6. Bölüm

1.2K 65 11
                                    

Elimde su şişeleriyle dalgınca odaya girdim. Ablamla olan sabahki konuşmamızı düşünüyordum. Bana iyi olmadığını belli etmemeye çalışmasını sezmiştim.

Ferit yatağındaydı elindeki telefonuyla uğraşıyordu.
İçimi çekerek baktım ona. Ölümden dönmüştü ve şimdi karşımda her zamanki tatlılığıyla duruyordu.

"Ferit"
Kafasını telefondan kaldırdı ve hasret kaldığım kahverengi gözleriyle sorgularcasına baktı.

"Nasıl hissediyorsun kendini"
"İyiyim."
"Çok korktum ben Ferit çok ."

Gülümsedi.

"Gel bakim yanıma sen Antep fıstığı"
"Ya Ferit olmaz. Bir tarafını incitirim hayatta gelmem."
"Ya Seyran gel, bir şey olmaz."

Yatakta hafif kenara kaykıldı bana yer açmak için.

"Ama ferit bi gelen olur şimdi"
"Ya gelsin Seyran karım değil misin sen benim"

Bunun üzerine daha fazla üstelemeden gidip yatakta yanına uzandım bende. Boynundan kokusunu içime çekerek öptüm sonra başımın altına ellerimi koyarak yanında kıvrıldım. Onu incitmemek için başımı göğsüne koymamıştım.

Ferit saçlarımdan öpüyordu bu sırada.

"Seyran rüyamda ne gördüm biliyor musun?"
"Ne gördün?"
"Seni. Seni o ilk gördüğümdeki fıstık yeşili elbiseni giymiştin hatta."
"Ee?"
"Ee si olanlar oluyodu işte"
"Ya Ferit ya"
Güldü.

"Şaka yaptım ya kızma hemen. Antepteki o köprüde bir bankta oturuyorduk birlikte. Manzarayı seyrediyorduk. Bana "sana çok ihtiyacım var" dedin.

"Öyle mi dedim?"
"Evet"

Gözlerim dolmuştu, ağlamak üzereydim ama Feritin yanında modumu yüksek tutmaya karar verdiğim için sıktım kendimi ağlamamak için.

"Ee peki sonra?"
"Sonra Tarıkla baban geldi köprüye. İkisi de silah çekti bu sefer."
"Biz naptık peki?"
"Atladık köprüden ve bende uyandım bundan sonra"

Sessiz kalınca "ee peki bir şey demicek misin" dedi
"Ne diyim Ferit rüya işte"
"Peki"

________
Suna perdenin çekilmesiyle göz göze geldiği kıza hayretler içerisinde bakıyodur. Kız da Suna gibi pencerenin dibine çöktü ve "Sen kimsin"dedi Suna'ya.

"B-benim adım Suna. Y-yeni evlendim Saffetle daha doğrusu evlendirildim. Asıl sen kimsin, neden burdasın?"

"Beni burda zorla tutuyorlar. Nolur kurtar beni!"
"Neden tutuyorlar seni burda?"
"Ben Tarık'ın karısıyım. Herkes benim öldüğümü düşünüyor o yüzden kimse aramıyor beni ama ben ölmedim burda tutuyorlar beni zorla."
"Neden peki?"
"Tarıkla anlaşamadık, boşanmak istedim, kabul etmedi sonra bir gün burda çevirdiği karanlık işlerden birine şahit oldum onu bununla tehdit ettim boşanma karşılığında ama işe yaramadı sonra buraya kapattılar beni."
"Allah kahretsin hepsini ya!"
"Nolur çıkar beni burdan, nolur"
"Tamam, dur şimdi bir şeyler düşünelim. Ben şimdi gideyim burda çok fazla kaldım dikkat çekmesin. Gündüzleri çok kalabalıkken gelemem yanına ancak geceleri gelebilirim, tamam mı? Seni yalnız bırakmayacağım burda söz veriyorum sana."
Tamam dedi kız dolu gözlerle.

Suna çabucak uzaklaşmış ordan dikkat çekmemek için. Uğradığı şoku henüz atlatamamışken karşısına çıkan Nazan'a çarptı.

"Kızım yavaş noluyor sana böyle?"
Bir şey olduğu yok işlerim var benim diyip alelacele uzaklaştı ondan.

Artık yüzlerine bile bakmak istemiyordu onların. Odasına çıkıp pencerenin önüne çöktü. Nasıl kurtaracaktı o kızcağızı burdan daha kendisini bile kurtaramamışken?

______
Kapının açılma sesiyle gözlerimi açtım. Ferit'in yanında uyuyakalmıştım. Kafamı kaldırdığımda Ferit'in beni izlediği gördüm. Gelen kişi Orhan babaydı o yüzden biraz da utanarak kalktım yattığım yerden.

Ferit günaydın karıcım diyerek sırıtınca gözlerimi belerttim ona.

Karıcım mı dedi Orhan baba.
"Aslında bende tam bu konuyu konuşmaya gelmiştim."
Ne oldu baba hayırdır dedi ferit
"Hayır hayır. Hem de çok çok hayır."

Babacım ne oldu dedim
"Seyran, kızım aile avukatımız aradı"
Ee dedi Ferit
"Sizin boşanmadığınızı söyledi"
Ne dedik Ferit'le aynı anda
"Ya boşanmadan sonra imzalanması gereken bir belge varmış 2 hafta süresi de varmış ama o hengamede unutuldu sanırım böylece de boşanma iptal olmuş oldu."

Feritle göz göze geldik ikimiz de gülmeye başladık birden.
Nasıl yani baba biz şimdi boşanmadık mı dedi Ferit.

Yaşanılan onca şeyden sonra aslında boşanmamış mıydık yani? Gidip sarıldım ona.

Yaa karıcım benden asla ayrılamazsın sen demiştim dedi gülerek.

Allahım gerçekten oluyor mu bunlar yarabbim!

________
Feritle aldığımız haberden sonra Feriti tutamaz olmuştum. Tek tek tüm gazeteleri arayarak haberi salmıştı, bende gülerek izliyordum gazetecilerle olan konuşmalarını.

"E tabi boşanmadık biz Onur bey size yanlış bilgi lanse edilmiş teşekkürler" diyip telefonu kapatırken içeri Halis ağa girdi, tekerlekli sandalyeyle.

"Dede?"
"Ferit!"
"Dede ne oldu sana hiç iyi görünmüyorsun"
"Ufak bi badire atlattık ama iyiyiz çok şükür."

Odaya girdiğinden beri bana hiç bakmamıştı ilk defa kafasını çevirdi bana doğru sonra yine Ferit'e döndü.

"İyi misin nasılsın?"
"İyiyim dede"

Ferit biraz soğuk davranıyordu dedesine gözümden kaçmamıştı. Ben yalıda yokken bir şeyler olmuş olmalıydı sonra bunu ferite sormayı aklımın bi köşesine not aldım.

Ferit bi anda tek nefeste söze başladı:
"Dede, Seyran benim hala karım ve ben onu yanımda istiyorum, bizimle birlikte yalıya dönecek. Kabul etmezsen ben de gelmem o yalıya!"

"Boşandınız siz Ferit. Karın değil artık o !"

Evraklarda problem çıkmış boşanma iptal olmuş dedi Orhan baba.

"Baba seyran bizim hala gelinimiz. Onu kabul etmezsek evimize, bu bize yakışmaz değil mi?" diyerek olay karşısındaki tutumunu göstermeye çalıştı Orhan baba.

"Madem hala gelinimiz öyleyse evimize, ailemize tekrar hoş geldin Seyran kızım" dedi Halis ağa.

Gözlerine baktım, söylediklerinde samimi gibiydi.
Nasıl bu kadar kolay kabul etmişti beni?

Şaşkınlığımı gizleyemeyerek
"T-teşekkür ederim efendim" dedim.
Neler oluyordu bugün?

_________
(2 saat önce Halis ve Hattuç telefon konuşması)
...
Halis: " Hattuç bunca yaşanılan şeyden sonra Seyran'ı nasıl kabul ederim ben gelinim diye, insanlar ne der bana?"
Hattuç: " Sen de biraz olsun hatırım kaldıysa o kızı kabul edersin Halis. Hiç mi hatırım yok yanında! O kızla senin torun neler yaşadı. Bizim yaşadıklarımdan beter şeyler yaşadılar, biz kavuşamadık bırak bari onlar kavuşsun. Ömrümü senden uzakta tamamlayacağım bırak bari onlar birbirlerini bulsunlar aynı yastığa başlarını koysunlar. Senden son isteğim budur Halis."
Halis sessiz kalmış ve telefonu kapatmışlardır.
_________
Uçak sarsılınca elini tuttum Ferit'in.
"Korkma aşkım bir şey yok."

Ferit taburcu olmuştu. Hep birlikte Korhanların özel uçağıyla İstanbul'a dönüyorduk.

Kafamı cama çevirdim ve bulutları izlemeye başladım. Derin bi oh çektim. Sonunda her şey yolundaydı. Ferit yanımdaydı. Mutluyduk. Günler sonra ilk defa bir rahatlama gelmişti.

Uçaktan özel arabalarla alındık ve yalıya gittik. İstanbul'a dönme haberimizi alır almaz bizden önce oraya giden kimsenin beklemediği bir sürpriz vardı bizi bekleyen.
Zerrin..

Yalı ÇapkınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin