17.bölüm

367 28 3
                                    

Eliften...

Ön kapıdan cıktığım gibi karanın dediği yola saptım kucağımda oğlumla koşa bildiğim kadar hızlı koşuyordum aklım lalisa ve karandaydı  ben tünele varıncaya kadar inşallah onlara birşey yapmazlardı ne kadar koştum bilmiyorum oğlumun anne demesiyle ona baktım.

"Abinin dediği orda" Dedi bir ağacı gösterirken dediği gibi fosforlu bez vardı ağaçta hemen oğlumu kucağımdan indirerek bezi ağactan çıkartıp cebime attım ve oğlumu kucağıma alarak sol tarafa koşmaya başladım. Ne kadar koştum bilmiyorum ama ayaklarımda ki güç çekildi cekilecekti hemen karşımda fosforlu ağacı görünce gülümseyip hemen bezi çözerek Diğerinin yanına koyup devam ettim koşmaya kulübe karşıma cıktığında hemen içeri girip kapıyı arkasında ki küsükle kapattım anahtarın yerini söylemeyi unutmuştu. Oğlumu köşedeki tekli koltuğa bırakıp karanın dediği büyük saksıyı aramaya başladım karanlıkta zor olsada ışığı yakamazdım etrafa bakarken saksıyı görünce gülümseyip hemen kaldırarak altındaki kapıyı fark ettim saksıyı köşeye koyup kapıyı kolundan yukarı doğru cekince acıldı eğilip aşagıya doğru baktığımda aşağıya inen bir merdiven vardı oğluma bakarak gülümsedim

"Kurtulduk annem" Dedim oğlum yüzümdeki gülümsemeye bakıp hemen yanıma gelip sarıldı.

"O abla ve abi ye teşekkür etmeyecek miyiz" Dedi

"Yanımıza gelecekler o zaman ederiz olur mu? " Dedim tabi içimden inşallah gelirler diyordum bana başını sallayarak yanıt verince onu kucağıma alarak zor da olsa merdivenlerden inmeye başladım tabi karanın dediği gibi kapıyı arkamdan kapatmayı unutmadan merdivenlerden aşağıya indiğimde karanın dediği gibi otomatik ışık yanmıştı yukarıya göre burası oldukça sıcaktı oğlumu koltuğun birine bırakıp cebimdeki telefonu çıkartarak lalisa'nın yazdığı numarayı aradım inşallah hemen acarlardı.
Telefonun çalmasıyla gülümsedim hadi acın artık  telefon çalarken bir o yana bir bu yana gidip geliyordum bir an önce acılmalıydı bu telefon tam kapatıp tekrar arayacaktım ki acılan telefonla konuşmaya başladım.

"Alo kimsiniz? " Diyen bir erkek sesiydi tanıdıktı nasıl olmasın ki hayatım onlarla gecmişti

"Alo ben elif lalisanın yerini biliyorum onu kurtarmanız gerekiyor " Dedim adam lalisanın adını duyunca daha gür bir şekilde konuşmaya başladı.

"Lalisamı nerde benim kardeşim söyle nerde? " Dedi arkasından başka bir adamın sesi geldi gülümsedim ekrem amcaydı bana da az babalık etmemişti zamanında

"Emir sakin ol oğlum telefondaki kızda konuşsun " Dedi demek ki sesimi hemen Hopörlere almıştı acaba demir oradaysa sesimden tanımışmıdır beni?

"Sakin falan olamam baba konu lalisaysa sakin falan olamam " Dedi bu benim tanıdığım emir miydi o sakin cocuğu bile cıldırtmıştı o kız ama anlıyordum ki lalisa onlar için çok farklıydı gaye ortadan kaybolsa bile kimse onu aramazken lalisa için sakin emir bile delirmişti. Onun daha fazla konuşmasına müsade etmeden hemen konuşmaya başladım.

"Bak sakin ol lalisa istanbul sınırından 40 km uzakta orman yolunda bir evde tutuluyor hemen gelmelisiniz yoksa lalisa için geç olabilir diyerek telefonu kapattım şarjı azdı hayır karan niye doldurmadın ki şu şarjı (valla böyle bir konum varmı İstanbul'da bilmiyorum attım kafadan😂) telefonu koltuğun üstüne atarak oğluma sımsıkı sarıldım aklım lalisa da ve karanda olsada buradan cıkamazdım burdan çıkmak hem salaklık olurdu hemde lalisa ve karanı daha zor duruma sokardı.
Oğlumun

"Anne sence o abla ve abi kurtulur mu? Demesiyle ona baktım ne kadar o cani şerefsiz adamın bir parcasını taşısa da herşeyi bendim onun gibi kötü kalpli gaddar biri değildi yufka yürekli kendinden çok başkalarını düşünürdü. Gülümsedim

LALİSA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin