Bölüm29 İmparatorla Baş Başa

1.5K 149 8
                                    

Dükkana vardığımda halim kalmamıştı. Sadece düşmek ve uyanmamak istiyorum.

-Eh yanıma yeni birini getirdin demek.

-Hmm yeni asistanım.

-Asistan demek.

-Peşinde birileri var yani ben yokken dikkatli olmanı öneririm.

-Merak etme burda bir şey olmayacaktır namımı bilirsin.

-Haha evet ama sen yine de dikkatli ol. Ben bayılmak üzereyim de...

Kendimi yatağa attım ve gözlerimi kapattım. Bundan sonra yine sabahın köründe kalkıp saraya gitmek için hazırlandım.

Özellikle etrafa bakarak yürüyorum böylece istenmeyen biri görünürse hemen kaçacağım.

Şanslıydım ki bu gün kimse karşıma çıkmadı. Prenses iyiye gidiyor ve çabucak iyileşiyor.

Artık tekerlekli sandalyesinde dolaşmasına izin verebilirim. Sonuçta güneşe ihtiyacı var.

Şimdi gidip diğer hastama bakmam gerek. Usta o kadar beni kurtardı iyi bir hizmet vermeli.

İşte artık gitmeye hazırım.

-Doktor imparator sizi çağırıyor.

...

İmparator... Beni? Ah klasik oldu sanırım bir olay olmak zorunda.

Kafamı salladım. Sanırım reddedecek gücüm yok.

Prensesle alakalı olduğu kesin. Onun iyiye gitmesi rahatsız mı ediyor acaba?

İmparatorun çalışma odasına götürüldüm. Yanında imparatoriçe duruyordu.

Eğildim ve selam verdim. Bu sefer imparator kafamı kaldırmamı söyledi.

Demek artık beni ciddiye alıyor.

-Duyduğuma göre prensesin hastalığı iyiye gidiyormuş.

-Evet majestleri. Size verdiğim sözden bile hızlı iyileşiyor.

İmparatoriçenin ne kadar tatsız olduğu belliydi. Ama imparator temkinli davrandı.

-Sorununun ne olduğunu bulmuş olmalısın. Sence hastalığı neydi?

Gözlerimin derinliklerine baktı sanki içimi görebiliyordu.

Bildiğimi biliyor öyleyse bu sorgulama beni sınamak için. Akıllıca cevaplamam gerek.

-Açıkçası şüphelerim doğruysa... Prenses zehirlenmiş.

-!

-Ama bunu farkettiğim anda tedaviye başladım. Eğer zehir işi duyulsaydı bu imparatorluk ailesi için kötü bir izlenim bırakırdı.

-Sence biz ki suçluyuz!?

-Hayır. Açıkçası prenses yalnız başına ek sarayda yaşıyor eğer bazı aklı başında olmayan asiller bunu sizin ilgisizliğinize bağlarsa sorun olur diye düşünmüştüm.

İmparator kafasını eğdi ve ürkünç bir gülümseme ile tekrar gözlerime baktı.

-Ne kadar da cesur. Bana birini hatırlatıyorsun.

İmparatoriçe sinirlenmişe benziyordu.

-Oh küçük kızımı bunun gibi kaba bir doktora bıraktığıma inanamıyorum. Belki de onu kovmalısınız.

Ah bu çok eğlenceli.

Lafa daldım tekrardan.

-İmparatoriçem heryer prensesin sağlığının iyiye gittiği haberleriyle dolu. Eğer ben gidersem ve sağlığı tekrar kötüleşirse korkarım beni gönderdiğiniz için oklar tekrar size dönecek ve emeklerim boşa gidecektir .

-Küstah!

-İmparatoriçem lütfen durun. Doktor burada kalacak. Sevgili kızımızı iyileştirebilen tek kişi o değil mi?

-Ama...

-Yeter dedim.

Sonra tekrar bana döndü.

-Sendem iyi haberler bekliyor olacağız. Kızımızı iyileştir.

-Elbette emriniz olur.

Hmm sanırım yakın bir vakitte öldürülmeyi beklemeliyim.

-Emrim olur demek. Ayrılabilirsin.

Eğildim ve arkamı dönüp çıktım. Artık imparatoriçe imparatora ne yapar bilemiyorum.

Normalde prensesin sağlığı ile ilgili haberler böyle çabuk yayılmazdı ama komutan bey sağolsun askerlerle birlikte saraya yayıldı ve saraydan söylentiler asillere gitti.

Artık mutlu bir şekilde ayrılabilirim.

Kapıdan çıktım ve gitmek üzereyken konuşma sesleri duydum.

Ah hayır bu Edwin ve Briella.

Hızla geri doğru koştum ve bir hizmetçinin arkasına saklandım.

-Ack! Siz!?

-Shh sessiz ol.

İkisi ileriden konuşarak geçtiler. Ses tonları biraz yüksekti sanki tartışıyormuş gibi.

Onlar geçip gidince toparlandım ve hizmetçiden özür diledikten sonra yoluma devam ettim.

Ucuz yırttım.

Saraydan kimseye yakalanmadan çıkmak için özel saklanma yeteneklerimi kullandım ve muhteşem biri olduğumdan başarıyla saraydan çıktım.

Haah bu kadar yetenekli olmak insanı yoruyor.

Kapılardan çıktığımda bir araba oraya geldi. Arabanın üzerindeki simge çok tanıdık... Haha nasıl unutabilirim ki?

-Ailem saraya bir ziyarette bulunuyor sanırım.

Araba kapılar açılınca içeri girdi ve uzaklaştı. Merak etmeyin çok yakında görüşeceğiz. Sizin de sıranız gelecek.

Bundan sonra hızla diğer hastama gittim.

Her şey bittiği zaman sıra eve gidip yeni asistanla ilgilenmekteydi. Eğer onun kimliğini öğrenebilirsem peşinde neden biri olduğunu da anlayabilirim.

Eve vardığımda sıcak çorba kokusu aldım. Sabahtan beri doğru düzgün yemedim gerçekten açım.

Eve girdiğimde yaşlı bir nene ve çocuğun hafif hüzünlü bir tablosu vardı.

Kız beni görünce bana koştu.

-Doktor!

-Demek uyandın.

Onu yerine geri oturttum ve yüzünü sildim.

-Daha fazla ağlama...

-O...gitti değil mi?

-Evet. O daha iyi bir yerde.

Kafa salladı.

-Cenaze töreni yarın akşam yapılacak.

Bedenin kimliği belirsiz eğer ben olmasam çoktan rastgele bir yere gömülürdü. Şimdi daha iyi bir yerde.

Çocuk, annesi gömülürken orda olsun isterdim  ama iki gündür uyuyor. Tören bu nedenle tam bir tören sayılmaz.

Dua okunacak ve mezarın başında durulacak. Çiçekler verildikten sonra geri döneceğiz.

Gerçi davet edecekleri kimseler olduğundan şüpheliyim.

Masaya oturduğumuzda çocuğa döndüm.

-Bir ihtimal... Sizin peşinizde olan biri var mıydı? Eğer söylemek istemiyorsan sorun değil.

-Sanmıyorum oradan kaçtığımızdan beri yalnızız.

-Oradan?

-Annem eskiden yaşadığı yeri bazen anlatırdı. Onun güzel elbiseleri ve büyük bir odası varmış. Hatta istediği zaman tatlılardan yiyebilirmiş. Ama gitmesi gerekmiş.

-Neden?

-Bilmiyorum. Annem her zaman sırlar saklardı.

Annesi muhtemelen eskiden bir soyluydu ve kaçmasının nedeni de... Birinin onu yok etmek istediğini bilmesi!

_________
Yazar:Villainesssss

Ölü Kızı Değişti Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin