0534: Merhaba ben Ulaş.
0534: Kafenizde ki adam.
0534: Gerçekten çok özür dilerim. Öyle bir tepki vermeyi gerçekten istemezdim.
0534: Sadece tarif...
0534: Eski zamanlarda tattığım bir lezzete benziyordu. Kendimde değildim. Heyecanlandım.
0534: O anın heyecanıyla sesimi fazla yükselttim.
0534: Tekrardan özür dilerim Bade hanım.
0534: Numaranıza kafenizin iletişim bilgilerinden eriştim. Ve sizden küçük bir ricam var. Rica etsem annenize benim yerime sıkıca sarılabilir misiniz?
Son gelen mesaja şaşkınca baktım. Neden anneme onun yerine sarılmamı istemişti? Çok fazla düşünmeyerek cevap yazmaya koyuldum.
Siz: Yersiz tepkinizi bu seferlik maruz görüyoruz Ulaş bey.
Siz: Ancak neden anneme sizin yerinize sarılmamı istediğinizi kavrayamadım açıkçası.
Mesajı gönderdiğim an iki mavi tik oluşmuştu. Anında yazıyor kelimesini gördüğümde merakla beklemeye başlamıştım.
0534: Tekrardan özür dilerim. Çok pişmanım. Bu davranışımı maruz gördüğünüz için çok teşekkür ederim, Bade hanım.
0534: İkinci mesajınıza cevap vermek istemediğimi söylesem tepkiniz ne olurdu acaba?
Son yazdığı cevap ile dahada meraklansam da uzatmadım.
Siz: 'Siz bilirsiniz Ulaş bey.' Olurdu.
0534:Pekii.
0534: Bu arada Bade hanım tarifi satma meselesini düşündünüz mü?
Siz: Evet, düşündüm.
0534: Cevabınız?
Siz: Teklifinizi kabul ediyorum. Ayrıntıları yüz yüze konuşuruz.
0534: Çok mutlu oldum.
0534: Ben sizi meşgul etmeyeyim. Kolay gelsin.
Siz: Sağ olun.
'Numarayı Ulaş Kordel olarak kaydettiniz.'
Numarayı kaydettiğimde profil fotoğrafı görünmeye başlamıştı. Fotoğraf profilinden çekilmişti. Kameraya yarım ağız gülümsüyordu. Sağ yanağının köşesinde ufacık bir gamzesi vardı. Sol eli kumral saçlarının arasındaydı. Güneş yüzüne vurduğu için koyu mavi gözleri olduğundan daha açık görünüyordu. Üzerinde haki yeşili sade bir gömlek vardı. Gömleğin iki düğmesi özensizce açıktı. Ahşap bir sandalye de oturuyordu ve arkasında bir deniz manzarası vardı.
Ne zaman oluştuğunu fark edemediğim tebessümümü hızla yüzümden sildim. Sonra dayanamayarak kendi profil fotoğrafıma tıkladım.
Kumral kıvırcık saçlarımı salık bırakmıştım. Kameraya gülümsüyordum. Üzerimde beyaz dar, üstünde küçük kırmızı güller bulunan askılı bir elbise vardı. Kahküllerimin hemen altında bulunan, ela gözlerim kameranın açısından dolayı daha koyu çıkmıştı. Kedim Serçe kucağımdaydı. Onunla birlikte poz vermiştim. Saçlarımı o aralar yeni kestirdiğimden omuzlarımın yukarısındaydı. Şuanda tam olarak omuzlarımda bitiyordu.
Telefonu kapatarak şortumun cebine koydum. Daha fazla oyalanmayarak sarı önlüğümü üzerime geçirdim. Daha yapılacak tonlarca işim vardı.
Merhaba yine ben neler yapıyorsunuz? Keyifleriniz nasıl?
Biraz texting yazmayı denedim. Sizce nasıl oldu?
Umarım hoşunuza gitmiştir. Ben kaçayım artık. Hepiniz kendinize iyi bakın ve hoşça kalınn.:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Neyin Nesii??-Ara Verildi
Humor'"Buranın sahibi kim?" Dışarıdan gelen kalın erkek sesi ile kaşlarımı çattım. Hızla önlüğümü çıkartarak mutfaktan çıktığımda. Az önce sipariş götürdüğüm adamın masasından kalkmış, ayakta dikildiğini fark ettim. Etrafta göz gezdirdiğimde mahallelini...