En sevdiğim şarkılardan biri:-) okurken dinlemenizi tavsiye ederim
Eylül 'ün Özgür le kulübe giderkenki hali :-) ♡ ♡ ♡
Derin derin nefesler almaya devam ettiğimde saatimden yemek saatine 15 dakika kaldığını gördüm. Nasıl hazırlanacaktım ben? Ayrıca o Özgür pisliği yüzünden o kadar ağlamıştım ki hangi kapatıcı yardımıma koşar bilemiyordum. Allah'ım nasıl bir şeyin içine düştüm ben ya! Neyse başa gelen çekilir kızım Eylül. O sevgilisini sana tercih eden Eda'nın yanına dönme vakti. Ne büyük ironi.
Hemen banyoya gidip uzunca bir süre yüzümü soğuk suya tuttum. Sonra dolabımda duran mavi jeanımı ve dar kotumu üzerime geçirip limon rengindeki ayakkabılarımı da giydikten sonra bir tek saç ve makyaj kalmıştı. İşte onlar zor işti açıkçası. Ben ve makyaj yapmak? Yok deve.
Ama burda hanımından hizmetçisine kadar herkes makyaj yapıyordu. Allahtan saçlarımı taramıştım da uzunca süren bir topuzla saçımı yapmıştım. Şimdi eyelinerle falan uğraşamayacağımdan bir rimel bir parlatıcı. Okey. Hiç fena değil. O kadar da kötü gözükmüyorum. Sonuçta o kadar hazırlandık abi boru mu?
Aşağı indiğimde herkesin gözleri bana çevrilmişti ki bu bakışlar eşliğinde sandalyemi çekip masaya geçtim. Hım masa gerçekten çok güzel gözüküyordu. Allah için şimdi!
Ama tüm bunlar umrumda mıydı? Tabiki hayır! Umarım gözlerim fazla şişmemiştir.''Nerde kaldın kardeşim'' Hı? Kardeşim mi? Biz ne ara abi kardeş olduk lan? Hem ne demişler; abi deme lazım olur. Amaan ne diyorum lan ben?
''Ufak bir pürüz çıktı da onu hallediyordum. ''Uyuz ya! Cidden bildiğin uyuz :-)
Pürüz = uyuz :-) ve yüzüme yalandan bir gülümseme koydum. Bu gece bu sahte gülümsemeye çok ihtiyacım olucak. Bu evden ayrılmak hiç te kolay gelmiyordu.
Yemeğe geçtimizde ımm çeşitli yemekler yapılmıştı. Acaba bana mı özeldi , yoksa her zaman ki şeyler miydi? Hoş bunların gündeliği bile biz kız liseliler için bir ziyafet ya neyse. Çaktırma :-)
Galiba aç kalıcam. Çünkü ben daha bıçakla nasıl yenilir bilmiyorum ki :-) Ardından Cihan Bey söze başladı.
''Eylülcüm , biz Öykü ile düşündükte bundan sonra siz Özgürle aynı okulda okuyun. Ayrıca Özgürcüm Eylül'e arkadaş bulmasında yardımcı olursun. Malum okulun popüler grubunun başkanı gibi bir şeysin. Eylül'e de rahatlıkla yardımcı olabilirsin. Yani kısaca Eylül sana emanet. Anlaştık mı birtanem? "
dedi .Ha? Siz bir daha bir şey düşünmeyin! Allasen siz bir daha bir şey dü-şün-me-yin! Ne demek Eylül sana emanet? Ben niye ona emanet ediliyormuşum yaa! Sanırım şuan gitmek daha mantıklı!
''Nasıl yani anlamadım ? Özgür'e mi emanetim? Doğru mu anlıyorum? " Sesim istemsizce yükseliyordu. Eee karşımdaki gerizekalı da pis pis sırıtınca bu daha da kolay oluyor. Utanmasa kahkaha atacak!
''Dur Eylül, hemen kızma! Sonuçta sen elbette bi okula gideceksin. Bu okul abinin okulu neden olmasın ki! Hem gözümüz arkada da kalmaz böylelikle. Özgür senin zarar görmene izin vermez. Öyle değil mi Özgür? ''
''Ya tabi. ''Şimdi daha bi gülüyordu. Keyif aldığı belliydi. Uyuz. Hadi kızım Eylül diye kendi kendimi gazladım ve yapacağım konuşmayı hızlandırmaya karar verdim. Eee ne de olsa bundan kaçış yoktu.
''Eee aslında tüm bunlara hiç gerek yok çünkü benim size bir şey söylemem lazım. ''
''Ne gibi? ''
''Şöyle ki be-''
''Aslında o sadece benimle birlikte kulübe gelip gelemeyeceğini soracaktı. ''
Hı? Nasıl yaa. Ne diyo bu? Hani benim gitmemi çok istiyordu? Gidiyoruz işte. Sorun ne gerizekalı! Ne dengesizsin lan sen öyle? Derdin ne olum senin? Diyesim geldi.
''Öyle mi Eylülcüm? Bak eğer öyleyse hiç tereddütün olmasın. Klavuzun gerçekten iyi .Özgür bu çevreyi avucunun içi gibi bilir. Kısa sürede en az onun kadar popüler olacağına eminim. '' Ha cidden mi ya! Ha yani tek derdim buraları gezmek? Dememek için kendimi zor tuttuğum için gözlerimi devirmekle yetindim. Eee madem öyle biz de ayak uydururuz.
''Evet, Cihan Bey. ''
''Eee canım madem öyle o zaman biz tatlı servisini yarıda bırakalım. Çünkü ben kulübe gidiyorum. Hadi Eylül, sen de gel.'' Ayy zaten aç kaldım.
''Peki, bekle o zaman. Hemen hazırlanayım. '' dedim ve yukarı çıktım. Ne giyecektim ben şimdi? Şöyle bir baktım da iyi ya. Sadece bir küpe takmayı uygun gördüm ve de bir deri mont. Süper. :O hiç fena değil.
Özgür 'ün odasına girmemle yüzümü kapatmam bir oldu. Bu gerizekalı odasının kapısını kapatmamış ve üst tarafı çıplaktı. Arkası dönülüydü. Biraz izlemekten kendimi alamadım. Cidden vücudu çok iyiydi.
Gözlerinle beni yemen bittiyse gidelim artık. Seninle uğraşamıycam. Hah öküz. Katıksız öküz. Ayrıca bunun ensesinde gözleri mi vardı?
Önüne döndüğünde beni bir süre daha inceledi ve umursamaz bir tavırla
''Hadi'' dedi.
Merdivenleri indiğimizde
''Anne biz çıkıyoruz ''dedi . Öykü Hanım'a.
''Ha? Çıkıyor muyuz? Ne diyo bu yaa? '' Hadi anlamında baktığında çok utandım aklıma gelen şeyden dolayı.
Ve tam 5 tane Porsche'den siyah olanına bindi ve başıyla geçmemi işaret etti. Arabaya bindim ve kemeri taktım.
Veeee yolculuk başlasın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFRETİN ŞAH DAMARI (ZeyKer!)
Ficção AdolescenteUzun zaman oldu, yazmayalı. Çünki yazıcak iyi bir şey yok! Aslında herşey nasılda altüst oldu bi anda, engel olamadım. Mutluyken karanlığında hemen yanıbaşında olduğunu göremiyor insan , farkedemiyor. Uyanmaya çalıştığım bi rüyadayım şimdi. Yolumu...