0.7

565 30 265
                                    

Selam bebislerim!
İyi okumalar, bol yorumlar 👩‍❤️‍💋‍👩🥰

Ceylan Yandaş

Florya avmye geçmiştik, Berkan kendi arabasıyla, biz kendi arabamızla, Kerem ise motoruyla. Aslında motorunun olması beni biraz şaşırtmıştı.

Çünkü ben motorlara bayılırdım, tamam araba aşığıydım ama aynı zamanda motor sevdam da üst düzeydi ve doğruyu söylemek gerekirse Kerem'in motoru, felaket bir şeydi.

Genelde kızlarla dolaştığımız için, Casper'ı kullanıyorum. Ay yani arabamı. Tamam çok komik biliyorum ama ben hayvanlara, sokakta gördüğüm öylesine bir kediye, hatta evimizin önündeki yirmiden fazla kediye (Hem de her birine.) ve eşyalarıma isim koymadan duramıyordum.

Bu beni hep eğlendirmiştir, küçüklükten kalan bir huy gibi düşünün. Casper da, Mercedes'imin adıydı, sebebiyse hız yapmayı sevmem ve renginin beyaz olmasıydı. Tamam saçma, ama eğlenceli.

Her neyse, eğer kızlarsız çıkıcaksam ya da kafa dağıtıcaksam. Kesinlikle motorumla, yani Black Widow'la çıkardım. Tekrar söylüyorum komik, farkındayım ama gidip koyduğum isimlerle hitap etmiyordum elbette. Sadece isimleri vardı yani, bir de zaten tek yakınlarım biliyordu.

Bilirsiniz, insanlar hep dalga geçer böyle şeylerle. Ben abimin elinde büyüdüğüm için, abim hep beni eğlendirip mutlu etmek için bu tarz şeyler yapardı.

İşte atıyorum bana bir ayıcık alırdı ve "Hadi buna isim koyalım!" derdi, ya da bir bisiklet alıp "Ee bunun ismi nolucak?" bunu yapması, şimdi düşününce o kadar değerliydi ki benim için.

Yani sadece bunu yapması değil, genel olarak. İçinde olduğumuz durumu, hatırlayıp farkına varıp üzülmemi istemediği için yapmıştı bunu. Annesizlik, babasızlık ne hissetmeyeyim diye. Her neyse, bir motordan nerelere geldik.

Dünyaya dönme vakti geldi anlaşılan. İç çektim.

Yaklaşık bir saat kadardır, sadece bir şeyler içip doğum günü partisi hakkında plan yapmıştık. Berkan, Kerem, Lorin, Sema ve ben. Evet bu kadro bir saate yakındır aynı masadaydı.

Herkes okeydi de, ben sırıtıyordum bu masada. Benim burda olmam başlı başına saçmalıktı. Hem bir kere deplasmanda sayılırdım ben!

Haksızlık ama bu...

Ha bir de, biz erkekleri beklerken Lorin ve Sema beni sorguya çekmişlerdi. Ama bu yaptıkları anlamsızdı, çünkü biz zaten kavgalıydık.

Sema, 'Ship, ship' diye diye başımın etini yemiş ve en son beni çileden çıkartmış ve esip gürlemiştim, yeter artık diye. Birkaç saniye sessizliğin ardından gülerek, 'sen bana kıyamazsın ki?' diyip devam etmişti.

Bu kız beni delirtiyordu. Ama erkeklerden geldiğinde konuyu açmamaları için tembihlemiştim, Lorin de başta kabul etmese de 'iyi be iyi.' diyip susmuştu.

Telefonum çaldığında, 'Abimmm' yazısıyla birkaç saniye bakıştım. Kerem solumda oturduğu için, gözleri ekranıma gitmiş ve ardından sırıtmıştı.

"Açmıcak mısın?"

Abimi aldatıyormuş gibi hissediyordum bu gebeş kaplumbağalar yüzünden. "Sus be sus!" diyerek telefonu açtım.

"Alo abimmm."

"Naber güzelim, napıyorsun?"

"İyi abim, kızlarla oturuyoruz floryada. Sen?"

Ben bunu söylediğimde Sema kahkaha attı. "Selam söyle Mert abiciğime, kızlardan selam!" diye bağırdı. Bense 'la havle' çekip, başımı salladım.

Kumralım, Kerem AktürkoğluWhere stories live. Discover now