7. Bölüm

36 15 0
                                    

Zaman durdu. Nefes bile alamıyordum. Şoktan nevrim döndü. Hayır hayır bu bir rüya olamlı. Gözümü kapatıp tekrar açtım. Hayır bu bir rüya değildi.Keşke rüya olsaydı ama değildi.

Karşımda Alazla o yılan gülümseyerek konuşup bizim masanın yanına oturdular. Bana dönüp bakmadı bile hayır gördüğüne emindim.Ne işleri vardı bunların burada.Sarışın yılan üzerinde siyah gögüs dekoltesi derin olan bir elbise giymişti.Yalan yok güzel olmuştu. Alaz ise yine nefes kesiciydi üzerinde jilet gibi siyah takım elbise giymişti.Ağzım açık bir şekilde onları izliyordum.

Yılan bakışlarını bana çevirdi. Beni görmeyi beklemiyor olmalıydıki oda şaşkınca ağzını araladı. Kem gözleriyle bana bakıp gülümseyerek göz kırptı sonra cilveli bir şekilde Alaza bir şeyler söyledi. Kızım ben gelirim oraya o gözlerini yerinden çıkarırım bir daha da bırak bana göz kırpmayı önünü bile göremesin.Sinirden tırnaklarımı avucuma geçirdim.

Yalnız kız bordo bere dikkat ette o senin gözünü çıkarmasın dedi iç sesim. O bordo bereyse ben de hemşireyim ölmesi bir iğneme bakar diyerek iç sesime kapak yaptım.
Off ne diyorum ben ya iyiyce saçmaladım.

"Asel beni duyuyormusun hey nereye daldın sen?"
Bakışlarımı onlardan çekip Emirhana bakttım. Yemekler önümüze gelmişti. Ne ara gettirmişti bu yemekleri garson?

"Birşey yok emirhan daldım sadece" dedim. Sonra bakışlarımı yine onlara doğru çevirdim. Sinsi yılan bir şey anlatıyor alazda arada bir söylediklerine hafif tebesüm ediyordu.

Emirhan konuşmaya başlayınca gözlerimi ona doğru çevirdim.
"Yanımızdaki masada oturan o gün hastanede karşılaştığımız arkadaş değilmi?"dedi.

Mallesefki o be.

Onaylarcasına başımı salladım.
Emirhan arkasını dönerek
"Selam alaz bey siz demi burdasınız baya tesadüf olmuş yemeğe bizle eşlik etmek istemezmisiniz?"diye sordu.
Of adamdaki kibarlığa bak birde bu öküz adama hayır derse kendimi attarım burdan.
Ama hayır demesi için herşey yapardım.

Hiç tesadüf olduğuna inanmıyorum ama neyse.

Alaz ters ters garibim emirhana bakıyordu. Emirhan bu öküz kibarlıktan ne anlar ona onun dilinden konuşman gerek.Tabi bunu emirhana söylemedim.

Alazla yılan bir şeyler konuştular. Alaz ne söylediyse kızın yüzü düştü. Oh olsun sana hak ettin sen. Ne söylediğini merak etmiştim çünkü yılan gözümün önünde renkten renge girdi.

Alaz emirhana hafif tebessüm ederek
Evet tebesüm etti demekki bu öküzün de duyguları varmış. Çocuğu terslemese bari.

"Aynen tesadüf olmuş olur aslında eşlik edebiliriz" dedi.
Öküze bak sen gerektiğinde ne kadarda kibar bir bey oluyormuş.
Gözlerini emirhandan çekerek ona baktım bana gülümseyip göz kırptı. Yüzümü ekşiterek bakışlarımı kaçırdım.

Göz kırpmadan soğudum valla ya.

Sinsi yılanın yüzünden düşen bin parçaydı. Artık Alaz ona ne söylemişse ağrına gitmiş olmalıydı.

Masalarından kalkarak bizim yanımıza geldiler. Of o sinsi yılanla yan yana mı oturacaktım bu mudur yani.Alaz direkt olarak gelip yanımdaki sandalyeye oturdu şaşkın gözlerle onu izliyordum. Aslında yılanın oturmasından iyiydi ama yinede neden emirhan değilde benim yanıma oturuyordu.

Masa dört kişilikti zaten. Yılan şaşkın gözlerle bir alaza bir bana bakıyordu. Şimdi izle bakalım sinsi yılan sahne benim. Onun yaptığını yaptım.Ona bakıp gülümseyip göz kırpıp Alaza döndüm.
Onun duymayacağı şekile " Ne işin var senin burada?" Dedim
Çapkınca gülümseyip" bir işim yok yemeğe geldim arkadaşımla asıl senin ne işin var burada yoksa benimi takip ediyorsun?"dedi. Vallahi bu öküz insanı deli ediyordu kimsin ya sen kimsin.

ŞifaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin