3.0

233 16 248
                                    

Selam bebitolarım!
Nasılsınız, umarım iyisinizdir.
Ben pek iyi sayılmaz, okunamaları ve yorumları gördükçe tüm kitaplarıma olan hevesim gidiyor açıkçası.
Yazasım gelmiyor.
Baya sinir bozucu aslında.
Çabalayıp da karşılığını alamayınca tadı kaçıyor insanın.
Bir de bu kitap, yani 'Kumralım' benim ilk göz ağrım ve kimse bir tarafına takmıyor artık.
Bir tık üzücü ama ne diyim ki artık.
Sevenler vardır umarım, sizi seviyorum, biraz içimi dökmek istedim.
İyi okumalar, bol yorumlar.

***

Ceylan Yandaş

Kahve kupalarıyla koltuğa, yanına oturdum. Biraz daha kendini toparlamışa benziyordu. Kupayı önüne bırakırken, gülümsedi ve yeşillerinin kahvelerimle karışmasına yine ve yine izin verdi.

Bu gülümseme, belki de aldığım en içten teşekkür olabilirdi.

"Teşekkür ederim Ceylan, gerçekten."

"Rica ederim? Lafı mı olur. Hadi iç, açılırsın biraz?"

Başını sallayıp, kahvesinden bir yudum aldı. "Eline sağlık." diye mırıldandığında, kahveleri yaparkenki düşüncelerimi Kerem'e aktarmak konusunda ufak bir tereddüt etsem de dudaklarımı bir yudum kahveyle ıslattım.

"Bak Kerem, aslında ben sana cidden yardım edebilirim."

"Nasıl Ceylan, uyuşturucu işi hakkında ne biliyorsun. Napabilirsin ya?"

Ellerini açarak oldukça ciddi ve gergin bir tonda konuşmuştu. Bana bağırma sıçarım ağzına.

Sarı bebe seni.

Güldüm, "Tamam, dışarıdan bakılınca öyle gözükmüyor olabilir ama inan senin bildiğinden daha çok şey biliyorumdur Kerem." bu söylediğimle kaşları daha da çatılmıştı. Bozulmuş muydu bilmiyordum ama yapacağım bir şey de yoktu.

Doğruydu.

O daha pasif ve süt bebesi duruyordu.

Bense daha farklıydım.

"Mesela? Yani nasıl yardımcı olucaksın? Daha ne yapacağımızı biz bilmiyoruz Ceylan? Sen napabilirsin bu konuda?"

Oğlum ben sen miyim, süt bebesi miyim gözünü seveyim ya?

"Kendinle kıyaslama beni. Ben Güngörende büyüdüm, yıllarım Güngörende geçti."

Histerik bir gülüşün ardından konuşmama devam ettim.

"İki sene öncesine kadar hala Güngören de yaşıyordum. Bu pisliğin içinde büyüdüm, yanımızda dönen alışverişler mi dersin, düşüşlerde karşımıza çıkan, saldırmaya çalışan keşler mi dersin, yoksa bize satmaya çalışan orospu çocukları mı dersin? Kerem, inan ben bu lanet şeyden uzak kalabildiysem eğer, bu abimin sayesindedir, yoksa her boku gördüm ve öğrendim."

Şaşkınlıkla dudakları aralandı, gözleri yüzümde dolanıyordu. Benden böyle bir şey beklemediği çok açıktı.

"Yunus doğru söylemiş, ben sana yardım edebilirim."

Şaşkınlığı geçmemiş gibiydi. "Hiç, hiç zarar verdiler mi sana?" güldüm, "Konu bu değil şimdi, demek istediğim. Emin ol belki de çevrendeki sana bu konuda tek yardımcı olabilecek kişi benimdir. Bakma çıtı pıtı gözüktüğüme." güldüm, keşke ben de bilmeseydim.

Herkes gibi.

"Peki, emin misin? Yani, ben seni bu olaya karıştırmak hiç istemiyorum Ceylan."

"Ya Kerem, bana kim ne yapabilir Allah aşkına? Saçma sapan konuşma, napıcaklar, bıçaklıcaklar mı? Dövdürecekler mi? Öyleymiş tamam?"

Kumralım, Kerem AktürkoğluWhere stories live. Discover now