Daha doymamışız yaşamasına
Günlerimiz dün bir, bugün iki
Sakın bir şey bırakma yarına
Yarın yok ki.☾
Yayılarak oturmuş olduğu koltukta kolları göğsünde birleşmiş, gözleri de kapalıydı.
Ben ışığı açıktan birkaç saniye sonra o da gözlerini açıp bakışlarını üstümde gezdirdi.
"Telefonumu neden açmadın?"
Kaşlarımı çatıp telefonumu arka cebimden çıkardım ve şarjının bitmiş olduğunu görüp ona doğru gösterdim.
"Şarjım bitmiş"
Koltuğa doğru ilerleyip kendimi Minho'nun yanına bıraktım ve kafamı geriye doğru yatırıp gözlerimi kapattım.
"Neredeydin?"
Sorduğu soruya karşılık gözlerimi açtım. Oturduğu yerde bana doğru dönüp dirseğini koltuğun başına, kafasını da eline yaslayıp beni izlemeye başladı.
Derin bir nefes verip bende hafifçe ona doğru döndüm.
"Felix'e yardıma gittim"
"Sabahtan beri orada mıydın?"
Kafamı aşağı yukarı sallayıp koltuktan kalktım ve tişörtümü yakasından çekip çıkardım.
"Sen neden geldin?"
Minho'ya doğru dönüp konuştum. Gözleriyle üst bedenimi incelerken omuz silkti ve koltukta yatar pozisyona geçti.
"Öylesine" diye mırıldandığında kafamı aşağı yukarı salladım ve daha fazla bir şey söyleme ihtiyacı hissetmediğim için üst kata çıktım.
Odama girip pantolonumun kemerini çözdüm, ardından kirli sepetine doğru fırlatıp banyoya girdim.
Suyun sıcaklığını ayarlayıp küvetin tıpasını taktıktan sonra aynada yüzüme biraz bakındım. Göz altı torbalarım dışında pek bir şey olmadığı için keyiflenirken banyodan çıktım.
Giysi dolabıma yönelip kapağını açtığım sırada belime dolanan el beni ürküttü.
Minho iki elini de karnımın üstünde birleştirip kafasını boynuma doğru gömdüğünde yutkunup derin bir nefes verdim.
Belimdeki elleri sayesinde beni kendine çevirip sırtımı dolaba yasladı. Soğuk zemine değen tenimle birlikte ellerimi omuzlarına koydum.
Yüzünü yüzüme yaklaştırıp çenemi öptükten sonra ellerini sıkılaştırıp boynuma doğru yöneldi. Dişlerini tenime sürtüp hafifçe ısırdığında tişörtünü sıktım.
"Bu sıralar neden bu kadar sorumsuzsun Hyunjin?"
Dudakları boynuma sürterken konuştuktan hemen sonra ısırdığı kısmı öptü ve öpücükleri yavaşça aşağıya doğru kaydı. Nefesim sıklaşırken arkamdaki dolaba sabitledim ellerimi. Diliyle göğsümden karnıma doğru ıslak bir yol çizdikten sonra karın kaslarımı öptü.
Derin derin nefes alarak aklımı ve bedenimi kontrol etmeye çalışıyordum fakat o dudaklarını tenime sürterken bunu yapmak oldukça zordu.
Eli iç çamaşırımın lastiğindeyken çalan telefonla birlikte minik bir küfür savurdu ağzının içinde.
Düzensiz nefeslerimi toparlamaya çalışıp hızla alnımda biriken ter damlacıklarını sildim.
Minho ayağa kalkıp telefonunu çıkardı ve aramayı yanıtlayıp telefonu kulağına götürdü. Arkasını dönmesini fırsat bilerek elime geçirdiğim havluyu belime doladım ve göreceği şeyi önledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
middlemist, hyunho
Fanfictionİkimiz de herkes gibiyiz, Çırılçıplak olduğumuz zaman. [170623]