Bölüm5 Para, Başkent ve Haydutlar

2.2K 186 14
                                    

Buraya geldiğimden beri bir kaç hafta geçti. İlk başta beni yanına alan kızın yanında kaldım.

Sonra insanların sevgisini kazanmak adına sahip olduğum bilgilerle bir kaç hastalığı tedavi ettim.

Kuşlarla yaptığım bir anlaşmada onlara istedikleri yiyecekleri verdim ve onlar da bana değerli bitkilerin yerlerini söylediler.

Kısa sürede ilaçların satılmaya başlandı ve işte bu gün, köylünün de desteğiyle yola çıkıyorum.

Bu kadar iyi bir muamele beklemiyordum. Şanslıyım ki yüzüm mahvoldu ve kimse beni tanıyamıyor.

Elimdeki maskeye baktım.

Bunu kasabadan biri yaptı. Maske yüzümün yarısını kaplıyor ve tavşan kulağına sahip.

Oldukça dikkat çekici ama böylece çocuklar korkmuyor.

Dışarıdayken pelerinimin başını örtüyorum. Ve hastalarlayken maskeyi takıyorum.

Yeterli bitkiye ve paraya sahip olduğumda yola çıktım başkente doğru.

İlk planım Ellery Bennington'ı bulmak.

Bildiğim kadarıyla şuan bir salgın var ve kilisenin başı dertte. Eğer bu konuda yardımcı olursam ortak amaç doğrultusunda benimle birleşecektir.

-Görüşürüz şifacı hanım!

Kasabalı beni sıcak bir gülümseme ile uğurladı. Ve ben de yeni doğan güneşin önünden onlara el salladım.

Bir atım ve bitkilerim var. Fakir bir kasaba yani bu kadarı bile fazla aslında.

Belki canım ailemi görürüm başkentte. Beni tanırmılar acaba?

Eğer bir hayat daha yaşamamış olsaydım şuan yıkılmış bir durumda olurdum.

İhaneti iyice hazmettim ve daha güçlü bir şekilde döndüm.

Başkente bu akşam varmam gerek.

Hava kararmaya başladığında çoktan tekrar mola vermek üzere durmaya karar vermiştim.

At gerçekten yorucu. Şanslıyım ki bedenim dayanıklı.

Hiç bir zaman kontun beklentilerini karşılayamadım ama hep sıkı çalıştım. Sporda, sanatta bilimde ve daha bir çok şeyde dersler aldım. Bitkiler özel ilgi alanımdı tabi.

Bedenim hiç bir zaman bir silahşör olacak kadar güçlü ve çevik olmadı ama bir şeyler biliyorum.

Yine de cahil bir kötülük olarak etiketlendi.

Durmak için yer ararken bir anda önüme bir gurup çıktı.

-Ahh sadece bir at mı?

-Bu gün hasılat çok kötü gerçekten.

Aralarından biri bana doğru geldi ve kılıcını doğrulttu.

-Her şeyini dökül.

-O maske de ne? Tsk bari güzel olsaydı.

Kılıcını pelerinime doğrulttuğunda atımı geri çektim.

Üç haydut demek.

Yanımda bir kılıç yok dövüşmem için destek lazım. Atı kaçırmamam gerek. Hmm ne yapmalı?

Gözün ağaçta duran kuşlara çarptı.

Demek beni takip ediyorlardı.

-Yardımcı olursanız size istediğiniz biftekten alacağım.

Kuşlar heyecanla uçtu ve önümdeki adamların kafasını indiler.

Onların dikkati dağılmışken birinin üzerine atladım ve kılıcını aldım.

Kafasının arkasına vurduktan sonra kılıçla diğerinin üzerine atıldım.

-Haa bu güç te ne!?

Kuşlar bu sırada diğer adamı sarmış gitmesine izin vermiyorlardı.

-O kadar da ise yaramaz değilsiniz.

Kılıçlar çarpıştığında yıllar önce tattığım o zevki tekrar aldım.

Küçükken kılıç kullanmayı bırakmıştım çünkü bana ellerimde nasır olursa Edwin'in benimle evlenmek istemeyeceği denmişti.

Ne kadar da aptalca.

Neyse ki önceki hayatımda dövüş sanatları eğitimi aldım tekrardan ve ikisi birlikte birleşince... Bedenimin zayıflığını bir nebze de olsa telafi edebilir.

Kılıcın geliş açısını görüp sağ tarafa kaçtım.

Bacağı açıktaydı ben de diz kapağının altında bacağının kenarındaki bölgeye sert bir tekme indirdim.

Dikkati dağılmışken bir kılıç darbesini de diğer bacağına indirdim.

-İşte istediğim yeri kesebilmişim. Bundan sonra Koşamayacaksın.

-Aaaaah!

-Ah ve kanı durdurmazsan öleceksin.

Bu da halledilince ata atladım.

Diğer adamın yanından hızla geçerken bağırdım.

-Kuşlar beni başkentte bulun! Borcumu ödeyeceğim!

-Dolandırıldık!!!

________
Yazar:Villainesssss



Ölü Kızı Değişti Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin