17. Bölüm

26 14 0
                                    

Gözlerimi açtığımda hala alazla yanyana gölün kıyısında uzanmıştık.
Bu sırıtmama sebep oldu hani diyordum ya aşka inanıyordum ama beni bulabileceğine inanmıyordum işte o cümlemi yalanlayan kişi şuan yanımda uyuyordu.

Onu o kadar seviyordum ki tüm cümleler boşmuş gibi geliyordu.
Ne söylersem söyleyim içimdeki aşkı dile getiremezdim ama isterdimki bakışlarımdan anlasın. Bunu isterdim.

"Alaz"dedim.
"Hm-m"dedi.
"Beni seviyormusun?"diye sordum.
"Hm-m"dedi

Herhalde ne söylersem aynı cevabı verecekti yerimden doğrulup saate baktım gece 3 e geliyordu kesin teyzem meraktan ölmüştü mesaj kısmına girerek
"Nöbetteyim"yazıp gönderdim diyemezdimki alazlayım yoksa düğün hazırlıklarına yarından başlardı.

Acaba bir gün alazla evlenirmiydik?

Alaz gözlerini açınca bana gülümsedi. Bende ona gülümseyip yanağına bir öpücük kondurdum.
Yerinden doğrulup yanıma otturdu.

"Biliyormusun güzel hemşirem ben de yıldızları izlemeyi çok severim"dedi.

Gülümsedim.
"Aa ne güzel hadi izleyelim o zaman"
dedim gülümseyerek elini omuzuna koydu ve bakışlarımızı gökyüzüne çevirdik.

Gökyüzünden yıldız kaymaya başlayınca
"Hadi dilek tutalım"dedim. Bakışlarını gökyüzünden ayırıp bana baktı.
"Benim dileğim zaten kabul oldu bırak dileğinin kabul olmasını isteyenler dilek tutsun."dedi.
Bunun ağızı nasıl böyle iyi laf yapabiliyordu?acaba ben çokmu odundum.

"Ama ben dilemek istiyorum."dedim. Tek kaşını kaldırarak bana baktı.
Derin bir nefes alıp gökyüzüne doğru bağırdım.
"Lütfen Alazla hep mutlu olalım"dedim ve gülümseyerek alaza döndüm alaz da gülümseyerek anlıma bir öpücük kondurdu.

"Güzel hemşirem"dedi. O olduğuma dair bir mırıltı çıkardım.

"Bu akşam timimdeki ilhanlara yemeğe davetliyiz seninde gelmeni istedi."dedi.
İyi olurdu aslında çünkü timdekilerle iyi anlaşmıştık ece yılanı hariç.İlhanda timde tek evli olan kişiydi.

"Olur sevgilim gidelim"dedim. Sevgilim diyince Alazın gözleri parladı.
"Birdaha söylermisin?"dedi.
"Neyi sevgilim olduğunumu?"dedim bu hoşuna gittmiş gibi sırıttı.

"Seni çok seviyorum güzel hemşirem
dağınık olman ve kırmızıyı seçmen benim için hiç sorun değil tabi yeşil seçsen daha iyi olurdu."diyerek çapkınca gülümsedi.
Bak sen buna yaralı olmayan omuzuna yumruk geçirdim.

İnledi ve söylendi.
"Seninde elin ağırmış"dedi. Aslında haklıydı elim ağır sayılabilirdi ama ona vuruca ondan çok benim her yerim ağrıyordu. Ünüversite yılarında boks kursuna gittmiştim ve oradanda birkaç şey aklımda kalmıştı. Herzaman boksa ilgi duymuştum.

"Alaz bana dövüşmeyi öğretirmisin?"diye sordum.
Tek kaşını kaldırarak bana baktı.
"Neden istiyorsun bir sorun mu var?"dedi. Sesi tedirgin çıkmıştı.

"Hayır bir sorun yok sadece benim eskiden beri merakım var ondan ve merakımı seninle gidermek istiyorum tabi kolun iğleştikten sonra" dedim.
Kolunun iğleşmesi diyince yüzü düştü bunu öğrenmemi istemiyordu.

"Sen nasıl istersen güzel hemşirem o zaman eğer görev çıkmasa haftaya pazar benim evime davetlisin"dedi.
Nee onun evinde mi öğretecekti?

"Nasıl yani senin evinde ?"dedim.
Çapkınca gülümseyip
"Benim evimde dövüş odası var aklına başka şeyler gelmesin arsız kadın."dedi.
Karnına vurarak
"Zaten gelmedi öküz"dedim bu yaptığıma ise kahka attı.

"Güzel hemşirem"o olduğuma dair mırıltı çıkardım.
Kendini bana çevirip gözlerimin içine baktı.
"Hani geçen gün hastaneye gelmiştim teyze beni hakkımda  kürtçe birşey söylemişti."dedi.
Dudağımı dişlerimin arasına alıp ısırdım of biliyordum işte inanmadığını.

ŞifaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin