SELFİE
Hadi bakalım, siz de selfilenenlerdenseniz (bu nasıl bir kelimedir yahu?) 'psikolojik deli' damgası yediniz gitti! Bu 'değüşük' insanlar, yani siz (tabii ki ben değil?!) ruhsal ve zihinsel olarak sorunlusunuz! İvit...
Amerikan Psikoloji Derneği APA, konuyu almış yürümüş; aparmış gitmiş... Selfie'nin* ve bu fotoğrafları sosyal medyada paylaşmanın ruhsal bir bozukluk olduğunu resmi olarak duyurmuş, hayırlı uğurlu olsun.(*kendi fotoğrafını çekmek)
Chicago'da (Niye San Francisco'da değil ki? Ay, San Francisco Sokakları'nı bildin mi? Michael Dougles'ı görmek için izlenirdi, hey gidinin?!) yıllık yönetim kurulu toplantısında oturup bunu konuşmuşlar anacım. Ve duruma yani bu zihinsel bozukluğa isim bile bulmuşlar; 'Selfitis'!!!
Ben beğendim şahsen ismini. Afilli... Siz 'hasta' insanlar kendi fotoğrafınızı çekmeniz yetmezmiş gibi bir de sosyal medyada paylaşıyorsunuz ya, hah, aslında obsesif kompülsif bir eğilim ile özgüven eksikliğinizi gidermeye çalışıyorsunuz bu sayede... Bilin istedim!
APA, apartmış, bir de 'Bu bozukluğun 3 seviyesi var ulen!' demiş bilmiş bilmiş:
1- Borderline Selfitis: (Sınırda) Kişi kendi resmini günde en az üç kez çeker (Allah çektirmesin!) ama sosyal medyada paylaşmaz. (Bak sen şu selfish'e?)
2- Acute Selfitis: (İleri düzeyde) Kişi kendi resmini günde en az üç kere çeker ve her birini günde en az 3 kere sosyal medyada paylaşır. (Hiç başka işin yok mu Allahınsen ya?)
3- Chronic Selfitis: (Kronik) Kontrol edilemez bir biçimde kişi kendi fotoğrafını gece gündüz sürekli çeker (manyak ya) ve günde altı kereden fazla bu resimleri sosyal medyada paylaşır. (Bak şimdi sinirlendim, resmen hasta hakkat)
APA'ya göre bu hastalığın bir tedavisi yokmuş. Du'bakalım bismillah, daha hastalığı yeni buldunuz anacım ne tedavisi? Panik yok, o da bulunur inşallah... Ve fakat bilişsel davranış terapisi* ile geçici bir tedavi sağlanabilirmiş de.
(*Bilişsel Davranış Terapisi: Danışanların güncel sorunları ile yaşam içinde genel sorunlarla nasıl başa çıkacaklarını gösteren beceriler kazandıran, sözel etkileşim yolu (birebir görüşme) ile ruhsal sorunları çözme tekniği)
Bu arada bizde de hastadan bol şey yok tabii... Ve bu hastalığı Türkiş olarak adlandırıp, bünyeye almak da lazım tabii ki bi'güzel ve daha güzel benimseyebilelim, di mi ama?
Selfie'ye Türkçe karşılık bulmak için öneriler sorulmuş. Hastaları da hemen konuyu sahiplenip önerilerini göndermiş. Ahan da aşağıda bu isimlerden bağzısılarını yazıverdim, bakın bakalım beğenecek misiniz? Buradakilerden benim favorim:'sosyapoz'... 'Sosyopat'* gibi değil mi?!
(*Sosyopat: Suça yatkın, sosyal çekingen kişi. Sosyopatlar, toplum kuralları ve kanunlara uymazlar, suç işlemeyi normal sayarlar. Toplum içinde çıkarları doğrultusunda rahatça kamufle olabilirler. Yanı başınızda bile olabilirler?!)
Buyurun:
Selfie ↔ Anfoto (ney?),
Başyapıt (yav he he), bencik (bencil diyeydin bari?!), bengil (yok dingil!), bencileyin, bençek (yok yav Allasen sen çek), benil, benim o (çalıntı olmuş?!), benimce, Cepimge (küçül de cebime gir diyesi), çekat (çekyat diyeydin?!), çekçeki (CanKat vardı bi' bildin mi? Çekçek diyodu?), çekendi (çek efendi çek ayol), çekerol (bi' çek Erol, de hayde), çeklaçek (çek diyemedim ya la?!)Doğaç, Eday, eldenfoto (ayaktan... ıyy...),elimfoto (eli işte gözü oynaşta hesabı), Ferdi (çok arabesk be ya?), Görsel,gözgül, gözgülük, Haletiben, Kendicik (o ne la kedicik gibi?!), kendirme (selfie la işte, kendini kendirme!), Önünüçek (anladım!), öz yapıt (baş yapıttan da öte),özceçekim, özcül, özçekim (Azerice gibi), özçekmek, özge (efendim?), özgörünüm , özgüm, özgün, özgünî, özimge, öznel, özüçekim, özül, özüm (iki gözüm), özünçek, özünü (yani?) Resmiyem (men aybalam), Salım (gaz manasında değil umarım?), sima, seyfi (o kim lan?), sinep (I've got the Power / snap),sosyapoz (favorim!), şipşakım, Tipi (hastalık tipi manasında sanırsam?), Yakınçeki, yüzyüze (öle arkamdan filan çekme), Zat-ı kadraj (zat-ı muhterem'in abisi), zatim (çekmicektim zatim, hıh)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKLİM DİYOR Kİ
Short StoryHerkesin, her konuda bir fikri vardır illaki. Kimi söyler, kimi kendine saklar. Kimi deneyimlerini başkalarına da aktarmak ister, kimi biriktirmek... Ben de öylece, öylesine aklıma geliveren ya da beni eğlendiren yahut derin düşüncelere gark eden k...