Sabah uyandığımda birlikte uyuduğumuz koltukta yalnızdım. Hemen Ferit'i aramaya koyuldum ve mutfaktan gelen mis gibi kokularla birlikte oraya yöneldim.
Ferit bir ıslık tutturmuş yaptığı işe dalmıştı, geldiğimi fark etmemişti. Sessizce yaklaştım ve arkadan sarıldım bi anda.
İrkilmesine gülerek karşılık verdim.
"Ne yapıyorsun sen bakim?"
"Sabah erkenden uyandım sonra dedim benim karımın karnı acıkmıştır ben karıma bir kahvaltı hazırlayayım sonra da öperek uyandırayım onu."
"Hmm öyle mi dedin?"
Bu sefer yüzünü bana döndü. Hala sarılır pozisyondaydık.
"Öyle dedim tabi."
Dudaklarıma uzanınca gözlerimi kapattım ve beni öpmesini bekledim, özlemiştim onu iki günde ama herhangi bir öpme emaresi olmayınca gözlerimi açtım ve Ferit'i beni gülerek izlerken yakaladım. Omzuna hafifçe vurup "Off Ferit ya!" diyip çocuk gibi kollarımı bağladım ve kafamı çevirdim.
"Tamam tamam gel buraya" diyip bu sefer belimden sertçe beni kendine bastırıp öpmeye başladı dudaklarımdan.
Ben karşılık verdikçe öpüşümüz derinleşiyordu. Çay suyunun kaynayıp çaydanlıktan taşmasıyla birlikte ayrılmak zorunda kaldık ancak Ferit bu durumdan hiç memnun değil gibiydi. Bu durumun hoşuma gitmesiyle gülmemi durduramadan "Tamam tamam hadi kahvaltı yapalım en iyisi" diyerek ortamdaki havayı dağıtmaya çalıştım.
Feritle birlikte sofrayı kurduk ve hayatımda ettiğim en huzurlu kahvaltılardan birini ettik. Kahvaltıdan sonra ısınan havanın da etkisiyle Ferit havuza girmeyi teklif etti.
İşte şimdi yaş tahtaya basmıştım ben Ferit'e yüzme bildiğimi söylemiştim teknedeyken fakat bilmiyordum ben yüzmeyi.
Güneşlenme bahanesiyle bi şekilde kaçarım ben yüzmekten diye düşünüp kabul ettim, kaçarım yoktu.
Bahçeye çıktığımızda Ferit koşarak havuza attı kendini ben ise hiç bozuntuya vermeden bir şezlonga kuruldum.
Ferit'in beni rahat bırakmayacağını biliyordum ve dediğim gibi de oldu daldığı yerden yüzeye çıkar çıkmaz beni çağırdı.
"Seyran ya sen de gelsene"
"Feritçim ben güneşlenmeyi tercih ediyorum bugünlük."
"Seyran hava çok sıcak hayatım gel bi serinlen sonra yine güneşlenirsin."
"Ferit ben pek ıslanmasını istemiyorum saçlarımın sonra kurutması zor oluyor başım ağrıyor falan o yüzden hiç gerek yok."
"İyi peki" diyip geri dalınca bu kadar kolay vazgeçmesine şaşırdım ama benim de işime geldiği için anlık bi rahatlamayla güneşlenmeme devam ettim.Ferit bi süre yüzdükten sonra sıkılmış olsa gerek havuzdan çıkmak için merdivenlere doğru yüzdü.
Resmen ağır çekimde çıktı havuzdan.
Allahım bu ne!
Kocam diye söylemiyorum tekrar dibim düştü.
Saçlarından ıslak vücuduna damlayan sular, geniş omuzlar, kaslı kollar, karındaki kaslar...Gözümü bi süre alamadım resmen. Ferit fark etmiş olacak ki sırıtmaya başladı.
"Noldu karıcım bi şey mi diyecektin?"
"Yoo!" diyip zorla da olsa gözümü ayırıp başka taraflara bakmaya başladım.Yanımdaki şezlonga bıraktı kendini. Bir süre sessizce ortamın huzuruyla uzandık ikimiz de. Ferit'in nefes alış verişleri düzenleşmiş gibiydi uyumuştu sanırım, gözündeki güneş gözlüğünden dolayı emin olamıyordum.
İçecek bir şeyler almak için ayaklandığımda Ferit aniden yerinden doğruldu ve ben daha çığlık atmaya zaman bile bulamadan havuza itti beni.
Çırpınmaya başladım, yüzeye bir türlü çıkamıyordum. Kalp atışlarım hızlanmaya başlamıştı ve benim nefesim ise giderek tükeniyordu.