"Merhaba, benim adım Selda...
29 yaşındayım. Evliyim ve 8 yaşında bir kızım var. Kocam bir iş yerinde çaycılık yapıyor. Ben de firmanızda temizlik görevlisi olarak çalışmak istiyorum. Açık öğretim de iktisat okuyacağım, orayı kazandıydım. Bir işime yarar mı bilmiyorum ama üniversite okumak istedim..."
Başvurumun üzerinden 3 gün geçmişti işe alındım. Başladım hemen. Bu devirde iş bulmak ne kadar zor bilirsiniz. Hasan da sağ olsun bana destek oluyor okuyayım diye ama ben ailemize yük olmak istemiyorum, çalışıp okumak istiyorum. Hasan ortaokul mezunu, okumayı sevmiyor o yüzden devam etmemiş. Olsun, okumakla adam olunmuyor illaki. İçkisi kumarı dayağı yoktur. Kazandığını getirir, ödemelerimizi zamanında yapar, Ceylin'e iyi bakar, ikimize de iyi davranır. Sessizdir, sakindir, fazla konuşmaz.
Ben bir konu açarım tartışmak için, şaka yollu takılır;
"Üniversite okuyacan ya başladın ahkam kesmeye... Tepemize çıkmayasın mezun olunca falan?" der takılır kendince...
Bazen eksikliğini duyar ortaokul mezunu olmanın, bana yetememe korkusu duyar, biliyorum, hissediyorum. Ben aşağılamam hiç onu ama... Hatta hep överim bizimkilerin, komşuların falan yanında, ne kadar çalışkan ve dürüst olduğunu söylerim hep. Geçinir gideriz işte orta halli...
Bazen kavga ettiğimiz de olur lakin uzun sürmez. Parlar ve söner hemen Hasan'ın siniri, geçicidir. Öyle deve kini yoktur! :) Ben de erkektir der saygıda kusur etmemeye çalışırım. Böyle öğrendik büyüklerimizden.
Ceylin de hiç yaramaz bir çocuk değildir. Güzelce okusun istiyorum, sonuna kadar. Bir mesleği olsun, sonra da kendi denginde biriyle evlensin istiyorum. Kültürlü bir adam olsun kocası, iki kelime laflayabilsinler oturup. Güzel evlerde otursun, güzel arabalara binsin benim güzel kızım...
İşe başlayalı üç ay oldu. Şirket büyük alışveriş merkezleriyle anlaşmalı, oralara gönderiyor bizi temizliğe, ortalığı düzenlemeye. Aslında çok sevmiyorum oraları ama yapacak bir şey yok, iş iştir ve zar zor bulunuyor. Bundan önce 8 sene yine bir firmada çalıştım, yemek yaptım. Bu sene patronumuz vefat etti Allah rahmet eylesin, oğlu geçti işlerin başına ve eleman alıp- çıkarmalar yaptı. Çıkarılan şanslılardandım ben de! :(
Neyse sigortam neyin düzenli yatıyordu Allah'tan... Pek bir kaybım olmayacak...
Çalıştığım AVM, hayvan gibi bir yer, kocaman... Fast food'cuların bulunduğu yemek katındayım bir süredir. İnsanlar geliyor, self servis yiyeceklerini alıyor, oturuyor masalara, başlıyorlar tıkınmaya... Yemekleri bitince, darmadağın pis bir masa bırakıyorlar bana ve ben de gidip temizliyorum itinayla... Dolanıyorum etrafta, kimin yemeği bitmiş, hangi masada tepsiler var, yere ne düşmüş, ne dökülmüş...
Bakıyorum radar gibi kontrol ediyorum. Her yer gıcır gıcır olmalı çünkü, pis masa görünmemeli boş boş... Masa kapmaca oynuyor insanlar hafta sonları... :)
Aman nasıl dolu oluyor her yer. İğne atsan birinin kıçına falan batar, düşmez yere maazallah... :)
Para yok deyip duruyorlar, ağlaşıyorlar ama buraları doldurup deli gibi para harcıyorlar yahu? Anlamadım ben bu işten bir şey?! Otoparkına bak, lüks araba dolu... Mağazalar dolup dolup boşalıyor elinde poşetler çantalarla gezinen insanlarla... Çay - kahve içilen yerler desen, keyif yapan yapana.
Kapalı bir mekan sonuçta ama açık alanlar da yapıyorlar tabii güzel havalarda da müşteri çekebilsinler diye. Kır - bahçe süsü veriyorlar yeşil yeşil...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKLİM DİYOR Kİ
Kısa HikayeHerkesin, her konuda bir fikri vardır illaki. Kimi söyler, kimi kendine saklar. Kimi deneyimlerini başkalarına da aktarmak ister, kimi biriktirmek... Ben de öylece, öylesine aklıma geliveren ya da beni eğlendiren yahut derin düşüncelere gark eden k...