondan çalacağımı düşünüyor. Yemin ederim böyle bir şey yok, sadece ikinizlede yakın olmak istiyorum ve eğer bunu ona sen anlatırsan seni kullandığımı düşünecek." Rawoon onun kötü niyetli olmadığını anlayabiliyordu.
"Peki hyung, nasıl istersen."
"Ben gerçekten ikinizide çok seviyorum. Eğer istersen.. haftada bir gün, istersen iki haftada bir bile olur. Birlikte dışarı çıkmak ve benimle vakit geçirmek ister misin?" Rawoon istiyordu ama içinde bir yanda onu rahatsız ediyordu. Babası üzülüyordu çünkü.
"İsterim hyung. Hafta sonları ya da perşembe günleri olabilir. Perşembe günü dersim-"
"Erken bittiği için arkadaşınla geziniyorsun." Rawoon kafasını sallamıştı.
"Arkadaşın bana çok benziyor biliyor musun? Benimde saçlarım onun gibi uzun, benimde gözümün altında onun gibi bir benim var. " O çok güzel diye içinden geçirdi Rawoon.
"Belki kişilik olarakta benziyorsunuzdur."
"Bunu beni tanıyarak öğrenebilirsin." Hyunjin'in yüzünde umut dolu bir gülümseme vardı.
Rawoon'da ona gülümsedi. "Senide tanıyacağım hyung."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Untold || Hyunin
Fanfiction"Biz bu çocuğu birlikte büyütme hayalleri ile evlat edindik, ama sen gittin."