4.1

237 7 11
                                    

Selamlar bebekler.
İyi okumalar, bol yorumlar!

***
Kerem Aktürkoğlu

Nasıl olmuştu da, bahsettiği şeyi Mert abiye kabul ettirmişti hiç bilmiyordum ama şu anda, yemek yiyeceğimiz o mekana gelmiştik, masada Mert abi ve ben vardım şu anda. Evet, sadece Mert abi ve ben. Ceylan ve Deniz lavaboya gitmişlerdi. Ne kadar gergin olduğumu kelimelerle asla ifade edemezdim ve o da çok normal sayılmazdı. İkimizin de gergin olduğu çok belliydi.

Güya Berkan ve Lorin'i bekliyorduk. Gelmeyecek olan Lorin ve Berkan'ı. Mert abi bana ters ters bakıp boğazını temizledi, "Konuştun mu Berkan ve Lorin'le? Nerde kalmışlar?" dediğinde başımı salladım hızla.
"Abi valla aradım ama açmadılar, gelirler heralde birazdan ya." Sesim o kadar gergin çıkmıştı ki kendime küfürler yağdırmıştım.
"Tamam lan, sordum sadece." Söylediği şey normal bir şeymiş gibi dursa da, ses tonu beni her an dövebilecekmiş gibi çıkıyordu. Başımı salladım ve garsonun üçüncü kez doldurduğu su bardağını bir kez daha kafama diktim.

Derin bir nefes alıp, başka şeylere odaklanacağım sırada Mert abi biraz masaya doğru eğildi ve boğazını bir kez daha temizledi. "Bana bak çakma büyücü." İşte şimdi başlıyorduk, Harry Potter göndermesini bu dille yapıyor oluşu göz devirmek istememe sebep olsa da, gözüne girecektim, kendimi zor tuttum ve bakışlarımı ona çevirdim.

"Efendim Mert abi."

Ses tonumu oldukça sakin ve saygılı çıkartmıştım. Benim onu bu şekilde yanıtlamamı beklemiyor olucak ki, tek kaşını kaldırdı ve garip garip baktı bana.

"Seni buraya çağırdım, ama en ufak yamuğunu görürsem, yamulturum seni biliyorsun değil mi?"

Sakin ol Kerem.

Başımı salladım.

"Yapmam abim, yamuk falan yapmam. Merak etme."

"Yapamazsın zaten koçum?"

Yine aynını yapıyordu, bu adamın her kelimemden bir şey çıkartıp gerilmeleri şaka olmalıydı gerçekten. Çok korkunç birisin Mert Hakan Yandaş.

"Abi tamam da-"

"Ne konuşuyorsunuz bakalım beylerrr."

Deniz ve Ceylan'ın gelmesiyle rahat bir oh çektim, ikisine de 'help' bakışları attıktan sonra, Deniz hızlıca Mert abinin yanına oturmuş ve tatlı tatlı bir şeyler söylemişti.
"Öyle, oturuyorduk napıcaz başka. Dimi Kerem?" Ceylan ve Deniz'in gözleri şüpheyle bana döndüğünde, Mert abinin de gözleri 'beni onaylamazsan ırzına kayarım' gibi baktığı için hızlıca başımı sallayıp, zorla güldüm.

"Evet evet, öyle oturuyorduk."

"İyi güzel."

Ceylan çalan telefonuyla "Bir dakika." dedi ve Lorin'in telefonunu yanıtladı. "Efendim Lorimmm, nerde kaldınız kızım? Sizi bekliyoruz kaç saattir." dedi, oscarlık bir sevgilim olduğunu görmüştüm tam o anda.
Yüz ifadesindeki şaşkınlık bana bile işlemişti, bilmeseydim kesin inanırdım. "Aaa neee? Ciddi misin? Ya off, kırk yılın başı bir yemeğe çıkalım dedik varya Berkan ohooo. Tamam tamam görüşürüz. Öptüm." Telefonu bakattığında Deniz'in yüzünde memnun, Mert abinin ise sorgulayıcı bir ifade vardı.

"Noldu?"

Mert abinin sorusuyla ofladı, "Berkan beyin işi çıkmış, o da Berkan olmayınca gelesi gelmemiş, Ceren'le birkaç işi falan varmış, sağ olsunlar ektiler yani bizi." dediğinde Mert abi, "Hasbinallah." diye söylendi, dahasını da söylemek ister gibi bir ifade oluştuğunda yüzünde, Deniz koluna elini koydu ve birkaç saniyelik bir bakışma geçti aralarında.

Kumralım, Kerem AktürkoğluWhere stories live. Discover now