16.bölüm

309 20 8
                                    

Ona sarılarak ağlamamla oda kollarını bana sardı öyle sımsıkı sarılıyordum ki ona sanki bıraksam yine gidecekmiş gibiydi ben ayrılmak istemesem bile o benden ayrılarak göz yaşlarımı sildi gülümsedim

"Küçükkende ağlamanı sevmezdim hala sevmiyorum sen hiç ağlama " Dedi. Tamam anlamında başımı salladım. Derin bir nefes vererek ayağa kalktı elif ve bana bakarak

"Buradan çıkmamız gerekiyor benim eve gideriz lal aileni arayıp oraya cağırırsın senin için endişelenmiş olmalılar" Dedi gülümsedim demir abim kesin korkup beni her yerde arıyordur ama diğerleri için aynı şeyi düşünmüyordum. Ellerimi kaldırarak

"Demir abim korkmuştur şimdi heryerde beni arıyor olabilir ama diğerleri için aynı şeyi diyemem gaye'nin yaptıklarını benim yaptığımı düşünerek çok üzerime geldiler çok sevdiğim emir abim beni evinde sofrasında bile istemedi anne baba dediğim kişiler bile bana tiksinerek baktı. " Dedim ellerimi izleyip derin bir nefes aldı

"Lal'ım her insan hata yapabilir bu dünya ölümlü dünya bugün varız yarın yokuz kimseye dargın gitmeyelim onları hemen affet diyemem ama onları affetmeye calış kimseye dargın olma " Dedi başımla onayladım onu karan abim bana gülümsedi ona aynı şekilde karşılık verip ayağa kalktım. Karan abim Elif'e doğru gidip cebindeki anahtarla ayağında ki zincirin kilidini açtı o zaman fark ettim zinciri kaçmaması içindi kesin allahın cezaları hayvanmı bu kız karan abim zinciri eliften uzağa sessizce koyup cocuğu kucağına aldı

"Sessizce burdan çıkıyoruz arka tarafta bir kapı var oraya pek koruma konmuyor ordan çıkarız dedi elif ile bende sadece başımızı sallayarak yanıtladık onu o önde biz arkasında bulunduğumuz odadan çıkıp sessiz adımlarla karan abimin dediği kapıya doğru gitmeye başladık ortalık çok sessizdi gaye ve yusuf'u geçtim hiçbir koruma yoktu etrafta karan abimde benim gibi şüphelenmiş olacak ki

"Neden hiç koruma yok bu işte bir terslik var" Dedi onu başımla onaylasamda arkasında olduğum için göremedi. Biraz daha gitmiştik ki ansızın durunca öylece bizde durduk
O arkasını dönüp bize bakarken bizde ne oldu der gibi ona baktık.

"Bunlar birşeyler çeviriyor bu kadar sessiz olmaması lazım ortalığın " Dedi olumluca salladım başımı

"Ne planlıyor olabilirler " Dedi elif karan abim kucağında ki enes'i elif'e verdi.

"Sen ön kapıdan çık elif eğer tahmin ettiğim şeyse ön kapıda kimse yoktur " Dedi elif başını sallasa da bana baktı. Ona işaret diliyle yanıt verdim ama o anlamamış olacak ki karan abim konuşmaya başladı.

"Benimle gelecekmiş sen git al bu telefonu lal sende ailenden birinin numarasını kaydet " Dedi ben onu başımla onaylayıp telefonu alarak Emir'in telefonunu yazdım demir abimin numarasını yazardım ama onları başka birşekilde kavuşturcaktım ben numarayı yazıp telefonu elif'e verdiğimde karan abi tekrar konuşmaya başladı.

"Ön kapıdan çıktıktan sonra sağ tarafa doğru koşmaya başla hiç durma ormana gireceksin ormana girdikten sonra bir süre koş karşına üstünde fosforlu bir bez olan ağac gelecek bezi cöz o agacın sol tarafından koşmaya devam et karşına yine fosforlu bir ağac gelene kadar koş aynı bezi oradan da cöz ve sol tarafına koş karşına bir kulübe çıkacak gir kapıyı kilitle salona girdiğinde büyük bir saksı var onu kenara çek altında yere acılan bir kapı var ordan gir kapıyı ardından kapatmayı unutma sen girdikten sonra otomatik ışıkları acılacak tünelin telefon çeker oraya girdiğin an lal'ın yazdığı numarayı ara ve yerimizi söyle" Dedi elif onu onaylayıp hemen ön kapıya gitmek için aşağıya indi bizde arkasından ilerleyip arka tarafa dolandık aklıma gelen düşünceyle durup karan abimin koluna dokandım ona dokunmamla bana baktı. Bana baktığını görünce hemen işaret diliyle

LALİSA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin