NEFRETİN ŞAH DAMARI (ZeyKer!)

7.BÖLÜM : TANIŞMA

@Edyy-Merry

kişiye ithafen:

Seni çok seviyorum canısı♥

Youtube ' da Güneşi Beklerken Zeynep ♥ Kerem didişmeleri

Yolculuk başladığında ciddi anlamda ürkmüştüm. Yahu bu çocuk kaçta gidiyordu böyle yaa. Oha 200 de.

''Yaa biraz yavaşlar mısın lütfen ''

''Neee? Sakın bana korktuğunu söyleme'' dedi ve arabadan kafasını kaydırıp yüzüme şaşkın bakışlarla baktı.

''Ne korkcam yaa. Saçmalama sadece biraz yavaşlar mısın dicektim abi?''

Gözleri yuvalarından çıkacak gibi hissediyordum. O nasıl bir bakıştı öyle. Yemmin ederim ürktüm. Ne demiştim ki ben şimdi?

''Bir daha bana abi dersen seni saçından tuttuğum gibi duvara yapıştırırım. Duydun mu beni? '' dedi ateş gibi çıkan sesiyle. Ve ardından da hızı 220'ye çıkardı. Yemin ederim şuan tırsmanın ne demek olduğunu anladım.

''Du duydum tamam sakin'' dememle hızı 180'e indirdi şükür. Aha bir daha da ağzını açarsın Eylül. O açtığın ağzına böyle ederler işte. ( küfür kullanmadım. Hani bana alkış)

Valla cidden şuan titriyordum. Hani nerde şu boktan kulüp? Oh sonunda durmuştu araba. Bana asırlar gibi gelen oysaki gerçekte on dakika süren yolculuğumuz!

Tam arabadan inecektim ki kolumda müthiş bir cimdirme hissettim. Normalde bunu yapan kızlar olmaz mıydı? Bu psikopat cinsiyet kaybımı geçiriyordu yoksa? Aman gerizekalı Eylül şuan kolunda beş parmağının izi çıkmış sen kalk bunları düşün . Aferin !

Öyle bir hışımla döndüm ki biraz daha devam ederse avazım çıktığı kadar bağıracaktım.

''Ne yapıyorsun ya gerizekalı! ''

''Şimdi beni iyi dinle gerizekalı. Eğer içerde benim sözümden dışarı çıkarsan. '' işaret parmağını yukarı kaldırıp diğer eliyle de çenemi yukarı kaldırdı ve devam etti.

''Başımı belaya sokarsan bugün yapmadım ama eğer yaparsan seni geldiğin yere geri gönderirim anladın mı ufaklık?'' dedi tehditkar bir tarzda gözlerini bir saniye bile kaçırmıyordu.
Kafamı hızlıca yukarı kaldırıp aşağı indirdim peki anlamında.

''Güzel ''dedi ve indik. Bu gece pek bi ürkütücü geçecekti anlaşılan yani benim açımdan. Hadi gazamız mübarek olsun!

Özgür 'den:

Kulübe girdiğimizde Eylül'ü kolundan sürüklüyordum. Her zamanki çete oradaydı. Demir, Ozan, Barış , Can, Gökhan, Aksel, Anıl, Merve, Zeynep, Özge, Ezgi, Cansu, Yağmur... Ve de adını dahi bilmediğim bir kız topluluğu bizimkilerin etrafında dolaşıyorlardı. Demek ki bunlar peynir çeşidi olan gruptu. -kaşar-

Locaya geçtiğimde Yağmur ile Can didişiyorlardı. Ah be Yağmur. Ah be güzelim şu çocuk sana aşkını anlatmak için daha ne yapsın? Ah bu kızlar! İnsanin iliğini sömürürler. Al bi tane de yanımda işte.

''Yaaa kızlar içinize düşecek. Sen de halinden gaayet memnunsun yani. '' diyordu Yağmur.

''Yaa aşkım olur mu yaa. Benim gözüm senden başkasını görür mü hiiiç? ''

''Zaten görürse oyarım o gözlerini '' Can artık bezmiş bir şekilde nefesini dışarı üflüyordu. Ama bilmediği bir şey vardı. Bu hemen yan masada oturan ve yicekmiş gibi bakan kız grubunu daha da fazla tahrik etmekten başka bir şeye yaramıyordu.

Onların bu didişmelerine çete kahkahalarla gülüyor kimse de Can'a yardım etmiyordu. Eee ne de olsa canlarını seviyorlardı. Yağmur'u alt etmek için önce kırk fırın ekmek yemek lazımdı. Yalnız gülen bir kişi daha vardı ki bu şuan koluna abandığım sevgili gerizekalıydı.

''Aaa abi yanındaki fıstık şu namı değer kardeşin mi yoksa ?'' Bunu söyleyen kişi Güvendi. Ve bana söylemişti.

''Fıstık?''

''Pardon abi''

''Meraba ben Zeynep. Sen de Eylül olmalısın. ''Deyip elini uzattı. Yanımdaki gerizekalı da şeker gibi bir sesle elini uzatıp

''Memnun oldum dedi .'' Ve sırayla herkes kendini tanıtıyor ve el sıkışıyorlardı. Ee tabi erkekler daha uzun tutuyordu şu el sıkışma işini. Resmen kızın içine düşeceklerdi. Ben onlara gösterirdim yaa. Hadi yine iyi günümdeler. Pist yavaş yavaş dolup dans edenler çoğaldığında bikaç çiftten başka kimse dans etmiyordu. .

Hepsi Eylül'ü merak ediyorlardı. Fakat ben bundan hoşnut muydum? Tabi ki hayır. Bakalım daha neleri görcez? Tabi bakışlarımı onlara yolladığımda hepsi kesip önüne dönüyordu. .
Olması gerektiği gibi! Herkes tanışma faslını bitirip sorunlarıyla Eylül'ü yemeye devam ettiğinde Ozan

''Eylül, sevgilin var mı? '' dedi. Ona öyle bir bakış attım ki susmak zorunda kaldı. Niye soruyordu ki ? Ona neydi? Niye merak ediyordu? Allah'ım kafayı yicem!

''Ha Hayır yok! '' Hım yok muymuş?

''Hayırdır Ozan, niye sordun? ''

''Hiç abi, öylesine. Merak ettim sadece. ''

''Merak etme, Ozancım. '' dedim ve ortam gergin olsa da böyle devam etti. Bir daha bu kızı buraya getirirsem iki olsun amk. Sanki kız görmemişler ya! O Ozan da bitti zaten. Sonra ona da göstereceğim. Sanane lan? Sanane oğlum Eylül'den? Zorla dayak yicek benden.

Ezgi bana kaş göz yaparken bi ara gözümü Eylül'den ayırıp Ezgi'ye çevirdim. Ezgi benim kız arkadaşımdı. Resmen yapışkanın tekidir. Şimdi de Eylül'ü soruyordu. Kafamı Ezgi'den hızlıca çevirip yanıma döndüğümde yanımda Eylül yoktu. Evet, yanlış duymadınız yoktu. O kadar öfkelendim ki anlatamam. Nerdeydi bu gerizekalı!

Eylül'den

Buradaki herkes çok tatlıydı. Ömrümde bu kadar etrafımda toplanmış erkek cennetini ilk defa görüyorum. -dikkat erkek cenneti, huri değil. - Hele ki Ozan. Off allahım kesinlikle benim tipim.[ (paramparça-ozan)] Sarışın sonuçta abi boru mu? Gerçi Özgür de sarışın ama! Şimdi Özgür ne alaka? Niye aklıma geliyorsa.

İç ses:

Koluna öküz ölüsü gibi çöktüğü için olabilir mi? Of iç ses , sen şimdi niye bozuyon ki? Sana fikrini soran oldu mu? Dur bi düşiniyim. Oldu. Ama yani hep te doğruyu söylemek zorunda mısın? Cık cık !Alla alla ! Töbe töbe !

Ben tam , bi psikopat gibi kendi iç sesimle kavga ederken bi el omzumu dürttü. Benim tansiyon bi fena. Kalp atışı kendi çapında rekor kırıyor falan. Durun lan tahmin edin! Herşeyi de devletten beklememek lâzım. Armut misali.

Gelen Ozan. Evveeet yanlış görmüyorsunuz . Ya da ben yanlış yazmıyorum.

''Benimle Dans Eder Misin? " Ama ben sana nasıl Hayır diyebilirim ki.

''Pekala''

Piste doğru yürüdük yürüdük ve elleriyle belimi sardı. Ben de kollarımı boynuna sardım. Abi yemin ederim nefes alamıyorum. Resmen sarmaş dolaşız şuan. Dışardan gören herkesin yanlış anlaması çok müsait cidden. Off kokusu resmen içime işliyor. Biz tam müziğin ritmine kendimizi bırakıp kokusuyla sarhoş olurken bir el beni Ozan'dan ayırdı ve Ozan'a kafa attı. Noluyo lan? Kim bu gerizekalı ? Demeye kalmadan kolumdan öyle bir çekti ki işte şimdi cidden nefes alamıyordum. Resmen Özgürle Ozan kavga ediyorlardı. Yalnız Özgür'ün gözü fena dönmüş gibiydi. Allaah yumruklar havada uçuşuyordu. Allah Ozanın yardımcısı olsun. Kimse ayırmıyordu lan bunları. En iyisi ben ayırıyım diye bi umut aralarına giriyim dedim. Allah beni taş etsin. Özgür'ün yumruğu bana geldi.

''Ahhh''

''Kesin lan kavgayı yumruğun kızın gözüne geldi abi. '' Bu isminin Barış olduğunu bildiğim çocuktu. Allah seni kahretsin lan o nasıl bir yumruktur. Ben böyle bir acı görmedim.

''Ahhhhh.''Vee gözlerim kapanmadan önce son hissettiğim birinin beni kucağına aldığıydı. Yalnız kim olduğunu görmeden gözlerim kapanmıştı.