16.Bölüm

424 45 2
                                    

Yattığım yerden kafamı terasa çevirince havanın çoktan kararmış olduğunu fark ettim. Odada bunalmaya başlamıştım. Dışarı çıkıp bir nefes almaya ihtiyacım vardı.

Ferit masada dedesinin verdiği işleri hallediyordu. Oflayarak yataktan ayağa kalktığımı görünce dikkatini bana verdi.

"Hayatım ne oldu, iyi misin? Başın falan ağrımıyor de mi?"

"Off iyiyim Ferit, başım da iyi, merak etme. Çok sıkıldım, bunaldım bi an.

Yanına gidip ellerinden tutup onu kendime doğru çekerek,
"Ferit hadi biraz sahilde dolaşalım mı?"dedim.

Ellerini ellerimden ayırmadan ayağa kalktı ve yanağıma küçük bi öpücük bıraktı.

"Olur birtanem hazırlanıp çıkalım hemen zaten benim de bir molaya ihtiyacım vardı."

Birlikte üstümüze rahat eşofman takımlarımızı çekip dışarı attık kendimizi.

Havanın hafif soğuk ve rüzgarlı olması hoşuma gitmişti. Saat geç olduğu için sahilde çok insan yoktu, tek tük geçiyordu arabalar da. Kulağımda sadece kıyıya çarpan deniz dalgalarının sesi vardı.
Mis gibi deniz havasını çektim içime uzunca.
"Ohh iyi ki çıkmışız"

Yürürken daha çok sokuldum Ferit'e. Tutuşmuş olan ellerimizi kendi cebine koydu ısıtmak için. Gülümsedim bu yaptığına. Bazen çok düşünmeden yaptığı böyle küçük hareketler kalbimi daha çok ısıtıyordu. Zaten ben öyle büyük gösterişli hareketlerden hediyelerden hoşlanmazdım ki duygular ve davranışlardır benim tek ilgilendiğim şey.

Uzun ve sessizce geçen bi yürüyüşün ardından bir banka oturduk. Ferit kolunu omzuma atmıştı, bende başımı omzuna yaslamıştım, ellerim ellerindeydi, parmaklarımla oynuyordu.

Sessizliği bozan taraf ben oldum.

"Ferit.. ne yapıcaz biz?"
"Neyi?"
"Yanii.. genel işte ..bundan sonrasını diyorum. Bundan sonra ne yapıcaz nasıl devam edicez gelecekte?"

"Ben..işe giderim gibi gözüküyor sen de okula. Daha okula başlamadın bile hayatım kaytarmaya mı çalışıyosun yoksa?"dedi gülerek.
Şakaya vuruyordu ama onu da düşünmeye sevk etmişti söylediklerim.

"Ne kaytarması!"deyip yavaşça vurdum bacağına.

"Pazartesiyi iple çekiyorum ben, heyecanla bekliyorum okula gitmeyi. Hatta ilk hafta giyeceğim her şeyi bile ayarladım."

Küçük bi kahkaha atıp "Abartma Seyran"dedi.
"Ya da abart ya abart. Karım benim sen nasıl istersen abartabilirsin."

Ben de güldüm bu sefer.

"Evet Ferit hala soruma doğru düzgün bi cevap veremedin."
"Aşkım ben bundan sonrasını çok düşünmemiştim hatta hiç düşünmemiştim ki ben böyle planlı programlı yaşayan biri de değildim.
Senden önce yani..Sen değiştirdin beni.
Bana geleceğimiz için hayal kurma fırsatı verdin."

Başıma bi öpücük kondurdu.

"Ferit ben diyorum ki acaba kendi evimize mi çıksak? Benim okuluma yakın bi ev tutarız. Fazla büyük olmasına da gerek yok. Düşünsene tatlı tatlı dekore ettiğim sıcacık bir ev. Hem bu yalının gürültüsü sorunları kavgası bitmiyor ki!
Kendimize odaklanırız, baş başa kalırız.
Sadece ikimize ait bir ev..Güzel olmaz mı birtanem?"

Başımı Ferit'e çevirdiğimde hiç de aynı görüşte olmadığımızı anladım bakışlarından.

"Ne dersin hayatım?"
"Seyran.. daha böyle bir karar vermek için erken değil mi biraz"
"Neden erken olsun ki ikimiz de gençliğimizi doya doya kimsenin kuralları altında olmadan yaşayabiliriz böylece."
"Aşkım bence biraz büyük bir adım olur hele ki dedem bu haldeyken..Sen de görüyorsun son zamanlarda eski sağlıklı günlerindeki gibi değil."
"Aileni bırakamıyorsun işte!"
"Bırakamıyorum evet onlar benim ailem çünkü. Annem.. dedem.."
"Tamam neyse kapatalım konuyu yoksa çok saçma yerlere gidecek akşam akşam kavga etmek istemiyorum yalıya dönelim."
"Seyran yanlış anlama beni ben de elbette istiyorum, isterim yani ama erken bence daha."
"Tamam Ferit neyse bu konuyu ben hiç açmadım biz hiç konuşmadık farz edelim."

Yalıya gider gitmez uyumak için direkt pijamalarımı giydim ve kendimi yatağa attım.

Ferit de yorulmuş olacak ki çalışmayı ertesi sabaha bırakıp yanıma uzandı.

Ben başucumdaki lambayı kapatıp sırtımı Ferit'e döndüm iyi geceler diyerek.

Hala sinirim geçmemişti.
Benimle ayrı eve çıkmayı nasıl istemezdi ki?

Yalı ÇapkınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin