Seungmin'in Anlatımından;
" Hadi Seung!"
Beni çekiştiren Felix'e bakarak bir 'Of!' çektim. Cidden.. alışverişle evlense yeridir. Alışverişe tapıyor neredeyse!
" Tamam ya! Çekiştirip durma artık!" deyip sinirli bakışlarla Felix'e bakınca, gözlerinde sahte bir korku görmemle gülmeye başladım. Şu an ki hali cidden çok komikti.
" Ne gülüyorsun ya! Hadi!"
Tamam, dışarıdaki insanların deyişiyle 'zengin züppeleri' olabilirdik, paramız fazlasıyla olabilirdi ancak bu her dakika gezebileceğimiz anlamına gelmiyordu. Değil mi ama?
Ancak lanet olsun ki, Felix için durum tam tersiydi. Bıraksak sonsuza kadar alışveriş bile yapabilirdi. O, tam olarak da 'parasının tadını sonuna kadar çıkaranlar'dan yanaydı.
Bir mağazanın önünde durduğumuzda mırıldandım.
" Başlıyor bizim mesai.."
Sikinde bile olmadığım Felix, umursamaz bir şekilde bana döndü.
" Ne o? Beğenemedin mi?"
Bu sefer ise bu tavırları benim sikimde değildi. Bunu belli edercesine gözlerimi devirdim.
O mağazaya girdiğinde ise, abartısız 1 saat sonra çıkacağını biliyordum. Bu yüzden, tam mağazanın karşısında duran turuncu koltuklara doğru ilerledim. Oturduğumda ise elime telefonu alarak ve bacaklarımı üst üste atarak, Felix'in çıkacağı saati bekledim.
Daha birkaç dakika olduğunda, ayağıma takılan birisiyle telefonumu yere düşürdüm. O kişi de beni fark etmişti.
" Üzgünüm."
Ona nasıl bakıyordum bilmiyorum ama, o da bana derin bir şekilde bakıyordu. Sonunda, o ciddi ifademi yüzümden çekip yere düşmüş olan telefonumu aldığımda ona bakmayı sürdürdüm.
Kaslı kolları, uzun boyu, adeta boş bir kuyuyu andıran bakan bakışları, orta uzunlukta olan saçlarıyla havalı görünüyordu. Tanrım-! Az önce ne dedim ben!
Onu havalı mı buldum?
" Adın ne?"
Sorduğu bu soruyla bir an duraksasam da devam ettim.
" Seungmin."
O, gözlerime derin bir şekilde baktıktan sonra kendi sorduğu soruyu cevapladı.
" Chan."
Ne yani, adı Chan mıydı? Bana neden biryerden tanıdıkmış gibi geliyor? Daha önceden böyle biriyle tanıştığımı hatırlamıyorum halbuki.
Zorlukla yutkunduğumda, bu sessiz havayı bozma ihtiyacı hissederekten konuştum.
" Memnun oldum."
" Ben de."
Şu an gözleri, deminki gibi derin bakmıyordu. Sanki.. sanki o da beni bir yerden tanıyor gibi gözüküyordu. Beni tanıyıp tanımadığını ise, şu an beyninde tartıyor gibi görünüyordu.
Daha sonra ayağa kalkıp elini uzattı, tutmamı istercesine. Ama benim insanlara dokunamayacağımı bilmiyordu.
Onun uzattığı ele bakarken yutkunarak konuştum.
" Şey, ben.. insanlara dokunamıyorum.."
Bana derin bir şekilde bakan gözleri bu sefer anlamaya çalışır gibi bakıyordu. Sanki.. ne bileyim, beni çözmeye çalışıyor gibi.
" Oh, pardon."
" Önemli değil."
Neden bu kadar kısa konuştuğumuz hakkında bir fikrim de yoktu açıkcası. Zaten onun yere düşmesiyle karşılaşmıştık, ne bekliyordum ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Under The Stars | Chanmin ✔
Short Story| Tamamlandı | | Angst | " Yıldızlar milyonlarca, sen bir tanesin Seung..." ××× [Başlama Tarihi: 15 Haziran Perşembe 2023] [Bitirme Tarihi: 7 Temmuz Cuma 2023] ∝ 1,06B olduğu tarih → 26.02.24