Esinin odasından çıktığımızda direkt olarak meşhur balkon sohbetlerimizi yaptığımız. Dedikodu köşemiz olan balkona geçmiştik. Şule teyze ve annem, dört kişilik hasır masaya; Çekirdekleri, çayları, onun meşhur küçücük kurabiyelerini ve atıştırmalık yiyecekleri güzelce dizmişlerdi. Daha masaya oturmamış ayakta, dışarıyı seyrediyolardı.
Esin, geldiğimizi belli etmek adına hafifçe öksürdü. Annemler duydukları ses ile bize döndüler. Bizi gördüklerinde gülümsediler. Şule teyze,"Nerede kaldınız kız? İki saattir sizi bekliyoruz."Esin, benim konuşmama müsade etmeyerek konuştu. "Yeni kitaplık almıştım ya. Onu nereye koysam daha güzel olur diye sordum. Ve şuan ki yerinde karar kıldık." Şule teyze anlamış gibi bir ses çıkardı. Annem, "Hadi, çaylar soğuyacak. Çabucak oturalım." Herkes onaylar sesler çıkararak yerlerine oturdu. Herkes köşelere dağılmıştı. Karşımda Şule teyze, sol tarafımda annem, sağ tarafımda da Esin oturuyordu.
Şule teyze çaylarımı doldururken, "Anne," dedim. Annem bana döndü. "Efendim, kızım." Sandalyede dikleştim. "Ben bugün imzaladım sözleşmeyi." Annem kaşlarını çattı. "Hangi sözleşmeyi?"Anneme daha öncesinden tarifi satmayı düşündüğümü söylediğim için rahattım ki, annem söylemesem bile sesini çıkarmaz. 'Sen en iyisini bilirsin kızım' derdi.
Şule teyze de çayları doldurduktan sonra merakla bana döndü. Esin, bildiği için rahattı. "Tarifi satacağımı söylemiştim ya." Annem anladığına dair mırıltılar çıkardı. Şule teyzenin bir şeyden anlamadığını bildiğim için ona döndüm. "Şule teyze, annem mutlaka anlatmıştır. Anlatmasa bile Şermin teyze söylemiştir. Bizim kafe de bir adam. 'Buranın sahibi kim, bu pastayı kim yaptı' diyerek bağırmıştı ya." Şule teyze kaşlarını çattı. "He şu sarı denyo." Şule teyzenin söyledikleri ile hepimiz güldük. "He o adam." Şule teyze gözlerini kıstı. "Eee" Sözlerime devam ettim. "Bu adam ünlü bir pastacı. O gün bana kartını verdi. Ve tattığı pastanın tarifini satın almak istediğini söyledi. Sonrasında da mesaj attı. Pasta' nın ona eskilerden bir şeyi hatırlattığını ve bu yüzden heyecanladığını söyledi. Ve yersiz tepkisi için özür diledİ. Bugün de kafeye geldi. Ve tarifi satın aldı."
Şule teyze merakla, "Neyi hatırlatmış söyledi mi." Başımı olumsuzca salladım. "Hayır söylemedi." Annemi görünce bir şeyi unuttuğumu fark ettim. "Benden sana sıkıca sarılmamı rica etmişti." Annem usulca kaşlarını çattı. "Niye ki?" Omuz silktim. "Bilmiyorum." Kollarımı açtım. "Sarılayım mı?" O da benim gibi açtı kollarını, "Sarıl bakayım." Sarılmamız bittiğinde Esin," Bir saniye," Hepimiz ona döndük.
"Bu adam ona eskilerden bir şeyi hatırlattığını söylemişti değil mi?" Başımı salladım. "Ve senden annene sarılmanı istedi." Yine başımla onayladım. Esin, bir şeyleri çözdüğünde ki gülümsemesini takınırken. Anneme döndü. "Buse teyze. Sen dikkatli ve gözlemci bir kadınsın. Bade bana her şeyi detaylıca anlatmıştı. Sen Bade' nin önüne geçerek onu korumak istediğinde, Ulaş sana nasıl baktı. Ya da bakışlarında değişen bir şey fark ettin mi?" Annemin gözleri parladı. "Evet, bakışları yumuşadı. Ve gözlerimin içine bakamadı."
Esin, devam etti. "Bu eskilerde ki hatırladığı ve onu heyecanlarından şey ne ise. Annesi ile bir bağlantısı olmalı." Annem ona hak verdi. "Şuan bende aynısını düşünüyorum." Şule teyze, "Tuhaf." Bende Esin' e bakmaya devam ettim. Söyledikleri mantıklı gelmişti. Elimi rastgele salladım. "Aman bize ne sanki." Avucuma çekirdek doldurdum ve bir tanesini çitledim. "Biz çekirdeklerimize ve çaylarımıza bakalım." Esin de avucuna çekirdek doldurdu. Ve bir tane çitledi.
"Anne bu arada biz Bade ile yarın pastaneye gideceğiz." Şule teyze anneme çayını uzatırken Esin' e döndü. "Ne pastanesi?" Esin izin istercesine bana döndü. Annemin bir şey demeyeceğini biliyordu ama yine de beni zor durumda bırakmamak için bakışları ile izin istiyordu. Gözlerimi diyebilirsin dercesine yumdum. Tekrardan Şule teyzeye döndü. "Bu tarifi sattığı adam. Vardı ya hani. Onun bir bayisine gideceğiz. Adam davet etmiş bugün. Hem Bade' den tarifi onlara uygulamalı olarak göstermelerini isteyeceklerdir muhtemelen."
Şule teyze, omuz silkti. "İyi iyi gezin. Anca yatıyorsun zaten evde. Kıçını büyütüyorsun." Üçümüz de gülerken Esin tripli bir şekilde bakmıştı hepimize. "Aşk olsun anne. Sanada aşk olsun Buse teyze. Hadi annemle, kıvırcıktan beklerdim de. Senden beklemezdim." Annem masanın üzerinden kolunu uzatarak yanağını sevdi Esin' in. Şule teyze döndü. "Şule, sen niye öyle diyorsun benim güzelime." Şule teyze de gülümsedi. "Şaka yapıyorum annem. Hem," İmalı imalı sırıttı. "Aşk olsun dedin ya olsun artık. Bulun kendinize birer kısmet. Takın kolunuza atın havanızı. Bizde Buse' yle mürevitinizi görelim."
Esin, yüzünü buruşturdu. "Aman kalsın anne, ben XY kromozomlu her bireyden nefret ediyorum. Sadece bazı istisnalar var. Babam, Dostoyevski, Zweig bunu saydıklarım dışında ki her erkek benim azılı düşmanımdır. " Elimi ona uzattım. Çak beşlik yaptığımızda Şule teyze yüzünü astı. Annem ise sadece gülmek ile yetindi.
Merhabaa, nasılsınızz? Ben çok iyiyim. Az önce annem ile birlikte halı yıkamasak çok daha iyi olabilirdim.
Nasıl buldunuz bölümü. Bu arada Esin' in sözü bana aittir. Erkeklere karşı bakış açım tam olarak Esin' in ki gibi.
Başlığı nasıl buldunuz. Dörtlü masa gibi esprili bir şeyler yapmak içimden gelse de ben apolitik bir insanım. Sizler tarafından yanlış anlaşılmak istemediğim için başlığı bu şekilde kullandım.
Neyse benim çenem açıldı yine. Çok uzatmadan, sıvışayım
Tekrardan görüşene kadar kendinize iyi bakın görüşmek üzeree. :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Neyin Nesii??-Ara Verildi
Comédie'"Buranın sahibi kim?" Dışarıdan gelen kalın erkek sesi ile kaşlarımı çattım. Hızla önlüğümü çıkartarak mutfaktan çıktığımda. Az önce sipariş götürdüğüm adamın masasından kalkmış, ayakta dikildiğini fark ettim. Etrafta göz gezdirdiğimde mahallelini...