2.5

338 22 187
                                    

Selam aşklarım.
İşte o beklediğiniz bölüm bu sefer gerçekten geldi!!!
İyi okumalar bol yorumlar.

***

Ceylan Yandaş

"Napıyorsun be ruh hastası!"

"Hiç, öyle geçerken bir selam vereyim dedim, nolsun?"

Ben çatık kaşlarımlaa gözlerimi kısarak baktım karşımdaki adamın gözlerine. "Dalga geçme benimle, ne işin var penceremde?" dedim sinirle kollarımı göğsümde bağlarken. Bir de utanmadan benimle dalga geçiyordu.

Ofladı birkaç saniye, öylece suratıma bakarak, bense ona konuşması için ters bakışlarımı yolluyordum. "Konuşsana be? Neden geldin?" diye sordum, tatsız çıkan sesimle. Demek bu yüzden görüldü atmıştı mesajıma eşşek herif.

Kerem gözlerini kırpıştırıp, yüzüme baktı. "Ceylan, artık az da olsa iletişime geçebildiğimize göre. Konuşalım artık he, hadi lütfen, kurban olayım nolur konuşalım. Bak pencerene tırmandım resmen kızım." dedi penceremin kenarındaki demire sıkı sıkıya tutunurken. Bu adam halis mi amk?

Bakışları içime işlerken, sinirime yine de engel olamamıştım. Dayak yemek mi istiyordu bu deli, abim onu burda görürse öldürürdü resmen. Bu cesaret nerden geliyordu buna, asla anlayamamıştım.

"Ya gerizekalı, sence bu şekilde mi olmalı bu? Gecenin bu saatinde." dedim onu azarlayarak. Bunu hakediyordu, hem kendisini hem beni riske atıyordu bu hareketiyle.

"Ceylan, sanki sabah olsa tamam diyecektin. Dayanamıyorum diyorum sana, niye anlamıyorsun ya. Gerekirse kapında yatarım kızım, ama konuşmadan gitmem." dedi diğer eliyle de penceremin kenarına dayarken kendini. Kaşları oldukça çatıktı ve ifadesi de bir o kadar ciddiydi. Ben de tıpkı onun gibi kaşlarımı çattım.

"Delirdin heralde sen ya, gitsene evimden. Abim falan görücek Kerem. Allahım sen bana biraz olsun akıllısını yolla, kurban olayım ya!"

Başını sağa sola salladı, "Kendin çok akıllısın da, akıllısını mı diliyorsun Allahtan. Kusura bakma, elde bu var. Katlanıcaksın." Çat çat çat söylediği şeylerle dudaklarım şaşkınlıkla aralanmış ve kaşlarım da havalanmıştı.

Ne diyordu be bu?

Bir tur cesaret patlaması yaşadığını düşünerek, gözlerimi kısıp baktım suratına. "Ne diyorsun be, illa dövüşelim mi şimdi senle nedir yani?" dediğimde sinirle tek elini kirli sakalında gezdirdi.

"Hasbinallah."

Bu sefer bunu ben değil o söylemişti.

"He Ceylan dövüşelim, bu şekilde ama tamam mı? Bu şekilde dövüşelim."

"Bana uyar."

Onu alaya aldığımda sabır diledi birkaç saniye. Sinirleri bozulmuş gibi gülerken başını sağa sola salladı.

"Yok, beni bu şekilde vazgeçiremezsin. İstersen odanda dövüşebiliriz, ama beni dinleyeceksin."

Omuz silktim.

"Kim demiş? Dinlemicem."

"Hayır, bu sefer konuşucaz. Sen istediğin kadar inkar et ama biz konuşucaz bugün."

"Abimi çağırıyım da gör sen ebeninkini."

Gözleri başta kocaman açıldı, ardından ben yerimden kıpırdayacağım anda koluma yapıştı. "Ya saçmalama Allah aşkına, napıyorsun. İki konuşalım dedik, niye bozuyorsun hemen abi mabi?" dediğinde ben de ona alayla gülmüştüm.

Kumralım, Kerem AktürkoğluWhere stories live. Discover now