Gözlerimi actığımda aynı hastane odasındaydım üstümde bir ağırlık hissedince bakışlarımı bedenime cevirdim biri ahtapot gibi sarılmıştı ama kimdi bakışlarım kolun sahibine dönünce bunun demir olduğunu gördüm kaşlarımı catıp ona bakıyordum ki dün aksam yasadiklarimiz gecti gözlerimin önünden ne kadar şerefsiz biride olsa birini öldürmüştüm katil olduğum icin aglarken benimle konuşmuş sakinleşmem icin bana ninni okumuştu ne yalan söyleyeyim gercekten sakinleşmiştim ama bu ninniden değildi onun kokusundandı kahve ve sigara karışımı bir kokusu vardi baskasinda kötu bir koku gibi olsada onda cok guzel durmuştu beni rahatlatmıştı nedense ben ona bakmaya devam ederken gözlerini actı ve kendisini inceleyen beni görunce gülümsedi
"Günaydın prenses " dedi gülümsemesi hala yüzündeyken ona ellerimle bir cevap verebilirdim ama hem anlamaz hemde cevap vermek istemiyordum.
"Hayatımda en güzel uykumu çektim diye bilirim bundan sonra beraber yatalim benim odayla senin odayı birleştirelim bence " dedi yanimdan kalkarken buna ne olmuştu iki gunde kacirildiğim icin mi böyleydi bu? Kacırlinca mi kıymetim bilinmişti? Gözlerimi devirip ellerimi kaldirarak ona cevap verdim anlamayacağıni bilsemde
"Gerek yok seninle mecbur kalmasam aynı evde bile kalmam ben ta ki aynı odada kalacam" dedim ama anlamadığı icin mal mal suratıma baktı
"Ne dedin ?" Dedi anlamadığı belliydi zaten
"Ebeni" demek isterdim ama konusamıyordum işte ben ona oylece bakınca aklına gelenle hemen yatağın yanina gelip yan taraftaki dolaptan telefonunu alıp bana uzattı.
"Daha yeni ne dediysen yaz buraya " dedi elinden telefonu alıp mesaj bölümünü açtım telefonu şifresizdi bunu direk kaydirip elime vermesinden anlamistım. Mesaj kutusunu açıp yazmaya başladım.
"Gerek yok seninle mecbur kalmasam aynı evde bile kalmam ben ta ki aynı odada kalacağım" yazıp telefonu ona uzattim telefonu eline alıp bana kısaca bakip bakışlarını telefona cevirdi mesajı okuyunca suratı düştü. Üzülmüş müydü? Üzülmeliydi bana dediği o lafları unutup hemen onu abim olarak kabul edeceğimi sanıyordu herhalde bakışlarını telefondan cekip bana baksa da gözlerini pencereye cevirip
"Belki bir gün yatarsın " dedi sesi mi titredi onun yoksa bana mı oyle geldi büyuk ihtimal bana öyle gelmişti yoksa bunun sesinin titreyecegine bile inanmazdim bakışları tekrar beni bulup umutlu gözlerle
"Ama kendimi sana affettireceğim affetmen icin herşeyi yapacağım o zaman gelince beni affet olur mu?" Dedi sesi oyle umutlu oyle güzel cıkmıştı ki affetmem affedebileceğim ne yapabilirsin ki ? Diyemedim sadece başımi aşağı yukarı salladım onu kırmak gelmemişti icimden benim baş yanıtımla gülümsedi anlaşan abi kardeşlerden olsaydık şimdi ona sımsıkı sarılır yanaklarını kocaman kocaman öperdim ama biz oyle bir abi kardeş değildik ve hiç olmayacaktik.
"Birazdan kahvaltın gelir bizimginlerdr damlar " dedi yan koltuğa otururken sesi keyifliydi tam o anda kapı pat diye acılip iceri pusat annem babam okan, talha, emir abim ücüz kuzenlerim,rana ve halam girmişti.
"Bari beş dakika gecseydi dediğim lafın üzerinden"dedi demir kaşları catik bir şekilde kimse onu takmamişti bile annem koşarak yanima gelip hemen bana sarılmıştı.
"Oy benim kınali kuzum nasil oldun? iyimisin? Abin iyi baktı mı sana? Seni üzecek bir sey demedi dimi? Dediyse soyle bacaklarını kırayım onun ? Bir yerin acımıyor demi? Acıyorsa doktor cağıralım mı? Agri kesici eklesinler mi serumuna? Açmısın? Kahvaltı getirdiler mi? " diye peş peşe sorulari sıralayan bu kadin benim annemdi değilmi? Nefes almadan tramalı tüfek gibi sıralamıştı sorulari dur kadin accıl motorun sogusun demek isterdim ama işte ben tam elimi kaldiracaktim ki emir abim benden önce annesine yanıt verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LALİSA
Jugendliteraturon altı senemi boşuna yaşamışım anne bildiğim annem değil abi bildiğim abim değilmiş peki ben bu on altı senede yaşadıklarımı nasıl unutacaktım? karşımda gerçek annem babam üç abi ve küçük erkek kardeşim vardı ben bir abiyle geçinemezken üç abi ve...